Sarkozy ve Guyana’nın İntikamı - Nilgün Cerrahoğlu

Fransız Guyanası’na bir Türksat uydusunun fırlatılışı için gitmiştim. Güney Amerika’nın kuzeybatısındaki gözlerden ırak bu Fransız sömürgesi, tam Ekvator çizgisinde olduğundan, “uydu fırlatmada” uzmanlaşan bir uzay üssü olmuştu.

Guyana’yı balta girmemiş cangıllarda kurulan gerçeküstü uzay istasyonları, nemli tropik sıcağı, “Creole” adı verilen melez halkı ve dünya edebiyatına giren ünlü “Kelebek” öyküsü ile hatırlıyorum…

Henri Charriere’in “Kelebek” romanı, 70’lerde çok meşhurdu. Steve McQueen ve Dustin Hoffman’ın oynadığı, yazar Charriere’in bizzat yaşadığı “Guyana” zindanlarındaki çilesini anlatan bir filmdi.

Göğsündeki dövme yüzünden “Kelebek” lakabıyla anılan Charriere/McQueen; Fransa’da işlemediği bir cinayet yüzünden Guyana zulümhanelerine “forsa” olarak gönderiliyor, burada dünyanın en insanlık dışı şartlarında hapis hayatı sürdürüyordu….

Guyana “forsaları”, tropik iklimde insanı çürüten zindanların rutubetli duvarları ardında böceklerle iç içe yaşıyor; yanlış bir harekette akıl almaz cezalara maruz bırakılıyor, cezaevi avlusunda diğer mahkûmların gözleri önünde kurulan “giyotinde” idam ediliyordu.

Normal koşullarda hiçbir sürgünün sağ çıkmadığı Guyana toprakları bu yüzden, uydu endüstrisi halkasına dönüşmeden önce Fransa’ nın zülmüyle nam salan bir “Gulag sömürgesi” olarak biliniyordu.

‘Siyaset şırıngasını’ çıkartmak

“Soykırım” yasasının senatodan geçtiği saatlerde, binlerce forsanın ahını alan “Guyana” dan Sarkozy’nin çıkıp da.. “Siyasi kariyerimin sonuna gelmiş olabilirim. Seçimleri kaybedersem, bırakırım!” demesi… tam bir ironi oldu.

Hafta ortasında Avrupa basının ileri gelen tüm gazetelerinde, Sarkozy’nin Gulag’da çekilen resimleri vardı. Gondolvari bir motorda görüntülenen Sarkozy’nin çatık kaşlı pozlarının yanında “Şimdiden mi havlu atıyor?”, “Seçimleri kaybetmekten korkuyor” gibi satırlar okunuyordu.

Fransa Cumhurbaşkanı’nın, bakanları ve Fransız amiralleriyle çekilmiş motordaki efkârlı fotoğraflarına baktıkça; gözüme “Kelebek” mahkûmlarının kâbus yaşamları geldi. Ve “Budur” diye düşündüm; “Bu bir Guyana intikamı olmalı!”

Guyana’da kendisine eşlik eden düzineyle gazeteciye Sarkozy sözümona “kayıt dışı” şartlarda “Seçimleri kaybedersem bir daha yüzümü göremezssiniz” demiş... “Kaybederse, siyaseti bırakacağından” dem vurmuş ve bir “uyuşturucu” metaforu kullanarak, “keşler şırıngayı nasıl usul usul çıkartırlarsa, siyasetin uyuşturucu iğnesini ben de usul usul çıkartmasını bilirim” anlamında çarpıcı açıklamalar yapmış.

O gün bugün Fransız basını “şırınga” metaforunu çözmeye çalışıyor.

“Fransa Cumhurbaşkanı, resmi planda henüz adaylığını açıklamadan; Paris’e 7000 km. uzaklıktaki Guyana topraklarından neden böyle laflar sarf etti?” sorusuna yanıt arıyor.

Sarkozy uzmanları; Cumhurbaşkanı’nın bu kelamları; taraftarlarının (“Bizi öksüz koyma!” ısrarıyla yakasına asılması için) “taktik” anlamda mı söylediğini; yoksa “insani zaaflarını” ortaya koyan samimi itiraflar mı yaptığını analiz etmek uğruna seferber olmuş durumda…

Öyle ya da böyle… sondajlar Sarkozy’ nin şansının döndüğünü müjdeliyor. Hürriyet’ in dünkü manşetinde de gördünüz. “Fransa’nın yeni Napolyon’u” iddiasıyla 2007 seçimini alan Sarko; ikinci tura kalırsa -yirmi puan farkla!- yarışı kaybedecek.

İki dönüm noktası

Seçimlere üç ay var.

Üç ay, Avrupa’nın çalkantılı konjonktüründe uzun zaman.

Ama Sarkozy yakın dönemde iki önemli dönüm noktası yaşadı.

İlki, ocak başında; Fransız ekonomisinin “üç A”yı kaybetmesiydi.

“Standard&Poor’s”un vurduğu darbesi için Fransız devlet başkanı çevresine “Bu benim siyasi ölümüm olur!” demişti…

İkinci dönüm noktası da geçen pazar, Sosyalist Parti adayı François Hollande’ın yaptığı konuşma ve sunduğu program oldu. Hollande’ın “kan, ter ve gözyaşından” fazlasını vaat etmeyen Churchill -vari çıkışı; Fransa kamuoyunda büyük ilgi yarattı.

“Mitterand’ın devamcısı “sakin güç” havasında kendisini takdim eden Hollande; “hiperaktif” Sarkozy’den görünen o ki daha “inandırıcı” bulunuyor…

Hollande, aday olduğu güz aylarından bu yana epey uzun yol katetti.

Noel öncesinde Fransa’da görüştüğüm tüm gözlemciler; DSK’nin yerine hasbelkader paraşütlenen Hollande’ın “derin Fransa’yı” ikna etmekte güçlük çekeceğini; krizde “dere geçilirken at değiştirilmez” kuralının galip gelebileceğini ve “ehvenişer” mantığıyla hareket eden Fransız seçmenlerin tercihlerini son kertede Sarkozy’den yana kullanabileceklerini söylüyordu. Kamuoyu yoklamalarında sosyalist aday öndeydi. Ama Sarkozy, arayı kapatıyordu.

Trend son on beş günde tersine döndü.

“Şırıngayı usul usul çıkartmaktan” bahsederken Sarkozy muhtemelen bu trend değişimine atıf yapıyor.

Fransa’ nın 2012 seçimleri heyecanlı olacağa benziyor .

Nilgün Cerrahoğlu/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget