Kıyımlar, Kayıplar, Tetikçiler... - Hikmet Çetinkaya

Öyle şeyler geçti ki gözlerimin önünden.. anılarımda kan karası, yıkık yapılar, genç ölüler.. Öyle zaman geçti ki gözlerimin önünden.. Kıyımlar, kayıplar, hain pusular.
Bir anda dokunmak istedim yıldızlara parmaklarımla...
Sessiz sözcükleri seslendirmek!
Ağlamak hıçkıra hıçkıra!
Başımı göğe çevirip uzun uzun baktım...
Göğün belki de son oyununu izlerken söylencelerin içine dalıp gittim.
Yaşamın derin sularında tüm günler bizim! Acılı, sancılı ve hüzünlü...
***
Belki Hrant Dink de söylemiştir bunu.. Öyle uzun uzadıya bir arkadaşlığım, dostluğum da yoktu.. bir iki kez karşılaşmış, el sıkışıp “Nasılsınız” demiştim.
O bu topraklarda doğmuş gerçek bir yurtsever, sosyalist gazeteciydi. Demokrasiyi, barışı, düşünce özgürlüğünü savunuyordu yazılarında ve TV’deki tartışma programlarında.
Hrant’ı öldüren tetikçi 22 yıl 10 ay hüküm giymiş, bilmem kaç yıl sonra çıkacakmış...
Hep böyle olmuyor mu zaten?
Gazeteci Nedim Şener, Dink suikastını araştırdı ve yazdı. Kitabının önemli bölümlerini üç gün önce yeniden okudum. Suikasttan önce yaşananlar ve sonrası tüm ayrıntılarıyla anlatılıyordu kitabında.
Nedim Şener gibi bir gazeteci dört aydır Silivri’de Doğan Yurdakul, Soner Yalçın, Ahmet Şık ve Barış Pehlivan’la birlikte Ergenekon tutuklusu.
Acaba savcı kaç yıl hapis cezasıyla yargılanmasını isteyecek Nedim’in?
Merak bu ya, sordum işte!
***
Bu ülkede düşünmek, düşünceni ifade etmek suç, kitap yazmak suç, basılmamış kitabı bulundurmak bile suç.
Bir bakarsınız savcı, Nedim için 30 yıl ister...
12 Mart’ları ve 12 Eylül’leri yaşadık... 17 yaşındaki Erdal Erenin yaşının büyütülerek idam edildiğini gördük.
Şimdi neyi görüyoruz?
Çocuk Mahkemesinde yargılanan tosuncuğu.
Fotoğrafına baktım ensesi kalın, bir hayli semirmiş tetikçi. 11 yıl sonra dışarıda olacak.
Samsunda yakalandığında polis ağabeyleriyle, jandarmalarla kol kola fotoğraf çektiren tosuncuk belki çıktığı gün şöyle diyecek:
Yattım çıktım, her şey vatan için...
Hrant Dink göz göre göre öldürüldü...
***
Polis muhbiri ve cinayet sanığı Erhan Tuncel, 17 kez Dink cinayeti planları konusunda Trabzon Emniyetine bilgi vermişti. Trabzon polisi Dink’in nerede ve nasıl öldürüleceğini biliyordu. Polis cinayeti önlemek için harekete geçmedi.
İşin en ilginci sorumluların yargılanması için de izin çıkmadı bakanlıktan...
Yasin Hayalin eniştesi Dink’in öldürüleceğini altı ay önce Jandarma Komutanlığına bildirdi. Jandarma da önlem almadı. Sorumlular “görevi ihmalden” yargılandı. Komutan Ali Öz ve beş asker 4-6 ay hapis cezası aldı.
Ne olacak yani...
Susurlukta ortaya dökülen “üçlü çete” 90’lı yıllarda yüce devletimizin koruması altındaydı, benim ülkemin başbakanı o tarihte faili meçhullere gözünü kapamış, katillere övgüler düzüyordu:
Devlet için kurşun atan da, yiyen de şereflidir!
Ben hiç şaşırmamıştım!
***
Uğur Mumcu alçakça öldürüldüğünde şeref sözü verenler, “Bu olayı aydınlatacağız” diyenler ne yapmıştı?
Büyüklere masallar anlattılar, ağzımızı bir karış açarak dinledik hep...
Benim canım ülkemde JİTEM’cileri yargılayan savcı İlhan Cihaner’in, Erzincan İliç’te “çokuluslu altın avcıları”yla ve onların yandaşları, tarikatçı taşeronlarıyla uğraşınca, başına neler geldiğini ne çabuk unuttuk..
İzmir İnciraltı Öğrenci Yurdu katliamını gerçekleştiren faşo jandarma erleri acaba neredeler şimdi anımsayan var mı?
Kanla lekelenmiş deniz kraterinde yitik bir kuşağı düşünüyorum... Hayata dönüş operasyonunu, öldürülen tutukluları ve hükümlüleri.
Hepsi, ama hepsi bizim çocuklarımızdı...

Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget