ÇÖZÜM MASALI... - Hasan Pulur

Her katliamdan sonra, “çözüm” lafı bir başka biçimde gündeme gelir. Aslında otuz yıldır bu çözümü arıyoruz da bulamıyoruz. Bir az daha açalım, ya bulmak istemiyoruz ya da PKK ile baş edemiyoruz.
Acaba sadece PKK ile mi?
* * *
Başbakan Erdoğan vazgeçilmez dört temel ilkeyi açıkladı:
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.”
İyi de, Kürtleri buna nasıl razı edeceksiniz?
İşte Aysel Tuğluk, ne dedi:
“Coğrafyanızda yaşayan herkesi, kendisini demokratik özerk Kürdistanlı olarak tanıtmaya davet ediyoruz.”
Yani adama nesin dedin mi, “Kürdüm!” demesi yetmeyecek, “Kürdistanlıyım!” diyecek.
Sayın bayan, bunu açık açık söylüyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı ise tek milletten, tek bayraktan, tek vatandan, tek devlet diye şartları sıralıyor.
* * *
Bu iş nasıl çözülecek?..
Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti, bir tarafta demokratik özerk Kürdistan.
Olur mu?
Niye olmasın?
Kıbrıs’ta “yes be anem’ciler ne derdi:
“Ver de kurtul!”
* * *
Şarkıcı Aynur, Kürtçe türkü okudu diye tepki görmüş, yanlış!
Eğer her Kürtçe şarkı okuyana tepki gösterilecekse, gidin TRT’nin önüne çadır kurun, Kürtçe kanal var, şarkılar türküler orada...
Peki, niye bu tepki?
13 şehidin tepkisi bu...
Biz mahallede cenaze olunca akşam radyo açmayan bir kuşağız, ne demek istediğimizi anladınız mı?
* * *
“Terör sıfırlanamaz!” diye bir laf vardır, doğrudur.
Terör sıfırlanamaz, ama terörün elebaşının peşine de takılıp “Barış konseyi gibi boş işlerle uğraşılmaz.”
* * *
Eğer terörün çözümünü, askerlere havale edilip açıktan seyredilecekse, hiç umutlanmayın.
1980’lerden beri, bu hep böyle yapıldı.
Tek parti devrinde, “orduya selam, bütçe tamam” derlerdi.
Otuz yıldır da, “askere selam teröre tamam” dediler.
Sonuç ortada...