Hediye ise Ne Diye ve Maaş Notları... - Ahmet Tan

Yeni yıl, bir bakıma hediye almak, hediye vermek..
Elbette hediyenin değeri parasıyla ölçülmez...
Zarif biçimde verilen hediye, en doğru, en güzel hediyedir.
Ama benim Bibi (büyük hala) farklı düşünür:
“Verince öyle pahalı hediye veresin ki…
Alan o gece sevindiğinden uyuyamasın, sen de tasandan...”
Gül Gibi
Elbette özel hediyeler alanı-vereni ilgilendirir...
Kamudaki hediyeler ise herkesi...
Çünkü kamu hediyelerinde herkesin payı vardır.
(Bizimkilerin yabancı devlet adamları ile hediye alma-vermesi konusuna girmeyelim, gelecek yıla ancak çıkarız!)
Milletvekillerine (ve emeklilerine) yapılan gece yarısı zammı da bir tür hediye sayılır mı?
Cumhurbaşkanı Gül’ün CHP liderinin mektubuna yanıtını bekleyeceğiz.
Ama yanıt “He” olmasa da sonuç değişmeyecek...
Zamma “He!” diyen de zammı alacak demeyen de...
Hz. Ömer Adaleti
“Yemin etmeyiz!” konusunda bunu gördük.
Bereket versin bu kez Tayyip Bey topa girmedi.
İşe affedersiniz, tükürük mükürük karıştırmadı.
Ne de olsa ustalaştı!
Artık bir siyasetçiyi güçlü, özgür ve bağımsız yapan en büyük etkenin ekonomik bağımsızlığı olduğunu en iyi o biliyor.
Kendinden biliyor.
Almanya Başbakanı’na maaşının azlığından yakınması hâlâ hatırlardadır.
Bendenizin naçiz kanısı şudur:
Tayyip Bey, gücünü yüzde 49 küsurunu, seçmenden alıyorsa geri kalanını da istisnai “serveti”nden alıyor.
Onun milletvekili zammına ses çıkarmayışının bir nedeni de CHP liderine şahsi destek olmak istemesindendir.
Zira, Kılıçdaroğlu 7 ay önceki, bir mal bildiriminde, (29 Mayıs 2010, Milliyet) bir bankaya 35 bin lira borçlu olduğunu açıklamıştı.
Sanırım, “Borçlu bir ana muhalefet lideri ile siyasi rekabet yiğitliğe sığmaz!” diye düşündü.
Hz. Ömer adaleti bu olmalı!
Halef Selef
Mustafa Balbay kardeşim ile Ankara Temsilciliği’nde de milletvekilliğinde de halef selefiz.
Bir milletvekilini bağımsız ve özgür kılacak en önemli güç, vicdanından sonra, eğer anadan babadan ve kendinden zengin değilse, maaşıdır!
Görevini hakkıyla, gelecek endişesi taşımadan, lider sultasına boyun eğmeden yapabilmesinin en önemli yolu budur.
Memur, işçi, emekli veya asgari ücretlinin durumu elbette yüz karasıdır. Maaşlarını emekliye endeksleyerek milletvekilini“hediye” ye, “sponsorluğa” muhtaç ederek bu adaletsizlik önlenemez.
Bu adaletsizliği önleminin yolu, milletvekilini hem siyasi hem maddi iktidar vermiş olmanın hesabını örgütlenerek ve sokağa dökülmek dahil, her biçimde tepki göstererek sorabilmektir.
Dizüstü Yüzüstü
Maaşı düşük gelecek endişesi içindeki milletvekili ondan bundan gelecek hediyeye “he!” demek zorunda kalabilir...
Hem de toplu halde diyebilir!
Bundan epey önceki bir yılbaşında, bir bankamız milletvekili maaşlarının topluca kendilerine yatırılması halinde, tüm milletvekillerine birer dizüstü bilgisayar hediye etmişti.
Oysa yasalarımız kamu görevi yapanların pahalı hediye kabul etmesini zinhar yasaklıyor.
Dönemin TBMM yönetimi dizüstüleri ayaküstü kabul etti.
Bu durumu, naçizane ve çekine çekine eleştirdim.
Çekine çekine...
Çünkü bilgisayarları alanların başında kendi arkadaşlarım da yer alıyordu.
Almamakla, onlara dürüstlük dersi veriyor durumuna düşüyordum.
“Olsun diye düşündüm, düşmez kalkmaz bir Allah!”
Sonuç değişmedi.
“Alan memnun-veren memnun” ilkesi hükmünü bir kez daha icra etti.
Sulu karpuz
TBMM’deki bir başka hediye olayı daha yaşandı.
Bir Sayın Diyarbakır milletvekili de “Bölgemin promosyonu!” diyerek bir TIR dolusu karpuz dağıtmaya kalktı.
Ama Meclis yönetimi buna engel oldu.
Yüce Meclis’in Merkez Hali’ne benzemesinden çekindi ya da hediyenin bu türünü biraz “ucuz” ve “sulu” buldu!
Bin dolar
Karpuzların muhammen bedeli bilinmiyordu.
Ama dizüstü bilgisayarların fiyatı 1000 dolardı...
Milletvekili zammı o sırada yapılsaydı, kimse o hediyeye el uzatamazdı...
“Yine de uzatırdı!” diyorsanız...
Siz zaten milletvekillerinin topunu cukkacı diye görüyorsunuz demektir.
Size de söyleyecek bir şey yoktur...
***
Kamuda değil ama özelde anlamlı, değerli hediyelerin alınıp verileceği güzel bir Yeni yıl dileğiyle.
=====
“Ben, sana neyi, neden hediye ettiğimi çok iyi biliyorum. Ama sen bu hediyeyi neyin karşılığı ve ne olarak kabul ediyorsun? Bunu en iyi sen bilirsin!”
ANTONIO PORCHIA

Ahmet Tan/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget