Güniz Sokak’taki evinde ziyaretine gittiğimde Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in koltuğunun etrafı her zamanki gibi kitaplar ve yabancı haber dergileriyle doluydu. “Gündemdeki tartışmayı (Dersim) soracaksın ama ben girmeyeceğim. Türkiye’de her gün tartışılan konuların çoğu bugün var yarın yok. Ama Türkiye’nin asıl gündemi başka” dedikten sonra The Economist dergisinin son sayısında 42 ülkenin ekonomilerini karşılaştıran göstergeleri sıraladı:
- Milli gelir artışında ön sıralardayız ama işsizlikte ve ödemeler açığında da ön sıradayız.
- Cari açığın milli gelire oranı yüzde 10.
- Faiz oranları da yüzde 10’lara yükselmiş.
Avrupa’da Yunanistan, İtalya ve İspanya’da hükümet bunalımlarının ardında ‘borç’ krizlerinin olduğunun altını çizerek, “Borç geçmişte de bugün de devletlerin en önemli meselesi olmuştur. ABD’nin, Avrupa’nın da şu anda en önemli meselesi bu. Ben de kendi ülkemde borçtan hep korkmuşumdur. Türk ekonomisinin ödemeler dengesi üzerindeki eleştirilere kulak verilmesi gerekir. Avrupa’da meydana gelen sıkıntılar bizi de etkiler. Birliğe fiilen dahil olalım ya da olmayalım oradaki istikrarsızlık bizi rahatsız eder. Çünkü ticaretimizin yüzde 60’a yakını Avrupa ile yapılıyor” dedi
Parlamento üstünlüğü tartışmalı
“Türkiye’nin bir de sürekli bir gündemi var ki o konuda hepimiz, her gün konuşmaya devam edeceğiz” dedikten sonra konuyu tutukluluk sürelerine getirerek şunları söyledi:
“Hukuksuzluk çok incitici hale geldi. Kişi 265 gün sonra mahkemeye çıkarılıyor. Bu esnada hep tutuklu. Gazetenizin yazarı Mustafa Balbay 1000 gün tutuklu. Profesör Mehmet Haberal 961 gündür tutuklu. Bu insanlar feryat ediyor. Ayrıca bunlar milletvekili. ‘Yargısız infaz’ diye işte buna denir. Millet iradesinin üstünlüğü, parlamentonun üstünlüğü tartışılır hale geldi. Ülkemizde insanlar, haklarının korunduğundan emin olmak istiyor. Kanunların, adaletle uygulanmasından emin olmak istiyorlar. Güven içerisinde yaşamak istiyorlar. Yargılanma haklarını kullanmak istiyorlar. Ve suçsuz ceza olmasın istiyorlar. Velhasıl, hukukun üstünlüğüne dayalı, korkusuz yaşanan bir Türkiye istiyorlar.”
Ülkenin geleceğiyle ilgilenelim
Dersim tartışmasına girmiyor ama Türkiye’nin önceliği olarak gördüğü depremle ilgili sözleri ona da bir yanıt gibi:
“Bu ülkenin insanları olarak bir yerde yaşamaya mecbursak o vakit memleketin geleceğini güzelleştirmek gerekir. Bu insanları birbirinden soğutmayalım. Van depreminde Türkiye’nin her köşesinin gösterdiği sıcaklık sevinç vericidir. Ama kış şartları çok ağırdır. Ne kadar imkân olursa olsun, ne kadar iyi organize olursanız olun hadise büyük ve zordur, önceliklidir.”
Halk terörden rahatsız
Önceki demeçlerinde olduğu gibi yine terör konusuna dikkat çekiyor. Dersim konusunda dolaylı bir mesaj da burada:
“Türkiye’nin gündemi her gün yeni bir konuyla meşgul olsa da terör yine devam ediyor. Yine polis, asker, sivil halk şehit ediliyor. Halkı çok rahatsız eden bir durumla karşı karşıyayız.”
Ne hakkımız var Suriye’nin içinde
Suriye’deki gelişmelerden de kaygılı olduğunu hissettirdi Demirel. Terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkartılış sürecinde Cumhurbaşkanı olarak Baba Esad’a en sert uyarıları yapanların başındaydı.
“O günle bugünün hiç alakası yok. Kendi ulusal menfaatimiz için tehdit de olur, müdahale de… O dönem Suriye’nin iç işine karışmadık. ‘Şu adam beni rahatsız ediyor ama sen besliyorsun. Çıkarmazsan ben durdururum’ dedik. Şimdi durum öyle değil ki. Gelişmeler endişe verici. Başka ülkelerin içişlerine karışılmasına ben hiçbir zaman taraftar olmadım. Ne hakkımız var başkasının iç işine karışmaya? Yine de Türkiye’nin fiili bir duruma sürükleneceğini sanmıyorum.”
***
Not: Balbay’ın tutukluluğunun 1000. gününde Cumhuriyet okurları TBMM’nin Çankaya Kapısı önündeki Milli Egemenlik Parkı’nda bir basın açıklaması yapacak. Hukuk devleti savunucularını bekliyoruz.
Server Hoca’ya veda
Bilimsel düşüncenin izinde giden bir yazarımızı daha yitirdik. Server Tanilli, Cumhuriyetçiliğin toplumda ve bireyde yer etmesinin ne anlama geldiğini, bilincin ve aydınlanmanın Cumhuriyetçilikle ne denli örtüştüğünü yılmadan savunduğu için yakın geçmişte hedef seçilmiş, ama yenik düşürülememişti. Anısı ve yapıtları yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Işıklar içinde yatsın.
Utku Çakırözer/Cumhuriyet
Yorum Gönder