Hiçbir şeyden çekmediler “hırsız politikacılardan” çektikleri kadar.
Sonunda çareyi buldular:
- Ülkenin en zengin adamını Başbakan yapalım, kurtulalım!
Pekiyi, ya o da çalarsa?
Bu acı gerçek yüzünden kamuoyu ikiye bölündü.
Bir taraf:
“Çalmak istese bir adamını seçtirir; bu işi ona gördürür. Çalmaz!”
Bir kısmı ise daha realistti:
“Çalarsa ilk seçimi kaybeder! Cezasını çeker.”
***
Aslında her seçim, biraz da liderler (ve kadroları için) bir tür “çalar mı, çalmaz mı referandumudur!”Elbette söz Meclis’ten ve memleketten dışarı!
Zaten ve esasen bizde çalar çalmaz konusu gündemden düşmüştür.
Çünkü halkımız gerçekçi olmayı ve gereksiz konulara kafasını takmamayı öğrenmiştir.
Artık halkımız çok iyi biliyor ki siyasette çalanın çaldığı yanına kâr kalır.
Çünkü siyasilerin, lacivert takım elbiselerinin altında “Çelikten Dokunulmazlık Zırhı” vardır.
***
Dokunulmazlık İtalya’da da vardır. Zaten İtalya, Türkiye gibidir. Orada da siyaset, öteden beri çalar çalmaz ekseninde işler.Bu belki de mafyanın anavatanı olması yüzündendir. (Bizde ne yüzdendir, bu ayrı bir yazının konusudur!)
İtalyanlar, dünyanın en varlıklı 15 adamından biri gösterilenBerlusconi’yi,
“Paraya ihtiyacı yok. Çalmaz” diyerek başbakan yaptılar.
“Parayı çok seviyor. Çalar” diyenler ise, 17 yıldır bir türlü çoğunluk olamadılar!
Hatta bir ara birleşip, “Zeytin Dalı”na sarıldılar. Bu bile işe yaramadı.
Berlusconi iktidarda daha da güçlendi. Gidip gidip geri döndü.
Çünkü medyanın ve özel sektörün tam desteğini almayı bildi.
Yılın başında dokunulmazlığı kaldırıldı.
“Çaldı mı - çalmadı mı” belli olmadı ama kendisinin “Vur patlasın çal oynasın” bir karakter olduğunu dünya âlem gördü.
Küçük kızlarla yaptığı bunga bunga âlemleriyle dünyanın en popüler başbakanı oldu.
Sonunda İtalya’yı krizin eşiğine getirdi ve iktidar gemisini karaya oturttu. Şimdi 12 yıl hapis cezasından söz ediliyor. (Ama çalmaktan değil, 17 yaşında Faslı bir kız ile âlem yapmaktan. Bizim Yargıtay’ın 13 yaşındaki bir kız ve 23 tecavüzcüsü için verdiği “gönül rızası” kararı İtalyancaya çevrilse de,
İtalyancadan çevirdiğimiz Türk Ceza Kanunu’nun rövanşı alınsa!)
“Silvio” bir ara “Tayyeep” dediği Sayın Başbakanımızla “kanka” oldu. Başmisafir olarak, kızının düğününe bile geldi.
Verilmiş sadakamız varmış. Emine Hanım’a da milletçe çok şey borçluyuz
Kadın sezgisi diye bir şey var.
Silvio’nun “âlemciliğini” erken fark etti de, Tayyip Bey’le olan samimiyetine fren koydurdu.
Yoksa, ne ekonomik kriz Türkiye’ye...
Ne de Allah muhafaza bunga bunga âlemleri Sayın Erdoğan’a teğet geçebilecekti!..
Dersimiz Ayır - Buyur
CHP Tunceli Milletvekili Aygün’ün pası ile
Tayyip Bey’in başlattığı operasyonun amacı, tarihle “yüzleşmek” falan değil…
“Binleşmek”, “on binleşmek!..”
Tarihten nemalanmak...
Ayrılık ve aykırılıkları büyütmek, büyütmek...
Sonunda da Atatürk’ü sıfırla çarpmak...
“Demokratik açılım” işlemi Türk-Kürt ayrımını aşmada
yeterince sonuç vermedi.
Şimdi de sıra CHP içindeki ve Türkiye’deki Alevi - Sünniliği, “tarihle yüzleşmek” adına
kaşımaya geldi.
İngilizlerin hâlâ sürmekte olan asırlık parçala-yönet (divide and rule) siyasetini Tayyip Bey, iç siyaset ölçeğinde CHP’ye uyguluyor.
Bu tür şeytani planlar için Azeriler, bizimkinden çok daha has Türkçeleriyle “Ayır-buyur siyaseti!” diyorlar.
Bu köşeye kökten CHP’li ve Alevi olduğunu söyleyen birçok okur iletisi geliyor... Hüseyin Aygün’e sahip çıkmayan Kılıçdaroğlu’na kızıyorlar, Alevi tarihini sahiplenen ve özür dileyen Erdoğan’ı takdir ediyorlar.
CHP’yi ve elbette Atatürk’ü sıfırla çarpma operasyonuna içeriden dışarıdan katılan katılana.
Tarihle yüzleşmek bahane. Atatürk’ü yıpratmak şahane!
Okur-Yazar-Okur
FİŞ
Gazetelere yansıdığına göre,
AKP’li bir yetkili 30 bin TL olan bedelli
askerliğin peşin ödenirse 30 bin TL’den, 25 bin TL’ye
çekilebileceğini belirtmiş.
Acaba fiş istemez dersek bir 5 bin TL daha tenzilat yapılır mı?
Ali Hakan Yıldız – İzmir
PİYANGO
AKP - neoliberal ortaklığı önümüzdeki günlerde Milli Piyango’yu da satışa çıkaracak. Özelleştirme yoluyla yabancılaştırılacak olan Milli Piyango artık “Gayri Milli Piyango” olacak.
Zekai Buluç-İstanbul
Ödül
En büyük ikramiye bu yılbaşı 40 milyon TL oldu!Ama daha büyüğü “özelleştirilecek” Milli Piyango’yu alan yabancı şirkete çarpacak.
Bundan önceki yılbaşılardan birinde dünya tarihinin trilyonluk en büyük piyangosu Türk Telekom’u satın alan Lübnanlı Hariri ailesine çıkmıştı.
Lübnanlılar da gerçekten vefalı bir halkmış...
Bizim Başbakan’a “Yılın Ekonomi Lideri Ödülü” verdiler.
Bakalım, Milli Piyango’yu satın alan millet ne verecek!
Yüzleş...
Biz yüzleşiyoruz.
Darısı Amerika’nın Kızılderililerle,
Fransa’nın Cezayirlilerle yüzleşmesine...
HOKKA
Gazetecilik, insanın kendi anlamadığını başkalarına açıklaması sanatıdır!..
Ahmet Tan/Cumhuriyet
Yorum Gönder