Farkında mısınız?
Direniş çadırlarında, açlık grevlerinde, mahkeme kapılarında... Derenin başında ya da kentin meydanında...
Hep onlar var...
O anlı şanlı erkekler yok ortada...
*
Onun için belki, dün güvendikleri tek yiğidi çağırıyorlardı bir ağızdan:
“Kurban olam yürüdüğün yollara
Kara peçe yakışmıyor kullara
Uyan bir bak bizim hallara
Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin...”
*
Cumhuriyet mitingleri de onlarındı:
Beş bin...
On bin...
Yüz bin...
Kara, yeşil, çakır, ela gözlüler...
Başları dimdik...
Alınları açık...
Sokaklardan, caddelerden meydana akan sel gibiydiler...
Bir millet susmuştu...
O türküyü o gün de söylediler:
“Ararım izini Dolmabahçe’den
Bir daha dönmez mi bu yola giden
İçimde sen, gözümde sen
Sarı saçlı, mavi gözlüm nerdesin?..”
*
Hukukunu, adaletini, yargısını, demokrasisini, özgürlüğünü, bağımsızlığını, bütünlüğünü, aydınlarını, yiğitlerini, yurtseverlerini, çocuklarını elinden alırlar da...
Bir ulus niçin susar...
Niçin?
Hatta şanlı tarihinin ak sayfalarına kara çalarlar...
O ak sayfalardaki kahramanlarını bir bir mahkûm edip asarlar...
Bir millet niçin susar?..
*
Bir taş kadar sessiz...
Toprak kadar tepkisiz...
Sinmiş ve korkmuş...
Söyler misin; kendisini kömüre, nohuda, una bile muhtaç edenlerin peşinden koşan bu kadar kör, dünyanın neresinde var?..
*
Sesi çıkan sadece kadınlar...
Direniş çadırlarında, mahkeme kapılarında, barikatların önünde, yağmurun altında, çamurun içinde, soğukta...
Bakın; hep onlar...
Acılarının sıcaklığına sarılıp çığlık çığlığa bildikleri tek yiğidi çağırıyorlar:
“Nerdesin?..”
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
Yorum Gönder