CHP İst. İl Başkanı Sn. Salıcı, CHP’de “yeni” ile “eski” tartışmasının yaşanmadığını ifade ederek “Partiyi büyütmek isteyenler ile parti eskiden olduğu gibi kalsın diyenlerin tartışması var” demiş.
Bu sözleri ile gerçek emektarlara, partinin büyümesi, iktidar olması için var güçleri ile kendi ceplerinden masraf yaparak çalışanlara büyük haksızlık yapmıştır.
Sn.Kılıçdar0ğlu’nun Genel Başkan olması ve parti içerisinde demokrasinin işleyeceğini söylemesi ile eski yönetimlerden ve partinin yıllardır iktidar olamamasından bizar olan örgüt, Sn.Kılıçdaroğlu’na inanmış ve sevmişti.
Sonra ne oldu? Muhalif sesler neden yükselmeye başladı?
Neden çoğalmaya başladı?
Aslında örgütün büyük bir bölümünden destek ve sevgi görmüştü Sn. Kılıçdaroğlu.
Halkın ve örgütün umudu olan Sn. Kılıçdaroğlu ve YCHP ne oldu da bu kadar tepki toplamaya başladı?
Yeni CHP nin bunu analiz etmesi gerekirdi.
İktidar olmaya susamış olan ben ve arkadaşlarım AKP nin faşizmi ile mücadele ederken ne oldu da “bırakın delege olmayı”, ÖTEKİ leştirildik?
Genel Başkanlar eleştirilemez diye bir yasa mı vardır?
Sırasında yanlış giden bir şeylerin düzeltilmesi için önerilerimizle birlikte etik çerçevesinde eleştirilerimizi yaptık.
Bu bizim CHP li olarak elbette hakkımızdı.
26 senedir bu partiye gönülden hizmet eden, çeşitli kollarında aktif görev yapan ve karşılığında hiçbir çıkar gözetmeyen, sadece partimi iktidara taşımaya odaklanmış bir üye olarak şimdilerde umutları tükenmiş olarak NE OLACAK PARTİMİN HALİ endişesini taşımaktayım.
Evet, yıllardır konulamayan sandıklar konuldu, örgüt toplantıları başladı. Görünüşte her şey çok güzel ve iyi gidiyor havası esti.
Peki, aslı bu mudur?
Elbette hayır.
Kadıköy İlçemizin yapmış olduğu delege seçimlerinde kendi mahallemde gördüğüm ve diğer arkadaşlarımdan aldığım bilgiler neticesinde hiçbir şeyin değişmediğini görmek beni kahretti.
Listeler yine kapalı odalar ardında yazıldı.
Eleştirdiğimiz eski yönetimler gitti ama gelen yenisi de gördük ki aynı oldu. Yani hiçbir şey değişmedi. Çalışan, emek verenler yine bir kenara itildiler, bazıları küstüler ve partiye gelmeme hatta istifa etmeyi düşündüler.
Şimdi sorarım size;
CHP böyle mi büyüyecek?
Bizler bir ismin ardına düşen yoldaşlar değiliz. Parti bir kurumdur genel başkanı değişir ama partinin meşalesini ebediyen yakmak “ Örgüte,” bizlere Atatürk’ün emaneti olarak en ulvi bir misyondur. Amacımız partimizi mutlak iktidar yapmaktır.
Delege yapılmayacağımı bilerek mahallemdeki sandığa yağan kar ve soğuk bir havada yollardaki karlara bata çıka gittim. Amacım listede kimlerin yer alacağını bilmekti.
Mahallede bir kahvenin köşesindeki masada birkaç kişi oturmuşlar önlerinde bir karton kutu ve gerekli evraklar ile bekliyorlardı.(Ne ilçe yönetiminden bir kişi ne de gözlemci vardı.)
Bu kişileri elbette hemen tanıdım.
Bunlar partiye sadece seçim zamanlarında uğrayan, görev alan ama aktif hiçbir görevde göremediğimiz arkadaşlardı.
Tek liste vardı ortada.
İncelediğimde tahmin ettiğim gibi adımın yazılı olmadığını gördüm. Bunun yanı sıra sandığı bekleyen arkadaşların isimleri ve sadece iki bayan ismi vardı. Bunlardan bir bayan yıllardır partimize uğramamış eski bir arkadaşımız diğeri ise tanımadığım bir bayandı.
Partimizde bayanlar çalışırlar ama 8 delegenin içerisinde sadece 2 bayan yazılmıştı.
Ön delege listesini incelediğimde orada da adımın olmadığını gördüm ve beni şaşırtmayan şey, aynı aileden 9 kişinin 5 kişinin 4 kişinin iki kişinin yazılı olduğunu görmek oldu.
İşte o zaman mahallemde sırf ilçeme saygı olarak liste çıkarmamış olduğuma bin pişman oldum.
Bir önceki dönem CHP Kadıköy İlçesi Kadın Kolu Başkanlığım döneminde yalnız Eğitim Mahallesini değil Fikirtepe, Rasimpaşa, Dumlupınar mahallelerini elimizde mahalle haritaları ile cefakâr kadın arkadaşlarımla birlikte seçimlere 2 yıl varken kapı, kapı dolaşmış partimizi anlatmıştık.
O sıralar Genel Başkanımız Sn. Baykal’dı. Yazın sıcağında, kışın ayazında benimle birlikte sokakları adım adım tarayan emekçi arkadaşlarımın hiç birisi ne delege listesinde nede ön seçim temsilciğinde yazılmamışlardı.
Bu durum emekten yana olan benim siyasi ahlak ve anlayışıma uymayan bir durumdur.
Üzgünüm. Bu böyle olmamalıydı.
Delege olmak gibi bir talebim olmamıştı. İlçe başkanımıza bu sebepten yalakalık yapmamış sadece onun takdirine bırakmıştım.
Şunu düşünememiştim sadece,10 yıldan fazladır ilçede karşılaşmadığım yeni ilçe başkanımız benim ve arkadaşlarımızın nasıl çalıştıklarını bilmediğinden takdirini bu türlü kullanmıştır.
Sonuç olarak Partimi, mahallemi ve beni temsil edemeyecek birilerinin bu listelerde olmalarından duyduğum rahatsızlığı, İL Başkanımız Sn.Salıcı’yı telefonla aramama ve sekreterine adımı soyadımı yazdırmama rağmen ulaşamadığım için bu şekilde sesimi duyurmak amacı içerisinde yazdım.
Sn. Başkan; umarım bu yazı size ulaşır ve haksızlıklara müdahale edersiniz. Sizin söylediğiniz gibi öyle her şey güllük gülistanlık değil yani.
Bu parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Atatürk’ün gözden düşürülmesi için yapılan antipropaganda yayınlar ve memleketimiz üzerinde dolaşan kara bulutlar varken bırakın size muhalefet edenler etsinler. Siz doğrudan yanaysanız, güzel şeyler yapıyorsanız çekinmenize gerek yoktur. Örgüt yine sizleri seçer ama bu türlü var olanları yok sayarsanız, dışlarsanız, bir çeşit tasfiye yolunu seçerseniz, bunun ne partimize ne de size faydası olmaz. Zaman el ele verip çalışma vaktidir. Hiç birimizin diğerini dışlamaya hakkımız yoktur. O culuk bu culuk değil hepimiz CHP li olmalı partimizi iktidara taşımalı, enerjimizi içimizde değil dışarı harcamalıyız.
Tünay Süer
Yorum Gönder