Kim kimi kullanıyor? - Sabahattin Önkibar

Alaattin Kaya’yı tanıyor musunuz?
Yakın geçmişe kadar Zaman Gazetesinin künyesinde sahibi diye yer alırdı.
20 küsur yıldır tanıdığım Alaattin Bey’le İstanbul-Ankara uçağında tesadüfen yan yana koltuğa düştük ve yol boyu sohbet ettik.
Alaattin Kaya’nın ilk sözü “Ulusal Kanal’da program yapmak sana yakışmıyor” oldu.
Neden dememle şu karşılığı aldım: “Doğu Perinçek ile seni bir arada düşünemem!”
Bu beyana kontra bir karşılık verdim: Ben Perinçek’in kanalında ülkenin bölünmezliği için program yapıyorum. Peki sen Fetullah Efendiyi CIA ya da ABD ile bir arada nasıl düşünebiliyorsun?”
Alaatttin Kaya, “Bu başka, o başka” karşılığını verdi!
Israr ettim ve nasıl başka açıkla dedim! Kem küm etti ve karşılıklı faydalanma ya da kullanma karşılığını verdi!
Evet sadece Alaattin bey’e değil Cemaatten kime bu soruyu sorsanız ABD bizi, biz de ABD’yi kullanıyoruz mealinde şeyler işitirsiniz!
Hiç biri öyle bir ilişki yok diyemiyor zira her şey ortada!
ABD’nin Türkiye’de Orduyu kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmeye çalışırken Cemaat kadrolarını kullandığı artık körlerin ve sağırların bile bildiği bir şeydir!
Tam bu noktada soralım Washington, Cemaati Türk bürokrasisindeki kadrolarına operasyonlar yaptırarak kullanırken acaba Cemaat ABD’yi nasıl kullanıyor?
Evet bendeniz epey bir süredir bu soruya cevap arıyorum, Cemaatin Washington’dan beklentisi nedir ve bunun için neler yapıyor?
Öyle ya Cemaatin ABD’ye ele geçirmek gibi absürt bir hedefi olamayacağına göre gerçekten merak içindeyim Washington’u kullanma ya da ondan yararlanma nasıl oluyor?
Cemaat-ABD ilişkileri bağlamında yapılan spekülasyonlar şunlardır:
* Fetullah Efendi Türkiye’de olup bitenden tam olarak bilgi sahibi değildir. Dolayısı ile olanların bir bölümü ona rağmendir!
* CIA kendisini kontrol altında tutuyor ve Türkiye’de operasyona devam ettiğinden onu ülkesine göndermiyor!
* Cemaat TSK’daki Kemalist yapının ancak ABD operasyonuyla çökeceğini düşündüğünden Washington ile kol koladır ve karşılıklı bir yararlanma söz konusudur.
* Cemaat ABD’yi stratejik müttefik olarak görüyor ve onunla beraber Türkiye’nin yükseleceğine inanıyor!
* Cemaat için vatan kavramı seccadenin serildiği yerdir. Dolayısı ile Cemaat için ABD ya da Türkiye fark etmiyor!
* Cemaat ABD sayesinde TSK’dan intikam alıyor!
Gelelim yoruma:
Hep beraber soralım ABD gibi devasa emperyal bir ülke hiç Fetullah Cemaati gibi mini bir camia tarafından kullanılabilir ve yönlendirilebilir mi?
Karşılıklı yararlanma ya da kullanma olayı eşit güçler arasında olur, dolayısı ile onlar bizi, biz de onları kullanıyoruz sözü kusura bakılmasın sadece züğürt tesellisi değil, aynı zamanda cemaat mensupları ya da camianın bu söylemle afyonlanmasıdır!
Ve hüküm:
Fetullah Efendi-ABD ilişkisini anlamak ve çözmek isteyenler, kendisinin hiçbir sıfatı olmadan Papa tarafından Vatikan’da ağırlanmasından, okullaşmadaki uluslar arasılığa ve dinler arası diyalog söylemi ile İbrahimi dinler hikayesine kadar pek çok şeyi dikkate almak durumundadır!

ABD’nin yeni taarruz ve yayılma konsepti!

Pentagon’un açıklanan yeni taarruz ve yayılma konseptinde önemli değişiklikler var.
Mesela asker sayısı azaltılıyor!
Buna göre ABD ordusundaki sayı 570 binden ilk etapta 490 bin’e düşürülüyor!
Orta vadedeki hedef ise 300 bin askerdir!
Hayır asker sayısındaki bu küçülme savunma giderlerini kısmak ya da ordunun küçültülmesi değildir.
Yapılan metot değişikliğidir!
Yeni konseptte ABD artık Irak örneğinde olduğu gibi on hatta yüz binlerce askeri operasyon bölgelerine göndermeyecek zira bunun hem yüksek bir maliyeti hem de imaj zafiyeti boyutu var.
Irak’ta görüldü, ABD kara harekatında hüsrana uğradı ve bu şekilde hem büyük paralar kaybetti hem de itibarı yara aldı!
İşte Pentagon bu yaşananlardan hareketle geliştirdiği yeni yayılma stratejisinde Truva atı olarak seçilen ülkelerin askerlerini kullanacak!
Washington uçak gemileri ve burada bulunduracağı operasyonel güçlerle bütün dünyada devriye gezilerini yaparken bölgesel partnerleri ABD adına onun denetiminde harekatlar yapacak!
Seçilen pilot ülkeler, Ortadoğu’da Türkiye, Uzakdoğu’da Filipinler ve Güney Kore ve Afrika’da Güney Afrika ile Nijerya’dır!
Bu ülkeler tabir yerinde ise ABD adına lejyonerlik yapacak!

NATO devreye girsin diye Türkiye Suriye’ye saldıracak!

Rusya ile Çin malum BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ve Suriye’ye uluslararası operasyona hayır diyor!
Öyle olunca hem BM’nin hem de NATO’nun eli kolu bağlanıyor!
ABD’nin bulduğu çıkış yolu Türkiye’nin Suriye’ye saldırması!
Türkiye saldırınca eşyanın tabiatı gereği Suriye’de saldırıya uğrayan ülke olarak karşılık verecek!
Ve bu karşılık verildiğinde de ABD ile NATO şunu diyecek: “NATO Müttefikimiz Türkiye’ye saldırı var. NATO anlaşması gereği ona yapılan saldırı bize yapılmış demektir ve bu durum bize Suriye’ye saldırı hakkını veriyor!”
Evet Rusya ile Çin’in tutumu sonrasında kurulan oyun budur!
Görüldüğü gibi Türkiye göz göre göre Haçlı’nın oyununa gelip Müslüman kardeşinin katline zemin hazırlayacak!
Yok bizimkiler dikkatli falan demeyin, bu ABD ile NATO Birinci Dünya Savaşında Sivastopol’un Türk bayrakları çekilmiş Alman gemileri tarafından bombalaması misali bir tezgah kurarlar ve bizi savaşa mecbur ederler diye endişeliyim!

Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget