Türkiye'de demokratikleşme sorunları tartışılırken kafa karışıklığı yaratan en önemli etken herhalde kendilerini solda sayanların ya da düpedüz liberalizmin en "yenisine " kapılanların gerici,muhafazakâr çevrelere verdikleri destek oldu.
Soldaki ciddi eleştirmenlerin önemli bir bölümünün,zamanlarını bu kerameti kendilerinden menkul liberal arkadaşları eleştirmeye ayırmış olmalarına okuyucu hak verecektir.Peki, "Sol" ya da "demokrat" bir kılık altında sisteme hizmet sunan liberal kalem erbabı bu kadar ilgiyi hak ediyor mu?
İlgiyi hak eden onlar değil,kurulu ve her gün yeniden kurulan düzene verdikleri.düzen sahiplerinin ihtiyatlı bir kuşkuyla alkışladıkları,doğal olarak da ödüllendirdikleri destektir.
***
Bu arkadaşların temel misyonu,yeryüzünden solun tasfiye edildiğine,artık böyle bir "tehlikenin" bulunmadığına düzenin sahiplerini ve entelektüel çevreleri ikna etmekti.Oldukça uzun sayılabilecek bir dönem için başarılı olduklarını kabul etmeliyiz.Ama son zamanlarda yazdıklarına,gittikçe artan huzursuzluklarına bakarsanız,hem Türkiye'de,hem dünyada başarılarının sonu gelmiş gibi görünüyor.Bu gerçek yalnızca onların telaşından anlaşılmıyor,gelişen nesnel süreçler de bu gelişmeyi doğruluyor.
***
Değerli Korkut Boratav hocamızın da dediği gibi "sarkacın sola doğru salınma zamanı gelmiştir"(Sol.25.12.2011)Bu süreci kavrayabilmek için kavramlar dünyasındaki büyük meydan muharebesini geçici bir süre için "yeni liberallerin" kazandığını,emperyalizm kavramını içi boş "küreselleşme" ile değiştirmeyi başardıklarını kabul etmek gerekir.Bu kavramın pek çok mütemmim cüzü de aynı zaman diliminde piyasaya sürülmüş ve tüm dünyada entelektüel âlemi,o âlemin iyi niyetlileri dahil,sarmıştır.
Ama nihayet düşünen insanların kavramların somut karşılıklarını ya da somuttaki yansımalarını görmelerinin,anlamalarının da önüne sonsuza kadar geçilemez ki.
Geçilemiyor zaten.
***
Acımasız finans dünyasının yaklaşık 40 yılı bulan egemenliği krizlerle sarsılırken kaçınılmaz bir hesaplaşma da yeni liberallerle sol arasında başlamış bulunuyor.Sol,yenilgi yıllarının tozunu silkelemeye başlamıştır.Üstündeki ölü toprağını atıyor.
Bunun bir nedeni emperyalistlerin kendi metropolleri dahil,dünyanın çeştli ülkelerinde denetlemekte zorlandıkları ayaklanmaların krizle at başı gitmesi,kitlelerin hırçınlaşan eleştirilerini serbest piyasa adı verilen düzene yöneltmeleridir.Pek çok ülkeyi saran huzursuzluklar,sokaklar,meydanlar,yalnızca,ülkelerdeki diktatörleri değil,bir bütün olarak süregiden düzenleri,sistemi sarsıyor.
***
Eski zamanlarda bu türden huzursuzluklar ortaya çıktığında sosyalist dünyanın kışkırtmalarından söz edilirdi.Şimdi böyle bir "bahane" ve demagoji yolu yoktur.Peki emperyalistler oyunu yitirdiler mi?
Kuşkusuz ve şimdilik hayır.
Ama bir yalanın,o yalan dünyasını ayakta tutan sahte kavramların sonu geliyor.
Korkut Boratav hocanın dediği gibi. " insafsızca sağa savrulan tarihin rakkası zirveye ulaşmıştır ve'sola salınma zamanı'gelmiştir".
Güray Öz/Cumhuriyet
Yorum Gönder