Amerikan Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü’nün (IRI) Infakto araştırma şirketine Türkiye’de yaptırdığı bir anket, kuşkusuz hem siyasi dengelere hem de Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olması konusuna ışık tutuyor. Her ne kadar ünlü Time Dergisi Erdoğan’ı en popüler devlet adamı olarak kapağına koysa da -özel baskısına- anket sonuçları Erdoğan ve AKP için bir sürpriz ifade ediyor.
Ankete göre, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olması halinde alacağı oy oranı ancak yüzde 44, karşı oyların toplamı ise yüzde 40. Türkiye’nin 12 bölgesinde 2013 denekle yapılan ankete göre toplum, AKP’nin muhalefeti ve basını kısıtlama eğilimi içinde olduğunu düşünüyor.
En önemlisi, Ergenekon soruşturmasına yönelik kuşkuların son 1 yıl içinde dikkat çekici biçimde arttığı saptaması yapılmaktadır. Anket, 5-28 Ekim tarihleri arasında yapıldı ve sonuçları şöyle:
Erdoğan’ın köşk şansı ortada
Türk halkı başkanlık sistemi istemiyor, isteyenlerin oranı yüzde 17’ye karşı yüzde 41 kesin karşı. “Erdoğan dışındaki birinin yönetimindeki AKP’ye oy vermem” diyenlerin oranı yüzde 46, “Vermeye devam edeceğim” diyenler ise yüzde 36. Anket sadece AKP’nin durumunu değil, muhalefetin durumunu da gözden geçirmiş. Alınan sonuç şu:
AKP yüzde 42, CHP yüzde 19
AKP’nin ülkede susturmak, özgürlükleri kısıtlamak istediğini düşünenlerin oranı yüzde 40.
Ergenekon tutuklamalarının haklı olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 37’den 1 yıl içinde yüzde 30’a düşmüş.
Bütün bu rakamlara göre, “Özellikle yargının şeffaflaşmasına evet” diyen oylar yüzde70.
Tüm bu veriler gösteriyor ki AKP tıpkı 1960 öncesinde DP iktidarının durumuna benzer bir durumla karşı karşıya.
AKP yazarının görüşü
AKP sempatizanı sayılan gazeteci Bengisu Karaca, AKP’nin içinde bulunduğu durumu köşesinde özetleyerek şöyle diyor:
“AKP-cemaat ayrışması ve nedenleri vardı-yoktu derken, cemaat-AKP çatışması şayiadan- söylenti- hakikate dönüştü. Partiye ya da cemaate tavır almamış, bilakis her ikisini de desteklemiş kimselerin köşe yazılarında bahsedilmesine bakarak bile ‘şike’ tartışmasının buz dağının görünen kısmı olduğunu anlayabilirsiniz.”
Türbanı şık bir biçimde takan bayan yazar devam ediyor: “AKP’ye yakınım ama bu köşeyi yakından takip edenlerin de bildiği gibi sıkça eleştirdiğim vaki… Her iki çevrenin de kıyısında, her iki çevreyi de dinleyen biri olarak, bu ayrışmanın pek çok önemli nedeni olduğunu biliyorum. Objektif gözlemci sıfatıyla kaleme aldığım bu metinde, söz konusu nedenleri sıralamaya çalışacağım.”
Karaca, cemaat çevrelerinde, AKP’nin dış politikadaki anlayışının Türkiye’yi dünya sisteminden koparması endişesinin var olduğunu ifade ediyor.
Anadilde eğitim talebi
“Cemaat, Kürt meselesinde, anadilde eğitim gibi temel haklar konusunda ilerleme kaydedilmezken terörle mücadelede komşu ülkelere verilen açık çek yüzünden başarısız olunduğunu düşünüyor. Bu komşudan kastın yine İran olduğunu söylemeye gerek yok. Dahası İsrail’le ilişkilerin bozulmasının PKK’ya destek vermesini kolaylaştırdığından bahisle de konu yine İsrail ile ilişkilere geliyor.”
Karaca, bu yazıyı size sunduğum anketten önce yazdığına göre medyada AKP yandaşlığının ya da AKP’lileşmenin riskli olacağı demek ki kafalara dank etmiş, demek ki aradan 10 yıl geçmesi gerekiyormuş. Şimdi diyeceksiniz ki:
“O halde muhalefet ne yapıyor?”
Ben size söyleyeyim:
“Washington’da boş sahada bol atmak için koşturup duruyor.”
İktidar alternatifi olmak için ille de Washington’un yanağını öpmek yetmiyor.
İtibar, güç ve güven gerek…
Kurtul Altuğ/AYDINLIK
Yorum Gönder