Upuzun kuyruklar oluşmuş. İlk kurulduğunda adı; “Fak-Fuk-Fon” diye yazılıyordu. Fakirlere yardım edecek fon anlamındaydı. Sonra kibar olsun diye adına; “ Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu” denildi.
Niçin kuyruktalar?
Kuyruğa girenler, “ne kuyruğu demeli buna?” sorusuna kendileri isim bulmuşlar:
Fakirlik kuyruğu.
Zenginleşen Türkiye!
Büyüyen ülke!
Artan refah!
Kuyruk uzatıyor.
Büyüyen Türkiye fakirlik kuyruğu peydahladı. Yoksulluk azalıyor diyorlardı. İstatistikler yayınlanıyor, gelir ve yaşam koşulları araştırmaları yapılıyor, “Büyüyen Türkiye’nin 2023’de dünyanın ilk büyük 10 ülkesi arasına girmeye son hızla koştuğunun” nutukları atılıyordu.
Kuyrukta bir manzara:
Genç adam kuyrukta kendisi gibi “gelir testi doldurmaya gelmiş” yanındakine bir gazete kupürü kesmiş, onu okuyor.
Şöyle yazıyor:
“Benim kız arkadaşım 23 yaşında, üniversiteden sinema-TV mezunu ama işsizdi. 7 ay önce bir marketler zincirinin şubesinde part time kasiyer olarak çalışmaya başladı. 7 aydan beri de
günde 14 saat çalışıyor. İki haftada bir gün izinleri var. Aldığı ücret 490 TL. Ayda 18 gün sigortalı görünüyor. Her gün iş çıkışı ikimiz de bu duruma ağlıyoruz”
xxx
Kupürü okuma bitti.
Dinleyen okuyana “O kız, şanslı. Ayda 490 TL kazanacağı işi var, ben de üniversite mezunuyum, 3 yıldır işsizim” dedi.
Büyüyen Türkiye!
Hem fakir peydahlıyor.
Hem işsiz çoğaltıyor.
Fakirlik kuyruğunda; “O sinema- TV mezunu olup da ayda 490 TL maaşla iş bulduğu için şanslı olduğu kabul edilen genç kız” hakkında konuşanları dinleyen “gelir testi yaptırmaya gelmiş” diğeri de kendi durumunu anlattı.
“Ben bir babayım.
İki çocuğumuz var.
Eşim de çalışıyor.
Ben 1500 TL maaş alıyorum.
Eşim temizliğe gidiyor.
750 TL aylık geliri var.
Kızımın biri lisede okuyor.
Oğlum da üniversiteye giremedi.
Karı koca çalışan bir aileyiz. Kazancımız ortada. Biz de fakirler sınıfından çıkamadık, “gelir testi” doldurursam; aylık Genel Sağlık Sigortası Pirim borcum 106 liradan 36 liraya inecek.
Xxx
“Türkiye’nin büyümesi” üzerine istediğiniz kadar teknik analiz ve ülkenin parlak geleceklere koştuğuna dair dilediğinizce “iyimser tahminler” yapın. Fakirlik kuyruğunda rastladığınız bu iki örneği analiz edecek inandırıcı sözleriniz olmalı.
Ne diyecekler?
Şırnak Uludere’de bombalarla ölenlere cenaze başına 123 bin lira tazminat ödeyerek de fakirlik kuyrukları azaltılamıyor. (Ara notu: Bir ay dolacak. Bombaları ABD’den yönetilen predatörler mi yoksa hatalı istihbaratla TSK’nın savaş uçakları mı yaptı, hala açıklanmadı)
Uludere’de ölenlerin geçimlerini sürdürecek bir meslekleri, işleri olmadığı için “kaçağa gitmek” zorunda kaldıklarını hem vali, hem kaymakam, hem polis, hem ordu komutanları, hem parti başkanları biliyordu.
Büyüyen Türkiye!
Fakirlik kuyruğu uzatıyor.
Ve kaçağa giden köylü çoğaltıyor.
Teknik analizini siz yapın.
(uyan borusu)
Yabancıya toprak sat
İstanbul’a köprü yap.
Maliye Bakanı yabancılara mülk ve 2B arazilerinden toprak satışının kolaylaştırılması yoluyla bütçeye ek gelir yaratmayı planlarken, İstanbul’a “Üçüncü Köprüyü özel sektöre yaptırmayı cazip kılmak” için de müteahhit şirketlere “Hazine Garantisi” getirmeyi düşündüğünü açıkladı.”Yabancıya toprak sat, İstanbul’a köprü yap” projesini çok dikkat çekici!
Necati Doğru/SÖZCÜ
Yorum Gönder