Sevgili okurlarım, gün geçmiyor ki Türkiye’de bomba gibi bir haber patlamasın...
Şimdi de ordudaki değişim gündemde!
Bu arada, Cüneyt Ülsever’in deyimiyle “anormalleşen” “normal” yaşam da devam ediyor.
Bu sözde “normal” yaşamın gerçeklerinden biri de suçlanan kişilerin önce hapse atılması, sonra yargılanması.
Zaten son olay da tutuklu subayların durumlarından dolayı çıkmadı mı!
Silivri’ye yollanan o kadar çok gazeteci var ki, bu kadar insanla birçok gazete çıkarılabilir.
Basında sansürün kaldırılmasının 103’üncü yılı dolayısıyla, hapisteki gazeteciler, 24 Temmuz 2011’de Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın öncülüğünde bir gazete çıkardı; Türkiye’nin dört bir tarafından cezaevlerindeki gazetecilerin yazdığı gazetenin adı Tutuklu Gazete.
***
Bu gazetede neler olduğunu aktarmak istiyorum.
Göbekten verilen manşet haber:
“SANSÜRE DİRENİŞ”
TGS Genel Başkanı Ercan Sadık İpekçi’nin yazısı: “Gazetecilik faaliyetiyle direniyorlar.”
Bedri Adanır: “Uçurtmayı vurmasınlar.”
Nedim Şener: “Ergenekon Ergenekon diyordunuz, bakın şimdi siz de Silivri’desiniz.”
Müyesser Yıldız: Sendikasızlaştırılmış basın tutukludur.
Vedat Kurşun: Kürt gazeteci olmak.
Ahmet Şık: Bu yazı canınızı sıkabilir.
Barış Pehlivan: “Kendimle röportaj yaptım.”
Tuncay Özkan: AKP sonrası Türkiye’de muhalif gazeteci olmak.
Soner Yalçın: Tanık mıyım, sanık mıyım?
Füsun Erdoğan: Neden hapisteyiz?!
Barış Terkoğlu: “Gazeteciler hangi faaliyetlerinden dolayı tutuklu.”
Suzan Zengin: TMY ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması talebini daha yüksek sesle dillendirelim!
Sedat Şenoğlu: Gazeteci değilmişiz!
Deniz Yıldırım: Basın kime “özgür”?
A. Hicri İzgören (Konuk yazar): Yasakçı zihniyet.
Musa Kurt: Hâlâ mahkemeye çıkarılmadım.
Barış Açıkel: 145 gazeteci cezaevinde.
Ali Buluş: Basın özgürlüğünü savunmak.
Miktat Algül: “Türkiye kuşatılmıştır.”
Mustafa Gök: “2004 Şubat’ında tutuklandım.”
Seyithan Akyüz: “İddialar gerçeği değiştirmez.”
Faysal Tunç: Fikir işçisi mi, fikir komandosu mu?
Rohat Emekçi: “Cezaevinde olma gerekçem trajikomik.”
Kaan Ünsal: “Sevgilerimi gönderiyorum.”
Fazıl Duygun: 5 aydır fazladan yatıyorum.
Bayram Namaz: Tezgâhtaki balık.
Mehmet Yeşiltepe: AKP’den neden demokratikleşme beklenmemelidir?
Hatice Duman: “Neden hapishanedeyiz?”
Halit Güdenoğlu: “Neyle suçlandığımızı bilmiyoruz.”
Cihan Gün: Hücrelerden bir yazı.
Ozan Kılınç: Mazlum daha 16’sında işkenceyle tanıştı.
Murat İlhan: Negarî.
O. Baha Okar: Cezanın karanlık yüzü: Delile dayanmayan kanaatkâr iddianameler.
Sait Çakır: Türkiye: Açık hava cezaevi.
Mehmet Karabaş: “Düşünce Özgürlüğü Yasası TMK ile değişti.”.
Kadri Kaya: Medya ülkenin, toplumun gözü ve kulağı işlevindedir.
Sinan Aygül: Sizden korkan sizin gibi olsun.
Erol Zavar: Merhaba dostlar.
Hamdiye Çiftçi: Biz cezaevindeyken basın sansürü özgürlüğü 103. yılında.
Ahmet Birsin: Hegemonik olmayacağının turnusolu demokratik anayasadır.
Kenan Karavil: Düşüncenin ruhu vardır.
***
Yazılar çok ilginç.
TGS, tarihe mal olacak bir gazete çıkarmış!
Emre Kongar/Cumhuriyet
Yorum Gönder