Deli Gömleği... - Şükran Soner

Deli gömleği giydirilmiş hasta ile sağlam insanın kurtulmak için çırpınışlarının çaresizliği,görüntüleri arasında hiçbir fark yoktur.Sadece sağlıklısına değil,hasta olanına da deli gömleği yakışmaz.Yakışmamanın ötesinde hastanın tedavisinde bir işe yaramaz.Hele de insanları,toplumları susturmak adına deli gömleği giydirilmiş insan konuşamaz,hareket edemez,haklarını arayamaz,örgütlenemez...Suskun konuma düşürmek,ağır insan hakları ihlali,demokrasi,hukuk devleti suçlarını oluşturur.Böyle olduğu içindir ki...Dilimizde,çokboyutlu yasakçı özlemleri,yasal,iktidar gücü kullanılarak yaratılan yasakçı düzenin çok yönlü.ağır boyutlarını anlatmakta zorlandığımızda,sıkça kullanılan bir kavram."deli gömleği" olmuştur.
Türkiye'deki şark kurnazlığı.Bizans kültürü ile de beslenmiş bu çok karmaşık,iğne oyası gibi örülmüş,hakların verildiği,haksızlıkların önlendiği görüntüsü altındaki bu çok ustaca,sonuçta insan hakları,demokrasi,sendikal hakların en yaşamsallarının kullanılmasını olanaksız hale getiren karmaşayı anlamak,hele de anlatmakta güçlük çeken Batılı uzman ve kurumların raporlarında da,işin içinden çıkılamayan durumlar için,bizden alıntı aynı kavramın kulanıldığına pek çok kez tanıklık ettim.Örneğin Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) çok ciddi sendikal haklar gasplarını anlatan resmi raporlarında "deli gömleği gibi" tanımlaması çok sıkça yer almıştır.Erdoğan hükümetlerinin "terör" suçları kapsamında hukuk ihlallerinin,insan hakları gasplarının anlatımlarında da aynı sözcüklerin kullanıldığına acı bir gülümseme ile birden çok tanıklığım oldu...
Ancak silahlı polis gücünü elinde tutan,yargıya giden raporlar,iddianameleri de hazırlayan,sonuç olarak ülkemizdeki yargısız infazlar.tutukluluklar,haksız,hukuksuz ön cezalandırmalardan birinci dereceden sorumlu silahlı polis gücünün başındaki İçişleri Bakan'ı Sayın Şahin'in son suç tanımları yanında.yaşadıklarımızı anlatmada sönük kaldığı ortada...

***

Hani Türkiye'nin dünyada en yüksek sayıda terör suçlusu.düşünce suçlusunun,tutuklu gazetecisinin,mahkûmiyetsiz yargısız infaz içerikli ön tutuklusunun olmasını,olumsuz dünya rekorları kırmamızı,gelişmişlikte,insan hakları,demokrasi ölçümlemelerinde en geriye düşmemizin nedenlerini açıklamakta hep zorlanıyoruz ya...Sayın Bakan son "terör suçu" suçlusu,tanımları ile,içtenlikli olduğu izlenimi veren ayrıntılı açıklamaları ile insan hakları,hukuk devleti düzenleri,demokrasiler içinde örneği olmayan yeni kavramlar getirdi.Uzun yıllar yabancılar çevirilerden dinlerlerken hiç kuşkum yok kulaklıkları ile oynayıp duracaklar,okuyorlarsa doğru anlayabilme çabası ile bir daha bir daha okuyup işin içinden çıkamayacaklar...
Bir iki kelime,cümlecik ile sınırlı kalsaydı,belki düzeltmesi,yalanlaması,geriye dönüşü olurdu.Erdoğan hükümetlerinde Başbakan'ın kendi konuşmaları başta,bakanlar için bu türden geri dönüşler çok olağan.Sayın Şahin'in bu son terör,terör suçlusu tanımlamalarının insan hakları,hukuk devleti düzeni,demokrasi kalıplarına nasıl sokulabileceğini merakla bekleyeceğiz.Tabii iktidar yönetimi.güçleri açısından bu türden kaygılar." ileri demokrasi" savunulduğu tezleri hâlâ geçerli ise...Güç demiri keser ruh halleri belirleyicilik kazanmamışsa...Hoyratça kullanılacak iktidar gücü ile yola devam stratejisi tek geçerli ruh hali,araca dönüştürülmek istenmiyorsa...
Sivil diktatörlüğün tam geçerli olduğu iktidar düzenlerinde bile bir sorumlu bakanın ortaya çıkıp." Psikolojik terör var,bilimsel terör var,terörü besleyen arka bahçe var...Neyiyle besliyor,belki resim yaparak tuvale yansıtıyor,şiir yazarak şiirine yansıtıyor,günlük makale,fıkra yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyor...Askeri,polisi doğrudan çalışmasına,sanatına konu yaparak demoralize etmeye çalışıyor.Masum dernektir.bakarsınız kültür derneği.bakarsınız eğitim derneği...Arka bahçede ayrık otu ile tereler birbirine karışıyor...Kimisi zehirli,kimisi faydalı..." içerikli bir konuşma,toptancı terörist,suçlusu birey ve örgüt tanımı yaparsa...Suçlu yakalama peşinde bakanlığına bağlı Emniyet görevlileri bu tanımlardan nasıl bir görev ve vaziyet çıkarabilirler ki...
Hele de kendilerinden olmayanları,karşıt,muhalefet görüş ve örgütlenmeleri düşman bilmeye,iktidar yandaşı,cemaat müriti olmaya yatkınlarsa....

Şükran Soner/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget