Özerklik ‘yetmez’miş! - Kurtul Altuğ

BDP Milletvekili Leyla Zana, Almanya’da katıldığı bir konferansta Kürt haber sitesi Rudaw’a verdiği röportajda, Türkiye Kürtlerinin kendi geleceklerine referandumla karar vermesi gerektiğini savunarak şöyle demiş:

“- İran, Türkiye, Suriye ve Irak, Kürtlerin kendi otoriteleri altında kaldığından emin olmak istiyor. Bu ülkeler Kürtler konu olduğunda hep hemfikirler.
- Birleşmiş Milletler, milletlere kendi geleceklerini tayin etme hakkı veriyor. Kürtlere karşı tehdit politikası artık bitmeli. Kendi topraklarında geleceklerine karar verebilmeliler. Özgürlük, otonomi, federalizm, bağımsızlık Kürtlerin de hakkı.
- Quebec bölgesi halkı, her 4 yılda bir sandığa giderek kendi geleceklerine karar veriyor. Bazıları bağımsızlık, bazıları otonomi ya da federalizm için oy kullanıyor. Kürtlerin de artık geleceklerine referandumla karar vermesinin zamanı geldi.
- Türkiye, Almanya’daki gibi federal bir sistem kurabilir. Ankara federal konularda, Kürtler ise bölgesel konularda karar verebilir. Kürtler referanduma gitmeli ve tüm dünya bu referandumun sonucunu kabul etmeli.”

Üniter yapısı yüzünden Batı emperyalizmi ile başı ağrıyan Türkiye’ye Kanada’da uygulanan sistemi örnek gösteren Zana’ya diyecek söz yoktur.

Fransız kolonileri 1608’de Kanada’da Quebec şehrini kurdu. Bilinir ki 1960’larda “Quebec için Özgürlük Cephesi” adlı bir grup teröre başlamış ve o süreç içerisinde siyasallaşarak Quebec Partisi (QP) altında birleşmiş, 1976’daki seçimleri kazanmıştı. 1980’de bağımsızlık için referandum yapıldı. Yüzde 59.56 “Hayır” çıktı ve Fransızca Kanada’nın resmi dili olarak ilan edildi. İş orada bitmedi; yine referandum yapıldı. Yine aynı oranda “Hayır” çıkmasına rağmen Kanada Avam Kamarası Quebec’lileri “Fransız Kanadalılar” yerine Quebec’li adıyla resmi bir ulus olarak tanıdı. Kanada bize benzemeyen, tersine 72 buçuk milletin göçmen olarak geldiği bir ülke. Leyla Zana demek istiyor ki: “Sayın Arınç Türkiye’deki Kürt yurttaşlarımıza eğitimde, anadilde ve bölgelerinde özerklik vaat ettiyse, bu uygulansın.” Bununla da Kürt yurttaşların özerklik yerine bağımsız Kürdistan devleti kurmalarına olanak tanınmasını istiyor.

Birileri rahatsız oldu

1991 yılında bölgeye giden Doğu Perinçek’in yaptığı bir konuşmayı hatırladım. Perinçek, Kürt yurttaşlara “Kardeşlik, kardeşlik” diye sesleniyor, on binlerce insan aynı sözü tekrarlıyordu. Heyecan müthişti ve Kürt-Türk birlikteliği gözler önündeydi. Ama birileri bundan huzursuz oldu, 2002’de başlayan süreçte PKK terörü giderek tırmandı. 20 yıl boyunca verdiğimiz şehitlerin sayısı neredeyse 50 binlere ulaştı.

Şimdi parçaları birleştirelim.

Serüven önce türban sorunuyla başladı, sonra hiç tahmin edilmedik biçimde PKK terörü tırmandı, şehitler vermeye başladık. Daha sonra terörün başı yakalanıp teslim edildi ve idama mahkum oldu. İktidarda MHP, DSP ve ANAP bulunuyordu ve bu ortaklık AB’nin baskısıyla idam kararını kaldırdı. Ama terör yine askerlerimizi şehit etmeye devam etti.

PKK 2010’da “Habur süreci”yle siyasallaştı ve biri kapatılınca diğerini hemen devreye sokan PKK bağlantılı siyasal parti, Meclis’te yerini aldı. O günlerde bu parlamenterlere selam vermeyen AKP, ne oldu ki birdenbire Kürtlere isteklerini yerine getirme sözü verdi? İşin garibi “özerklik” sözünü ilk veren de üniter yapı ilkesine karşı tavır alan muhalefet partisi yeni CHP’dir...

Peki. Bu cürete izin verilecek olursa ne olur? Hiç kaygılanmayın, gök kubbe başlarına inecektir.


Kurtul Altuğ/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget