Seçimlerden önce ortalık güllük gülistanlık. İktidarın, devlet aracılığıyla İmralı ile yoğun barış görüşmeleri...
Uzatılan ateşkes tarihleri.
Ama görüşmeler bir sis perdesi ardında hep.
İmralı’dan Öcalan’ın açıklamaları, iktidarın devleti ile İmralı arasındaki seçim öncesi görüşmelerin içeriği hakkında bize bilgi veriyor..
Neymiş? Devlet ile anlaşma yapılmış... Barış Konseyi kuruluyormuş veya kurulmuş.
Derken, BDP ve milletvekilleri Diyarbakır’ı toplantılarının (yerel meclis gibi) başkenti yapmışlar, bu toplantıları TV’lerinde yayınlanıyormuş..
Sonra ne olmuş? Gemi bozulmuş, avukatları İmralı’ya gidememiş..
Zaten demokratik özerklik ilan ederiz diyorlardı ya..
Anlaşılan yemin etme yerine, özerkliği ilan kararı almışlar..
Aynı gün... Hem askere saldırı, hem özerklik ilanı..
***
İktidar ve devleti, İmralı ile görüşmeler konusunda bugüne kadar tek açıklama yapmadı.
Pardon, aslında hiç görüşmemişler: Bay Muktedir, bizim İmralı ile görüştüğümüzü söyleyen şerefsizdir, gibi şeyler söyledi, seçime giden aylarda!
CHP ve MHP’nin iddialarına karşılık olarak...
Oysa ortalık ikili görüşmelerle yıkılıp duruyordu!
Kendileri görüşmemiştir. Yani, Muktedir’in kendisi ile yardımcıları, kabine üyeleri vb. Eminim ki partisinden bir yetkili de görüşmemiştir!
Ya kim görüşmüştür? Elinin altında koskoca bir devlet var. Acaba devleti kim yönetiyor?
Devlet denen aygıttan herhangi bir kimse, iktidarın gidin görüşün talimatı olmadan, aklının ucuna getirebilir mi İmralı’ya ayak basmayı?
İktidar, şöyle deyin, böyle deyin; şunu yapsın, bunu yapsın vb. talimatlarıyla, İmralı’yla görüşmeleri yönettiği gibi, yerine getirmeyeceği “seçim vaatleri” ile anlaşılan Barış Konseyi bile neredeyse kurdurmuş!
Öcalan bu konseyi açıkladığında, devletin iktidarından veya iktidarın devletinden tek yalanlama bile çıkmamıştı!
İktidar “ne haltlar” karıştırıyordu, resmen bilen yoktu! Kendi başına al gülüm ver gülüm halveti içindeydi; bu al-ver günleri bitince ve Kürtler kendilerinin seçim vaatleriyle aldatıldığını anlayınca, saldırıya mı geçti? Kürt meselesinde son nokta, yandı gülüm keten helva oldu..
Şüphesiz yanan ana-baba yürekleri, sönen genç askerlerin ferleri, nefesleri..
Yazık ki yazık!
İktidar iki yıl önce analar ağlamasın kampanyası yürütmüştü! Bunun arkasından Habur şenlikleri patlamıştı!
Peki, iktidar kırılan genç fidanlar karşısında şimdi neyi devreye sokacak?
***
Bay İmralı, kendisiyle kimlerin görüştüğünü açıklamalıdır. Orada uğrayacağı baskılar pahasına! Varılan anlaşmaları açıklamalıdır, kendisine verilen sözleri de!
Ateşkesin sessizliğinde, “göreceli istikrar” aylarını cebine koyan iktidar, bunu seçimlerde sandıkta oya kırdırmış, ürünü milletvekili ve yüzde 49 oran olarak hasat etmiştir..
Bence, İmralı/ Ankara barış görüşmeleri üzerindeki sis perdesi kalkmış gözüküyor.
Kürtler, kendilerine verilen siyasi sözlerin bir aldatmaca olduğunu görünce yeniden silahları mı konuşturmaya başladılar?
Öyleyse eğer, askerin sırtından seçim mi kotarıldı?
Yoksa ne?
Gelinen nokta ve dağılan sis perdesi ardından ortaya çıkan şudur:
İktidar ile İmralı arasında görüşmeler tabii ki olabilir.. Ama bu görüşmeler, ülkenin genel yararını amaçlar..
Öyle anlaşılıyor ki, iktidar ile İmralı arasındaki görüşmeler, kabul edilebilir ve uygulanabilir bir çözüm yaratmaya yönelik değildi!
Ya neye yönelikti? AKP’yi oy kazandırmaya, AKP’yi güçlendirmeye!
Yorum Gönder