Temmuz ayından beri sürüp gelen spor soruşturması iyice düğümlendi.
Bunun iki sebebi var:
Birincisi; gazete ve televizyonda cahil cahil fikir üreten spor yazarları kendilerini hem savcı hem yargıç yerine koydular. Televizyonlarda mahkemeler kurup kendilerine yakın olanları akladılar; düşman olduklarını ise peşinen mahkum ettiler.
Kamuoyunu kandırdılar.
Mahkemeyi etkilediler.
Bu süreçte de polisle işbirliği yaptılar.
Polis; arkasındaki siyasal gücün işaretine bağlı olarak elde ettiği telefon konuşmalarını bu medya yargıçlarına verdi.
Verirken de 'Bakın ha; burada sadece Fenerbahçe suçludur. Haberleri ona göre şekillendirin!' diye emir verdi.
Sporda şikeyi bitirmek adı altında Fenerbahçe'yi bitirmek gündeme getirilmiş oldu. İddianamenin düzenlenmesinde bile böyle bir izlenim var gibi. Çünkü; başka kulüpler yaptığında önemsiz ve takibi gereksiz bulunan işler; söz Fenerbahçe olunca kesin şike belgesi gibi dosyaya konuluyor.
Bu bile şike soruşturması adı altında başka bir şike yapıldığını göstermeye yetiyor.
İkincisi ise Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) kendi ağırlığını kullanamamasıdır. TFF; spor kanallarında ahkam kesen cahil yazarların düşmanca sözlerine kapıldı ve tarafsız kalamadı. Fenerbahçe'yi suçlu çıkarıp diğerlerini kurtaracak bir çizgiye yöneldi.
Bu konuda TFF yönetimini siyasi iktidarın da etkilediği anlaşılıyor. Bunu; Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın 'Lig kupasını Trabzon'a getirmek için ince ayarlı bir çalışma yapıyoruz.' itirafı da açıkça gösterdi.
KİMMİŞ O TEMİZ OLAN?
Gerçek şudur: Şimdiye kadar Türkiye'de başta üç büyükler olmak üzere bütün kulüpler maç sonuçlarını etkileyecek girişimler (şike) içinde oldular. Bunların hiçbirisi temiz değil. Lakin; bugün suç veya şike sayılan işler yakın zamana kadar öyle kabul edilmiyordu. Örneğin; Galatasaray ve Beşiktaş'ın tepe yöneticileri lokantada oturup açık açık, 'Kupa sizin lig bizim olsun!' diye şike yapıyorlardı da dönemin TFF'si; duymazdan geliyordu. 2006 yılındaki FB-Denizli maçını Fenerbahçe'yi çökertecek biçimde yöneten hakem Selçuk Dereli'ye ne yapıldı? Bu şahıs ne acıdır ki şimdi Milliyet gibi büyük bir gazetede spor yazıları yazıyor. Daha önceki yıllarda Galatasaray tarafından Malatya'ya gönderilen otomobil filosu... Galatasar ile Fenerbahçe yarışırken Fenerbahçe şampiyon olmasın diye Galatasaray'a açık farkla yenilen Trabzon gerçeği... Böyle pekçok olaydan söz edilebilir.
Telefon konuşmalarına gelince... Siz hele 2000'li yıllara girilirken Fatih Terim ile Mehmet Ağar arasında neler konuşulduğunu dinleyebildiniz mi? Onlara göre çok olağan sayılacak o konuşmaları bugünkü şike savcısı okusa acaba ne gibi sonuçlar çıkarırdı?
Sonunda bir yasa çıktı: Bazıları yakalandılar; bazıları ligde devredışı kaldıkları için paçalarını kurtardılar.
Tekrar ediyorum: İlk taşı suçu olmayan atsın. O zaman kimsenin taş atamayacağını göreceksiniz...
TEBRİKLER NİHAT ÖZDEMİR
Fenerbahçe'yi temsil eden Sayın Nihat Özdemir; dünkü TFF toplantısında Fenerbahçe'ye yaraşan bir duruş gösterdi. Dediği şu idi: '58. Maddenin değiştirilmesi, Fenerbahçe'ye mal edilmeye çalışılıyor. 6222 Sayılı Kanun'u değiştirirken de 'Aziz Yıldırım için çıkarılıyor!' demişlerdi. Biz herhangi bir maddede değişiklik istemiyoruz. Sadece adil yargılama istiyoruz.'
Gördünüz... Fenerbahçe şikeyi ertelemek isteyenlere karşı çıktı. 'Biz temiziz!' diye gösteri yapanlar ise '58. Madde değiştirilsin; şike ertelensin!' istediler.
Fenerbahçe hile yaptı ise cezasını çeksin. Lakin; FB'yi şikeci gösterdikleri bir işi başka kulüpler de yapmış ise onlar da aynı cezayı görsün.
Eğer AKP'liler bu işte taraf haline gelir de başka bir kulübü kurtarmaya kalkışırlarsa; Fenerbahçe taraftarı bunu asla ve asla affetmez. Başta bakan Erdoğan Bayraktar olmak üzere; ince ayarlı iş çevirenlere duyuruyorum .
Rıza Zelyut/GÜNEŞ
Yorum Gönder