Dün,Uğur Mumcu'nun katledilişinin 19.yıldönümüydü.
Dostları ve meslektaşları olarak şu sorunun yanıtını arayalım;
O menhus plan yürümeseydi,yani Uğur'un otomobilinin altına konmuş olan bomba patlamasaydı da,araştırmacı gazeteciliğin ustası 24 Ocak 2012'de de hayatta olsaydı,yaşamını Silvri'deki cezaevleri kampusunun koğuşlarında mı yoksa Ankara'daki evinde mi sürdürüyor olacaktı?
Yakından tanıdığım Uğur gibi gözü pek ve inançları doğrultusunda mücadeleden yılmayan bir gazetecinin,fincancı katırlarını ürkütmemesini düşünemediğim için aziz meslektaşımın da tıpkı Mustafa Balbay gibi,Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi demir parmaklıklar arkasında şafak sayacağından kuşku duymuyorum.
Balbay 1052 günden bu yana içeride,Ahmet ve Nedim.6 Mart 2011'de gözaltına alınmışlar ve o günden bu yana tutuklu olarak,97 meslektaşımızın adlarının yazılı olduğu listedeler.
Yalçın Küçük'ün,28 Ağustos 2008'de tutuklunmasına neden olan Odatv dosyasından ayrı olarak,yazdığı bir kitap yüzünden 7 yıl hapis cezasına çarptırıldığını da biliyoruz.
Öteki tutuklu gazetecilerin durumlarına sıra gelmeden,hapisteki bir düşünce adamı olarak kızı Vecide'nin karnesini merak ettiğini dün haberlerde okuduğum Nedim Şener'in,tıpkı Uğur gibi kalleşçe öldürülen Agos yazarı Hrant Dink kararı için arkadaşımız Utku Çakıözer'e söylediklerini de büyüteç altına alacağım;
“Karar iyi ki ben tutukluyken çıktı.Herkes gördü.11 aydır beni susturdular ama yine de gerçeği hapsedemediler.Ben.yıl önce bunları yazdım.Şimdi,kendileri 'örgüt' diyor.”
Nedim'in de mutlaka bildiği,ancak söylemek istemediği şey “'siyasal iktidarın eşgüdümündeki yargının” kendilerini tutuklu olarak yargılarken bir hayli yorgun düşmüş olduğudur.Düşünce özgürlüğünü suç haline getirmek için,ifade özgürlüğünü terör amaçlı gösteren polis raporlarının cumhuriyet savcılarına gönderildiği,savcıların da,raporları fezleke haline sokup yargıçların değerlendirmelerine sunduğunu söyleyen de yine saygın bir savcımız değil midir.
Kimse kusura bakmasın.Özellikle siyasi iktidarda olanlar hiç alınmasınlar.
Düşünce özgürlüğümüz böylesine hırpalanırken,kendimize çekidüzen vermek için aynaya bakacağımıza.Fransa'daki muhteris politikacının seçim hesabı ile aldığı kararları didiklemekle uğraşmanın bir yararı olduğuna inanmak,o kararlara kaç senatör oy verdi hesabı yapmak niye.
Küçük Vecide Şener'in karnesinin iyi olduğunu tüm Türkiye öğrendi.Ya ülkenin düşünce ve anlatım özgürlüğü sınavından aldığı karne.
Ondan ne haber ?
Orhan Birgit/Cumhuriyet
Yorum Gönder