Ekonomik büyümenin ölçüsü, mal ve hizmet üretimini-arttırrnaktır. Bilinenleri yineleyeyim, üretimi arttırmak için de, yeni makine, teçhizat i yatırımı, yeni inşaat, işgücü sayısını ve/veya verimini arttırmak, teknolojiyi geliştirmek, doğal kaynakları daha etkin kullanmak gerekir. Doğal kaynakları yeniden üretmek olanaklı olmadığından, büyümede doğal kaynaklar veridir; ancak teknolojik ilerleme ile daha etkin kullanılabilir.
Teknolojiyi üreten, geliştiren, kullanan insan olduğuna göre, ekonomik büyümenin temel öğesi, motoru insanıdır, işgücüdür. Nitelikli insan, yalnız demokratik düzenin kurulmasının, sürdürülmesinin ana öğesi değil, ekonomik büyümenin de belirleyicisidir.
***
Türkiye'de ekonomik büyüme analiz edildiğinde, büyüme hızını belirleyici etkenlerde olumlu bir gelişme olmadığı görülür. Türkiye'de, ne üretken sektörlerde yatırımlar artmakta, ne yatırımların dağılımı, aramalı, sermaye malı, enerji üretimi ağırlıklı olarak değişmekte, ne nitelikli insan yetiştirmede basan sağlanmakta ne de ileri teknoloji ürünleri geliştirilmektedir. Üretim değil rant ekonomisi yaratılmakta, geliştirilmektedir. İhracat artışı, bu bağlamda üretim artışını, teknoloji gelişmesini göstermez mi diye sorulabilir. İhraç ürünlerimizin yapısını incelemek gerekir. İhraç mallarımızın çok büyük bölümü, iç katma değer katkısı sınırlı ithal girdilerinin montajından oluşmaktadır. Bu nedenle ihracat artışı ne yeterli istihdam yaratıyor, ne büyüme hızını belirtiyor ne de dış açığın kapanmasına katkıda bulunuyor. Çelişki gibi gelir ama ihracat arttıkça dış ticaret açığımız da büyüyor. İhracat artışında rekorlardan söz edilirken dış ticaret açığında kırılan rekordan, ihracat gelirlerinin ithalatı karşılama oranının yüzde 60.0'ın da altına düşmüş olmasından söz edilmiyor.
Ekonomik büyüme hızını bir orta vadede dahi belirleyici etken, işgücüne katılım,
işgücünün niteliği olduğuna göre Türkiye'nin ekonomik geleceğini kestirebilmek için insan - yetiştirme, eğitim sistemi ve amaçlarını irdelemek gerekir. Bu bağlamda bir Çin "özdeyişi sık tekrarlanır: "Planın bir yıl ise pirinç ek, on yıl ise ağaç dik, yüzyıl ise insan yetiştirir." Sanıyorum günümüzdeki Çin olgusunun, başarısının temelinde yatan, Mao'nun da öncülüğünde bu özdeyişin yaşama geçirilmiş olmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin insan yetiştirme1 projesi çabalan, dış ayartılar, iç çıkar hesaplan, oy beklentileri, iyi niyetle geleceği görme yetisinden yoksunluk gibi nedenlerle akamete, başarısızlığa uğramıştır. Eğitim sistemi özellikle 1950'li yıllardan sonra imam hatip ağırlıklı bir yapıya yönelmeye başlamıştır. Böyle bir eğitim yapısı, anlayışı, çağdaşlaşma, ekonomik büyümenin gerektirdiği insan niteliği ile ne ölçüde bağdaşır? Yenilikçilik, yaratıcılık, sürekli değişimin koşullarına uyumdan söz edilen bir dönemde din, imam hatip ağırlıklı eğitim, bu gereksinimi,beklentiyi karşılayabilir mi?
Algılamam yerinde ise AKP,kurmaya yöneldiği düzenin insan tipini de yetiştirmeye çalışıyor.Eğitim sistemi buna göre şekillendiriyor.Düzenin insan tipi tümüyle tutucu,kapalı,bağnaz tip değil.Şeklen de olsa,çağdaşlaşma öğeleri içeren bir karışım.
Belli kalıplar içinde düşünen ve davranan, irdelemeyen, çizilen yörüngeden çıkmayan, ulusal duygulan zayıf, kapitalist düzenle bağdaşabilen, teknolojiyi yadsımayan, yaratıcı katkısı olmasa da teknolojiyi kullanabilen yan muhafazakâr, yarı çağdaş görünümlü bir karışım. Sentez diyemiyorum, sentezde uyum, bağdaşım, hatta tutarlılık vardır. Burada ise bir karışım söz konusu. Tıpkı modern tesettür giyim tarzı gibi. Tam ne tesettür, ne ince beğeni ürünü, ne çağdaş, garip bir karışım. AKP'nin oluşturmaya çalıştığı eğitim sistemi ile türetmeye uğraştığı insan tipi de istenen düzene uygun böyle bir karışım.
***
Bina yapmakla, içine bilgisayar koymakla, teknik donanımını tamamlamakla, eğitim kurumu oluşturulamıyor. Eğitmeni varsa bir pipi eğitim kurumu olarak nitelendirilebilir. Eğitim kurumunun temel öğesi eğitmenidir. Eğitmen yalnız bilgi aktaran kişi değil, davranışları ile, değer yargıları ile de kendi çapında etkileyici, yol gösterici bir liderdir.
Eğitmen yoksunu eğitim kurumlarıyla, AKP tipi insan yetiştirmeye yönelmiş eğitim sistemiyle, dini, imam hatip ağırlıklı eğitimle, Türkiye nasıl kalkınır? kalkınma bir yana uzun sürede büyüme hızı dünya ortalamasının da
çok altında kalır. Büyüme ile insan niteliği parasında ilişki kurulmadan yapılacak planlar, sadece bir beklenti olarak kalır .
Öztin Akgüç/Cumhuriyet
Yorum Gönder