Aman Muhalefet Belediyesi Olmayın!.. - Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, bundan yaklaşık iki ay önce idi... Tayyip bu kez de CHP'li belediyeleri suçladı:

"Bunlar Alman vakıflarından para alıyor. Alınan paralar bu yolla resmen PKK'ya gönderiliyor..."

Vay canına, demek ki Alman vakıfları CHP'li belediyelere para veriyor, onlar da bu parayı alarak, üstelik bir kısmının PKK'ya gitmesine göz yumarak suç işliyordu. Ortada çok ciddi bir iddia vardı. Bir başbakan bu kadar boş konuşmazdı, elbette bir bildiği olması gerekirdi!!!

Bu gelişmeler sonrasında Kılıçdaroğlu dedi ki "Sayın Başbakan bu sözlerini kanıtlamakla yükümlüdür. Buyursun, belgeleri ortaya koysun, biz de o belediyeler hakkında gerekeni yapalım."

Devlet ellerinde, devletin bütün kurumları iktidar tarafından ele geçirilmiş durumda. Aradan bunca zaman geçti, Tayyip'ten tık yok! Ne bir belge açıklaması mümkün oldu, ne de bu söylediklerini kanıtlaması. Demek ki dolduruşa gelmişti.

Sen çıkacaksın ortaya, kuru sıkı atıp tutacaksın, emrindeki yandaş ve yalaka medya tantana yaratacak, yalan ve propaganda mekanizması yine çalışmaya başlayıp insanların kafasını karıştıracak ve sonuçta hiçbir şey çıkmayacak.

Bir başka ülkede olsa bu koca yalanların hesabı sorulur ama burası Türkiye abicim!.. Kim kimden hesap soracak!

CHP'li belediyelerle Alman vakıfları arasındaki ilişkinin (!) dosyası böylece kapanmış oldu.

Eğer Tayyip bu sözlerini daha sonra kanıtlarsa, oturup tekrar düşünürüz. Ama ses veremiyor.

Devlet ciddiyeti işte böyle durumlara düşürüldü.

Konuş, suçla, sonra da suskunluğa burun. Çamur at izi kalsın.

* * *

Mart 2009 yerel seçimlerinde Adana Büyükşehir Belediyesini MHP kazandı. Bu, AKP'ye vurulan inanılmaz bir darbe idi. Tayyipgiller şaşkınlığa uğradı.

Adana'yı MHP'ye bırakmaları elbette ki söz konusu olamazdı. O halde yapılacak şey basitti!

Müfettişler derhal oraya sevk edildi. Bütün dosyalar incelendi. O dosyalar gökten, Tanrı katından bile inmiş olsa emir emirdi ve mutlaka suç bulunacaktı.

Bir sürü suçlar (!) bulundu ve Aytaç Durak’a İçişleri Bakanlığı tarafından işten el çektirildi. Bakanlık tarafından gönderilen müfettişler herhalde Bakanlık görüşünün aksini savunup raporlarında "Suç yoktur" diyecek değildi!

Onca suçlama nedeniyle görevden alınan Aytaç Durak hakkında davalar açıldı, mahkemeye çıkarıldı. Halen tutuksuz yargılanıyor. Ama bir kez yargılanmaya başlandın mı, bir daha o makama iade edilmen söz konusu değil. Davalar çıkmaz ayın son çarşambasında biter, sen de görevden alındığınla kalırsın.

Peki ama bunca yolsuzluk, hırsızlık, evrakta sahtecilik yaptığı iddia edilen Aytaç Durak niçin tutuklanmadı?.. Çünkü iddialar göstermelikti. Amaç Adana'yı MHP'nin elinden almaktı ve başarıldı. Ötesi hiç önemli değil!

Seçimle gelen Adana Büyükşehir Belediyesi, şimdi seçimi kaybeden AKP'nin elinde. Her şey bu kadar basit.

* * *

AKP döneminde nice muhalefet belediyeleri polis baskınına uğradı, nice başkanlar görevden İçişleri Bakanlığı kararıyla uzaklaştırıldı.

Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne düzenlenen şafak baskınını izledik. Gözaltına alınanların tamamı yargı tarafından serbest bırakıldı.

Amaç yine aynı: AKP'nin boy hedefi olan İzmir'de belediyeyi yıpratıp iş yapamaz duruma düşürmek.

Türkiye'nin dört bir yanında bugüne kadar nice CHP belediyeleri baskına uğradı. Aklıma gelen bazıları şöyle:

İstanbul Maltepe, Kadıköy, Avcılar, Sarıyer, Adalar...

Kuşadası, izmir Menderes, Alaçatı, Buca Kaynaklar...

Konya Ereğli (MHP).

Bu listenin çok eksik olduğunu biliyorum ve yazamadıklarımdan özür diliyorum.

Muhalefet belediyelerini silip süpürme işlemi iki ayrı aşamadan oluşuyor:

1- Polis baskını ve sonrasında yargıya havale.

2- İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alma.

VE GEMLİK BELEDİYESİ!

BİRKAÇ gün önce Bursa'nın Gemlik ilçesi Belediye Başkanı CHP'li Fatih Mehmet Güler'den aldığım mektup ilginçti.

Görevden alınma öyküsünü anlatıyor, bütün belgeleri göndermiş. Özetliyorum:

"Umurbey'de 10 yıl belediye başkanlığı yaptım. Hakkımda bir tek inceleme bile yapılmadı. Mart 2009'da Gemlik'te seçimi kazandım. İçişleri Bakanlığı raporları sonrasında savcılık soruşturma başlattı ve tutuklanmamı istedi. Mahkeme reddetti. Buna rağmen İçişleri Bakanlığı tarafından Mart 2011 'de görevden alındım.

Böylece Gemlik Belediyesi şu anda AKP'nin eline geçmiş durumdadır!

Görevimin ilk yılı içerisinde benim AKP'ye geçeceğim söylentileri yayılmıştı. Bunun olmayacağını anladıklarında görevden uzaklaştır ildim.

Bursa 3. İdare Mahkemesi, yerime Belediye Meclisi tarafından seçilen AKP'linin başkan olamayacağına ilişkin karar verdi ama değişen bir şey olmadı.

Şu anda sekiz aydır, İçişleri Bakanlığı karan ile görevimden uzaktayım.

Bütün bu zorlamalara rağmen ülkem ve Gemlik için mücadele etmeyi sürdüreceğim. Bugünkü iktidar, karşısında duranları yok etmek için var gücüyle çalışıyor. Bütün bu olumsuzlukların bir gün aşılacağı umuduyla yaşıyorum."

Görevden alınan Fatih Mehmet Güler, bana bir de dosya göndermiş. Bu kararın tüm gerekçeleri orada!

İçişleri Bakanlığı müfettişleri soruşturmuş, kendisini suçlu bulmuş!

İşte raporlardan biri:

"Mustafa Arı isimli vatandaşın Serpil sitesi sahilinde denize girerken boğulması olayında Gemlik Belediyesi tarafından gerekli emniyet tedbirlerinin alınmadığı, boğulma olayının meydana geldiği tarihte söz konusu yerde gümüş bröveli cankurtaran bulundurulmadığı, böylece görevin kötüye kullanıldığı...

Olayda sorumluluğu bulunan Gemlik Belediye başkanı Fatih Mehmet Güler hakkında soruşturma izni verilmesine..."
Yaz boyunca denize girerken boğulan her vatandaş için aynı karar alınmış!

* * *

Muhalefet partili belediyelerde bunca baskın, gözaltı ve görevden alma sürüp giderken, AKP'li belediyelerde durum normal!..

Çünkü onlarda yanlış olan hiçbir iş yok!

Oralarda hırsızlık, yolsuzluk, eş dost zengin etme, sahtecilik, ihale dümenciliği, partili yandaşlara para hortumlamak, çoluk çocuğuna televizyon kanalları kurdurmak, ilin ve ilçenin futbol takımlarını ele geçirmek, ortalığı haraca bağlamak gibi hiçbir şey asla yok!

Olsa da AKP hükümeti mi hesap soracak!

Hatta, deniz kıyısında olan AKP'li belediyelerin bölgesinde denizde boğulan vatandaş, bu gerekçeyle hakkında soruşturma başlatılıp açığa alınan bir başkan yok. Onlar sorumlu değil ki!..

Burada sorayım: Türkiye'de her yaz mevsiminde sahillerde, belediye bölgelerinde yüzlerce kişi denizde boğulur. Bu konuda hakkında soruşturma açılıp açığa alınan kaç belediye başkanı vardır?

Onlar rahat, onlar almış arkalarına Tayyipgillerin desteğini, istedikleri gibi at oynatıyorlar.

CHP, Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını belgelerle gündeme getiriyor, kimin umurunda! İçişleri Bakanlığı gidecek de, adı geçenler hakkında soruşturma başlatacak!

Günümüzde herhangi bir muhalefet partisinden belediye başkanlığı yapmak zor zenaat! Ya polis baskınına uğrayıp gözaltına alınacaksın, ya da birkaç basit raporla görevden alınacaksın!

Benden size tavsiye!.. Eğer yerel seçimde başkan adayı olmayı düşünüyorsanız, bu göstermelik ve düzmece demokraside mutlaka AKP'den olun. Yoksa başınız beladan kurtulmaz.

Emin Çölaşan/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget