Bedelli askerlik(!)"vicdani ret"önerileri toplum halinde yaşamanın hak yükümlülük ve sorumluluklarını gündeme taşıdı,tartışmalara yol açtı.
İktisada giriş.kamu maliyesi ya da kamu ekonomisi kitaplarında.mal ve hizmetlerin bir ayrımı da özelkişisel mallar kamusal toplumsal mallar,şeklindedir.Kamusal,sosyal mallar toplumun yararlandığı.bir bireyin tüketiminin diğer bireylerin tüketimini engellemediği,kısıtlamadığı,bireylerin eşit yararlanma olanağına sahip olduğu,bedelinin tüketim sırasında ödenmediği mallar olarak tanımlanabilir.
Toplum halinde yaşamanın gereği olarak sosyal malların üretilmesi zorunludur.İç ve dış güvenliğin sağlaması da bir sosyal mal,kamusal hizmettir.Bireyin tek başına yararlanmadığı.tek başına tüketemediği,yararı paylaşılan hem de eşit şekilde paylaşılabilen sosyal malların üretilmesi,üretim için kaynak sağlanması,kaynak özgüllenmesi,tahsisi gerekir.
Toplumsalsosyal malların üretiminin yükünü kuşkusuz toplum taşıyacaktır.Toplumun özverisi,fedakârlığı ile ancak bu tür mallar,hizmetler üretilebilecektir.Ülkenin,özellikle dış tehditlere karşı korunması,güvenliğinin,savunmasının sağlanması da bir kamusal mal,bir sosyal hizmettir.Bu hizmetin,daha teknik deyişle kamusal malın maliyeti,diğer kamusal mallarda da olduğu gibi olabildiğince adil bir şekilde,toplumu oluşturan bireyler tarafından,bireylerin özverisi,fedakârlığı ile karşılanacaktır....
Toplumsal yaşamanın sağladığı yararlar.olanaklar olduğu gibi bunun karşılığında getirdiği yükümlülükler,sorumluluklar da vardır.Bu yükümlülüklerin hakça bölüştürülmesi gerekir.
Adalet anlayışı bu tür bir bölüşümü.fedakârlığı.özveriyi gerektirir.Bireyler toplu yaşamanın zorunlu kıldığı yükümlülüklere.fedakârlıklara katlanmak zorundadırlar.Bu yükümlülükler,ödevler,kurallar,değer yargılarımızla,hatta inançlarımızla,tercihlerimizle uyuşmayabilir,ters de düşebilir.
Toplu yaşamanın sağladığı olanaklardan haklardan yararlanırken,gerektirdiği yükümlülüklere,fedakârlığa katlanmamanın özür dilerim,bir gerekçe bularak bunlardan sıyrılmaya çalışmanın,ahlaki bir yönü yoktur,bu tür davranışlar toplumdaki adalet duygusunu da zedeler.
Adalet anlayışı herkesin hakkını vermeyi ve etik kurallara uyumlu,onurlu,dürüst bir yaşamı da içerir.
Bedelli askerliği,vicdani reddi,toplumsal hizmetlerin karşılanması ilkeleriyle uyumlu bulmadığım gibi bir tür uyanıklık gösterisi olarak da yorumluyorum.
Nerede adalet anlayışı,nerede eşit özveri,fedakârlık.
Biz kamusal mallardan,sosyal mallardan yararlanalım,külfeti fedakârlığı ise başkaları taşısın.Böyle bir anlayışın,davranışın vicdani,ahlaki yönü olabilir mi.Özür dilerim,bu tür davranışları.tutumları,uyanıklık,olarak yorumluyorum.Her bireyin toplumsal yaşamanın kurallarına aykırı düşünceleri,eğilimleri olabilir.
Bunların değişmesi için savaşım da verir.Ancak kurallar geçerli olduğu sürece,uyumlu davranmaya da özen gösterilmelidir....
Toplumda.uyanıklar,uyanık geçinenler olduğu gibi gariban,kimsesiz olarak nitelendirilen,keriz muamelesi gören geniş bir kitle de var.Uyanıkları,uyanık geçinenleri politikada,medyada,iş yaşamında,bürokraside,hatta eğitim kurumlarında gözlemliyoruz.Uyanıklık,adeta bir beceri,bir artam,marifet,olarak görülüyor,uyanık tipler başarılı olarak kamuoyuna sunuluyor.Kamuoyu yanlış algılandırılıyor.Etik davranış,gariban,kimsesiz keriz diye nitelendirilen toplumun yükünü çeken kesimleri,uyanıkların ayartısından,iğvasından., tasallutundan,istismarından korumaya çalışmaktır.
Ülkede çok güç koşullarda askerlik yapanlar,ülkenin güvenliği,bağımsızlığı,toprak bütünlüğü uğruna şehit düşenler,yaşamları boyunca engelli kalanlar varken askerlikten ve diğer kamusal hizmetlerin gerektirdiği özveriden sıyırmaya çalışmanın,kaçınmanın etik haklı bir yönü var mıdır.
Haklı gerekçesi olabilir mi.Kendimizi ve toplumu kandırmaya çalışmayalım .
Öztin Akgüç/Cumhuriyet
Yorum Gönder