Sınav skandalı ayaklarına dolandı - Saygı Öztürk

Adaylar sınava hazırlanmış, ancak sınavı yapanların hazırlanamamıştı. Sanki, yapılmak istenen haksızlıklar birilerinin ayaklarına dolaştı ve sınav iptal edildi

Sınav skandalı ayaklarına dolandı - Saygı Öztürk
Bedelli askerlik, “Dersim olayları”, havaalanından Sabiha Gökçen’in adı kaldırılsın, Başbakanın Suriye Devlet Başkanına “Beşar…Beşar” diye başlayan tehditlerinin gölgesinde gerçek gündem konuşulmuyor, istikbal hırsızlarıyla da uğraşılmıyor.

Bugün konuşulması gereken, unutulmaya başlayan Van depremiydi. Deprem, ülkemizdeki her türlü denetimsizliğin yanında yapı denetimsizliğinin boyutlarını da gözler önüne serdi. AKP, başından beri “denetim” işine ifrit oluyor. Bir ara tüm teftiş kurullarını kaldırmaya çalıştılar. Bunlar arasında, belediyelerdeki imar yolsuzluklarını denetleyip soruşturan Mülkiye Teftiş Kurulu ile Bayındırlık Teftiş Kurulu da vardı.

Yargı engeline takılıp teftiş kurullarını kaldırmayı beceremeyince, bu defa büyük bir kısmını “rehberlik ve araştırma” birimleri haline dönüştürüp etkisizleştirdiler. “Yandaş” tanımlamasına uyan müfettişlerden bazılarını milletvekili, müsteşar, vali, genel müdür vesaire yaptılar. İşini tarafsız ve dürüstçe yapan müfettişlerin ise analarından emdiğini burunlarından getirmeye devam ediyorlar. Denetimin hiçbir türünden hoşlanmayanlar, “yapı denetimi” işine gereken önemi vereceğine nasıl inanacaksınız.

Bakın neler neler planlamışlar
Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) yaklaşık 700 eleman alacaktı.. Başvurular internet ortamında alınmasına rağmen, aciliyeti bulunmayan ek belgeleri teslim zorunluluğu sebebiyle Türkiye’nin dört yanından gelenler Hacettepe Diş Hekimliği Fakültesinin önünde günlerce “belge teslim çilesi” yaşadılar. Oysa istenen belgelerin çoğu belki de yarın çöpe atılacaktı.
Çöpe atılacaktır diyoruz, çünkü iş ilanında açıktan atanacaklar için çok tuhaf ve adeta “kişiye özel” bazı koşullar var! Örneğin Kamu Personeli Dil Sınavından (KPDS) en az 40 puan isteniyor. Oysa yasal olarak KPDS’yi başarmış sayılmak için en az 50 puan almak gerekiyor. Hukukun arkasından dolaşılarak bunun aşağıya çekilmesi, kafaları çok karıştırıcı nitelikte!

Diğer bir tuhaflık da, sınava çağrılacak adayların sadece Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanına göre belirlenecek olması. O halde yabancı dil puanı neden isteniyor? Eğer yabancı dil bilmek önemli ise sınava çağrılacak kişiler için KPSS ve KPDS puanları toplamının “ortalamasını” esas almak gerekmez mi?
İlginç başka bir koşul da, Kurum tarafından yapılacak yazılı sınavda 70 üzeri puan alacakların başarı sıralamasına ilişkin. Bu sınavı kazananlar aldıkları yeni puana göre değil de, yine KPSS puanına göre sıralanacaklarmış! Yani 70 puan alan birinin KPSS puanı daha yüksekse, 100 tam puan alanın önüne geçecekmiş! Saçmalığa bakın!
O halde gençleri “seçme sınavında” neden boşuna yarıştırıyorsunuz? Kendi yaptığı sınava bile itibar etmeyen bir Kuruma kim itibar eder? Hem bunca katakulliye ne gerek var? Son başarı sıralamasında en doğru yöntem, üç sınavın (KPSS, KPDS, Kurum sınavı) toplamının basit ortalamasını almak değil midir? İşte o zaman en nitelikli elemanlar seçilir ve herkes de hakkına razı olur.
KPSS sınavlarındaki şaibeler henüz ortada iken, TKDK’nın sınav ilanında bu kadar dolambaçlı yollara sapması, Kuruma alınacak kişilerin daha baştan belli olduğu kuşkusunu uyandırıyor! Demek ki KPSS’de çok yüksek puan alan birileri, KPDS’de aynı başarıyı gösterememişler!

İstikbal hırsızlığı yakışmaz
Bazı taifelerin “istikbal hırsızlığı”nı bırakmalarını diliyoruz. TKDK bürokratları, birilerinin devlet kurumlarında kadrolaşması uğruna, yıllarca dirsek çürüterek mühendis olmuş tertemiz Anadolu gençlerini enayi yerine koymaması gerekir. “Keser döner sap döner” ve bir gün usulsüzlükleri yapanlardan da hesap sorulur.

İşte, bu haksızlıkları yazacakken, “sınavın sonucunu bekleyelim” diye düşünmüştük. O sınav için Türkiye’nin değişik yörelerinden 6.500 kişi Ankara’da toplandı. Sınav salonuna alındı. Ancak, soru kitapçıkları ortada yoktu. Adaylar sınava hazırlanmış, ancak sınavı yapanların hazırlanamamıştı. Sanki, yapılmak istenen haksızlıklar birilerinin ayaklarına dolaştı ve sınav iptal edildi. Yeni sınavın Aralık ayında yapılması planlandı.
Kasım ayında bu sınavı son anda yapamayan kurumun, Aralık ayında da yine aynı konuda sınavı vardı. Arka arkaya bu sınavların yapılması, sınav iptali de kafaları nasıl karıştırmasın. Varsa bir yiğit, bu sınavın ön hazırlıklarından, koşullarından başlayıp derinlemesine bir inceleme yaptırmasıdır…

Saygı Öztürk/SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget