İktidar ortakları arasında kopuş mu var? Bir ayrışma? Herkes kendi yoluna mı? Cemaat, AKP’yi tehdide mi başladı?
İktidarda üçlü koalisyon var(dı). AKP, Cemaat ve Liberal Çevre (aydın denen çeşitli tipler). Şüphesiz Liberal Çevre bir yamaydı. Verdikleri desteğe karşılık, iktidar nimetlerinden yararlandırılıyorlar.
İlk ayrışma, bu çevreyle iktidar arasında oldu. Cemaat ve iktidar, artık liberallerle yollarını ayırdı. Öyle ki örneğin Yeni Şafak’ta ve Zaman’da, cemaat ve iktidar yazarları, “misafirlerini” hırpalamaya koyuldu.
Liberallerden bazıları, yolcu muyuz abbas biçiminde ve iktidara itidal dilli karşı görüşlerini yazarken… bazıları da devekuşu pozisyonu aldı, duymuyor ve mevziini korumaya öncelik veriyor. Düşünüyorlar ki “Vefa, sadece bir semtin adı değil.”
***
Derken, ABD’de iyi bir eğitimden geçirilerek Ergenekon, Balyoz ve gazeteci operasyonları öncesi Türkiye’ye postalanan “önemli şahsiyet”, “Usta, gemin su almaya başladı” diye, Erdoğan’a ve hükümete giydirmez mi! Şikâyetçi! Bir dizi laf ebeliğinin içinde, üç noktaya vurgu yapıyor: Hükümet,
1) Ergenekoncularla uzlaşma arıyormuş.. askerlerin topuk selamını yeterli görmüş; Arınç, askerlerin tutuksuz yargılanması için havayı kokluyormuş. Orduda kurumsal hiçbir düzenleme yapılmamış.. (İmam ordusu kurulması gibi..) Hükümetin “şikecileri” aklama girişimini de eleştirdiğine göre, şike operasyonu arkasındaki esas güç de anlaşıldı!
2) Medya “candaşıyla yoldaşıyla” hâlâ yerinde duruyormuş. (Yeni operasyonlar planlamışlar da hayata mı geçmemiş acaba?!)
3) CHP (ve diğerlerinin) 4 ayakları atlar gibi kırılmalarına rağmen, henüz vurulmamışlar!
Sonuç:
“Ustalık döneminin sayın ‘ustası’, ‘kalfaları’ ve ‘çırakları’, geminiz çok fazla yerden su almaya başladı. Rotanız şaştı… Bu millet statükonun emrine girenleri, onbaşıları tarihin çöplüğüne göndermekte bir bile tereddüt etmez… Benim ve ailemin 17 oyunu, aldığınız oylardan çıkartabilirsiniz..”
Cemaat başkaldırıyor. Memnun değil. Hükümet cemaatin koyduğu hedeflere doğru yeterince ve koşar adım gitmiyor. “Oy vermeyiz!”
Bu tehdit aslında yeni değil. “Ortak”ın kalemleri, daha önce de örneğin Beşir Atalay’ı hedef almışlardı! Demek Atalay, onların doludizgin gidişlerini biraz frenleyici dengeler aramış!
***
AKP, parti olarak mı kalacak, yoksa üstü AKP – içi ise tamamen cemaatleşmiş olarak mı devam edecek!? Kurt postunun içinde ikinci kurt olmaz, bir postun içinde iki kurt da iç içe olmaz. “Alttan/içten oyma” işlemleri, partinin hayati kan ve kalp damarlarına mı gelip dayandı?
Bülent Arınç, tutuklamaların bu kadar uzun sürmesine ve milletvekillerin hâlâ içeride tutuklu olmalarına karşı çıktığında, önce, “Arınç, iyi polis kötü polis rolünde” diye düşünmüştüm.
Ama, Bay Balyoz’un bu yazısı, Arınç’ı “temize çıkardı”. Adam samimi! Ama Başbakan Yardımcısı olmasına rağmen, güçsüz (mü?!).. Silivri’den bir yargıç “dışarıdan sesler bize sinek vızıltısı” demişti! Oralarda, “Ortak” yönetimde (mi)?
***
Peki nasıl bir çıkarsama yapmalı?
a) AKP bütün ülkeye egemen. Fethedeceği kale kalmamış gibi! Ordu tam zapturapt altında. Medyada Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık.. kaldı. Kazanımlarını sağlamlaştırmak, iyice hazmetmek zamanı olduğunu düşünüyor olabilir. Kurdukları düzen tıkır tıkır. Adamları dünyalıklarını yapıyor. Şan şöhret, övgü, tapınma derecesinde yağcılık, el pençe divan durma… bütün çevrelerde!
İçeride yönelecekleri yeni MHP ve CHP kitleleri için uzlaşmalar aramak zorundalar.
Daha ne olsun? “Şam’da kayısı” olsun! (O konuda da çabaları üst düzeyde!)
b) Cemaat ise köktenci! “Eski düzen”den hiçbir şey bırakmamayı, her şeyi silip süpürmeyi, kendi yeni düzenleri için gerekli görüyorlar!
Eski düzen’in “temizlikçileri” onlar! (Hey Jean Reno!!)
Aşağıya egemenler, polise, yargıca falan..
Bu nedenle, “Durmak yok, yola devam”ın, düzen-tuzak kurmada ve herkesi içeri tıkmakta, esas sürdürücüleri!
İktidar içinde anayol ayrımı gerçekleşir mi, bilmiyorum. Ama temizlikçiler, yollarının her yerde kendilerine açılmasını ve kabinenin kendilerini izlemesini istiyor..
İzleyeceğiz…
Orhan Bursalı/Cumhuriyet
Yorum Gönder