Döndük geldik.
Hasretlik bitti.
Herkese merhaba.
15 günlük tatil, semaverin için için kaynaması gibi geçti. 15 günün her saatinde fokur fokur kaynayan olaylar birbirini izledi.
Somali’de yoksul kurtaracaktık.
Van’a yeten çadır çıkaramadık.
Komşu Suriye alev aldı.
İç savaş belirtileri hortlatıldı.
Suriye füzeleri Türkiye’ye döndü.
İran füzeleri de Türkiye’ye çevrildi.
İran füze birlikleri komutanı açıkça tehdit etti. İsrail İran’ı vurursa eğer, İran füzelerinin ilk hedefinin Türkiye’deki füze radarı olacağını direk olarak söyleyiverdi. Rusya’da Türkiye’ye “füze kalkanından ötürü” yüz ekşitmeye başladı. İsrail’de İran’ı vurmaya hazırlanıyor.
Xxx
ABD ise memnun.
Duruma hep hakim.
Türk Ordusu Kandil’e gidemiyor.
Ankara ise Washington ile anlaştı.
Bir süre önce “eksen kaydırıcı” izlenimini vardı. Yalanmış. İktidar, İran’ı ve “bölgesine faydalı olmak için bağımsız kalmak zorunda olan Türkiye’ye güvenenleri” aldatıyormuş. Eksen kaymasından “eksen vidalanmasına” geçiverdiler.
Preditörler, İncirlik’e ulaştı.
İstihbarat veriliyor.
ABD karşılığında ne alıyor?
Henüz onu bilmiyoruz.
Topuklara bakarak tahmin edebiliyoruz. İngiltere, Türkiye Cumhurbaşkanı eşinin “ayakkabısının topuğundan Avrupalı kadınlarına benzemeye başladığını” konuşarak vakit geçiriyor olsa da aslında “Kraliçeli saraylarda ağırlama tantanasının” Türkiye’yi Suriye’ye karşı dolduruşa getirme olduğunu dikkatli gözler görüyor.
Xxx
Böyle bir ortamda Dersim!
Eksen vidalanmasının kalıcı olacağını göstermek için Cumhuriyet’in kurucuları “katillik yaptılar” diye adice, rezilce, sinsice, çarpıtarak, din soslu yalanlar katarak “Dersim yüzleşmesi” konuşulur, yazılır, tartışılır oldu. Tarihte olanı işine geldiği gibi kendine yontarak “yeni egemenlere” taze statiko alanları bina ediliyor.
Korkutucu fokurdama var.
15 gün içinde bu fokurdama altında gözü dönmüş yeni egemenlerin önünde diklenerek “sizden korkmuyorum” diyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu oldu.
“64 yaşındayım” dedi.
Hiçbir karanlık sayfam yok.
Hiçbir defolu duruşum olmadı.
Hesapsız servetim bulunmuyor.
Yaptığım işi biliyorum dedi.
Şöyle devam etti: Ben 7.5 yılıdır İzmir’in Beldeye Başkanıyım. Ben göreve başladıktan 1 yıl sonra buraya Bursa’dan başsavcı geldi. 6.5 yıl görev yaptı. Basına açıklama yaptığını, ileri geri konuştuğunu duydunuz mu?
Duymadınız.
Çünkü savcı konuşmaz.
İddia makamıdır.
Dosya hazırlar.
Xxx
Bu savcı değişti.
İzmir’e yeni savcı atandı.
Yeni savcı iktidar yandaşı gazetelere söyleşi yapmaya; “şaibe var, deliler kesin, 300 kişiyi daha göz altına alacağım” demeye başladı.
Şafak baskınları polisle yapıldı.
Sonra yargıya havale edildi.
19 belediye üst düzey çalışanı, görevlisi, belediye şirketi yöneticisi, göz altına alındı. İki gün sorgulama yapıldı, 19’u da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Belediye operasyonu yaparak görevlilerin ifadesini alan 2 özel yetkili savcının da yetkileri ellerinden alınıp yerleri değiştirildi.
Kim ihaleye fesat karıştırdı.
Kim görevi kötüye kullandı.
Kim zimmetine para aktardı.
Kim ne kadar rüşvet aldı.
Kim belgede sahtecilik yaptı.
Anlaşılamadı. Netleşmedi. Netleştirmedi. Adaleti alet edip korku ortamına korkular taşındı. Baskıcı, korku verici düzen karşısında İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “korkmuyorum” deyip, “susmak yok… sineye çekmek de yok…her şeyi halka anlatmak ve gerçek adaleti aramak var” diye diklenmesi özlenen ışık oldu.
Hoş bulduk.
Necati Doğru/SÖZCÜ
Yorum Gönder