Afganistan’da ABD-Çin farkı - Mehmet Ali Güller

Çin’in uluslararası ilişkilerine karşıt olan kesimlerin kullandığı en önemli argüman, bu ülkenin de ABD gibi emperyalist olduğu iddiasıdır. Hatta bazıları, Çin’i ABD’den daha tehlikeli bir emperyalist devlet olmakla suçlar.
Bu iddiaların ortaya çıkmasının en önemli nedeni, “sosyalist piyasa ekonomisi” uygulayan Pekin yönetiminin son yıllarda Latin Amerika’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Avrupa’ya kadar hemen her yerde yatırım yapması ve ticari anlaşmalar imzalamasıdır.
Kapitalist emperyalizmi bir ekonomi-politik kavramdan ziyade salt ekonomik bir kavram olarak ele alanlar, başta Çin olmak üzere uluslararası yatırım yapan her devleti “emperyalist” olarak adlandırıyor.
Büyük kapitalist devletleri geçtik, İran ve Türkiye gibi ülkeler bile Ortadoğu’da emperyalist olmakla suçlanıyor. Kavramı, kapitalizm çağındaki anlamıyla değil de imparatorluklar çağındaki anlamıyla kullanıyorlar.
Oysa emperyalizm kavramının çağımızdaki anlamı, “silahlı güç” kullanımı dahil, her yöntemi kullanarak hedef ülkeyi kendi pazarına eklemlemektir.
Peki, bu teorik temel bağlamında, Çin’in Afganistan’la yaptığı petrol anlaşması emperyalist bir ilişki olarak değerlendirilebilir mi? İnceleyelim:
Kârın yüzde 70’i Afganistan’a
Afganistan-Çin petrol anlaşması bugün imzalanıyor. Çin’in devlete ait Ulusal Petrol Kuruluşu, bu anlaşmayla Afganistan’da petrol üreten ilk yabancı firma olacak.
Afganistan Maden Bakanlığı, Çin kuruluşunun Afganistan’ın kuzeydoğusundaki Sari Pul ve Faryab bölgelerinde faaliyet göstereceğini açıkladı. Amuderya Nehri havzası olarak bilinen bölgede ilk hesaplara göre 87 milyon varil petrol rezervi var.
Tabi Çin ile Afganistan arasındaki anlaşmanın en önemli özelliği, Pekin’in, kârın yüzde 70’ini Kabil’e bırakıyor oluşu!
ABD, Afganistan’ı kaybetti
Çin, NATO işgali altındaki Afganistan’da pek çok açıdan ilk sırada bulunuyor.
Örneğin Çin, 2007 yılında dünyanın en büyük ikinci bakır madeni olan Afganistan-Aynak sahasının işletme hakkını aldı. Çin, bu maden projesine ilk iki yılda tam 4 milyar dolarlık yatırım yaptı. Çin, madenin elektrik ihtiyacını karşılamak için de 400 megavatlık enerji santrali kurdu; ki bu santral başkent Kabil’in enerji ihtiyacının çoğunluğunu karşılıyor!
Çin Metalurji Şirketi, 2009 yılında da Aynak sahasına 3 milyar dolarlık “ek yatırım” yaptı.  Yatırımın önemi, Afganistan’ın gayrisafi milli hasılasının 7.5 milyar dolar olduğu göz önüne alınırsa, daha iyi anlaşılır.
Dönemin Afganistan Maden Bakanı Muhammed İbrahim Adil, 5 yıl içerisinde bu projeden sadece vergi geliri olarak 2 milyar dolar elde edeceklerini belirtmişti.
Çin, 2009’da, Afganistan’ın digital telefon hatları projesini de aldı. Santrallerin kontrolü ve işletmesi de Çinli mühendisler tarafından yapılıyor. Böylece Pekin, NATO işgali altındaki Afganistan’ın telekomünikasyon güvenliğini kontrol altına almış oldu.
NYT: Kaymağı Çin yiyor
Çin’in ABD’ye karşı başarısı, örneğin New York Times’da, Robert Kaplan tarafından “Bölgeye kan ve para dökenler Amerikalılar, ama işin kaymağını Çinliler yiyor” şeklinde analiz edilse de meseleye Afgan halkının çıkarları açısından bakmak gerekiyor.
Ve yatırımın büyüklüğü ile kârın çoğunluğunun Afganistan devletine bırakılması, Çin ile ABD’nin yatırım anlayışının farkını ortaya koyuyor.
ABD kanla kâr elde etme peşindedir, Çin ise karşılıklı yarar gözetmektedir. Yani “kazan-kazan” demektedir.

Mehmet Ali Güller/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget