Fransa'nın kabul ettiği yasa yanlıştır.
Hem de açık bir yanlış.
İnsanlar düşüncelerini açıkça söyleyebilmen.
Voltaire de bunu söylüyordu.
Fransız aydınlanmasının büyük adı olan Voltaire.
Bu tamam.
Ama"düşüncelerini topluca söylüyorlardı"diye öğrencilerin aylarca hapis yatmasına ne diyoruz.
Buna"yanlıştır"diyen bizim aydınlarımızı dinleyen var mı?
Fransa Meclisi'nde tasarı oylanırken bin Türk binanın arkasında toplanmış gösteri yapıyordu.
Bizde 50 kişi Meclis'te görüşülen bir tasarı aleyhinde gösteri yapabilir mi?" Yapar elbette"diyen tek bir kişi var mı?
Prof.Mehmet Haberal.91 yaşındaki annesiyle"helalleşme İzni"istiyor.
CHP'nin eski başkanı da Başbakan'a ziyaretinde bu dileği iletiyor.
Başbakan"Bir çare bulalım"diyor.
Prof.Mehmet Haberal CHP milletvekili.
Orada yatmasının ayıbını nasıl görmezden geliyoruz.
Mustafa Balbay CHP milletvekili.
Bin günü aştı tutuklu.
Bu ayıpları nasıl taşıyoruz da başka bir ülkeyi kınıyoruz.
Engin Alan MHP milletvekili.
Hapisten çıkamıyor.
Fransa'yı kınıyoruz.
Tamam.
Ama Fransızca eğitim yapan kurumların müdürlerini neden Ankara'ya çağırıp gözdağı veriyoruz.
Galatasaray Üniversitesi Rektörü de Ankara'ya çağırılıyor.
Neden mi?
Fransa'daki tasarıya karşı çıkmaları isteniyormuş.
Bu tutum savunulur bir yaklaşım mı?
Fransız yazarlarının okunması da yasaklanacak mı?
Paris'e gitmek vatana ihanet mi sayılacak.
Zamanında yapılacak olanları yapmamak.
Yerinde yapılacak olanları atlamak.
Sonra da bağrış çağrış haklı olduğunu kanıtlamak.
Kendi vatandaşlarını ürkütmek,tedirgin etmek.
Asıl yanlış bu....
Bakın,biz kendi vatandaşlarımızı korkutuyoruz.
Ermeni olaylarının gerginliği bizim Ermeni vatandaşlarımıza yansıyor.
Yıllardır dostlarımız olan Agop'lar,Kirkor'lar,Vartkes'ler,Korkuyorlar.
İsrail'le ilişkilerimiz bozuluyor.
Yahudi vatandaşlarımız korkuyor.
1492'de biz İspanya'dan çağırmışız.
İlk matbaayı onlar kurmuş.
Dostluklar kurmuşuz.
Rumlar,yüzyıllardır içimizde yaşamış.
6-7 Eylül olaylarından sonra kaçırmışız.
Her Yunan gerginliğinde korkuyla birbirlerine bakarlar.
Hepsi bizim vatandaşımız.
Gelmişi geçmişi bir yana bırakalım.
Günümüze bakalım.
Korkmayan bir Türk vatandaşı var mı.
Günümüze bakıyorum.
Türk'e en büyük zulmü gene Türk yapıyor.
Günümüzde korkmayan bir Türk vatandaşı var mı?
Hani." Özgürüm,Anayasanın koruması altındayım.Suç işlemediğim sürece kimse bana dokunamaz"diyen tek bir Türk vatandaşı var mı?
Varsa da ben bilmiyorum.
Neden mi?
Suçu artık yasalar tanımlamıyor.
Suçu artık sadece siyasal iktidar tanımlıyor da ondan.
Seni alırla,.hapsederler,sesini kısarlar.
Yatarsın.
Suçun mu?
Onlar bilirler.
Sen bilemezsin.
Hiç öğrenemeden yıllarca yatarsın.
Kafka'nın davası böyledir.
Sen bilemezsin.onlar bilir....
'Çizgiyi aştın'demişlerdi.
Ama gerçekte çizgi yoktu.
Budur...
Fransa'yı kınayalım.
Arada bir aynaya da bakalım....
Erdal Atabek/Cumhuriyet
Yorum Gönder