Başbakan Erdoğan geçen gün Dersim isyanlarını bastırmak için devletin yaptığı harekatta ölenlerin ve yaralananların listesini gösteren önemli bir belge açıkladı. Bu belgeden; 1937 yılında, devletin eşkıya dediği isyancılardan 262 kişinin ölü, 36 kişinin de sağ olarak ele geçirildiği anlaşılıyor.
Bu dönemde başbakan olan kişi İsmet İnönü'dür.
Zaten İsmet Paşa, harekattan sonra basına yaptığı açıklamada, artık Dersim sorununun çözüldüğünü belirtmiştir.
Yani Başbakan İnönü; hava kuvvetlerini de kullanarak yürüttüğü operasyonda 262 eşkıyayı öldürmek suretiyle bölgede devlet otoritesini önemli ölçüde kurmuştur. İsmet İnönü; 1937 Eylül ayında başbakanlıktan ayrılmıştır.
Atatürk; İnönü'nün yerine Celal Bayar'ı başbakan atadı. Başbakan Bayar; Dersim bölgesinde görülen bazı saldırılar üzerine, kendi deyişi ile, bu bölgedeki sorunu kökünden kesip atma kararı verdi. Bu konuda Mareşal Fevzi Çakmak ile plan yaptı. Dersim'e daha kuvvetli askeri birlikler sevk etti. Bunların başına Orgeneral Kazım Orbay getirildi.
Bayar-Çakmak-Orbay üçlüsü; Atatürk'ün artık iyice hastalanıp yatağa düştüğü yaz aylarında Dersim'de öncekinden çok farklı bir uygulama yaptılar.
Başbakan'ın açıkladığı o belge gösteriyor ki 1938'deki operasyonda 13 bin 160 Dersimli öldürülmüş, 2 bin 107'si sağ ele geçirilmiş.
Özetle:
İnönü: 262
Bayar: 13.160
Aradaki farkın sebebi bellidir. Atatürk-İnönü ikilisi; Dersim olaylarına gerici derebeylerinin ayaklanması olarak bakıyordu. Bunlar; Dersim'in Türk kimlikli olduklarını bildiklerinden onları kazanmadan yana idiler. Atatürk de tam 15 yıl Dersim derebeylerine öğüt heyetleri yollamıştı. Bunlardan birisi de Bektaşi olan Diyarbakır Valisi Ali Cemal Bardakçı idi.
Bayar, Çakmak, Orbay gibiler ise bu işi Kızılbaş isyanı gibi gördüler ve öç alma duygusuyla hareket ettiler. 1937 ve 38 rakamları arasındaki fark; bunu açıkça gösteriyor.
VEBAL KÜRTÇÜLERİN BOYNUNDA
Ne yazık ki Dersim'in mazlum halkı, gerici derebeylerinin Kürtçülere sırt dayayıp iktidarlarını sürdürme gayretine kurban edildi. Bu olaylarla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'a bazı belgelerin verilmediğini tahmin ediyorum. Dersim'deki derebeylerini Kürtçülerin, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı silahlı tehdit olarak kullandıkları gibi... Seyit Rıza'nın İngiliz hükümetine mektup yazarak 'Türk ordusu ile savaştığını' gösteren o belge gibi... Yine 07. 07. 1939 tarihli TBMM oturumunda İçişleri Bakanı Faik Öztrak'ın verdiği bilgide bölgeden son sistem 14 bin 593 tüfenk ele geçirildiği belgesi gibi. Yine, 1937'de Komüntern'in Dersim'da gerici bir ayaklanma olduğu yolundaki açıklaması gibi... Ermeni Garo Sasuni'nin, daha 1930'da Dersim'deki silahlı gücün Kemalist rejimi yıkacak potansiyelde olduğunu belirten kitabı gibi. (Bunların tümü bizim Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği isimli kitabımızda bulunuyor.)
Bilinsin ki, çok yakında birileri çıkıp AKP iktidarının bugün PKK'ya karşı yürüttüğü haklı ve doğru mücadeleyi katliam gibi göstermeye kalkıştıklarında bu iktidarı da 1937'deki iktidarı savunduğumuz gibi savunacağız.
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder