Sisifos ünlü Troya savaşının gönülsüz kahramanlarından Odysseus'un babasıdır.Hakkını teslim edelim;
Odysseus kahraman Hektor'u on yıllık bir savaştan sonra yenen Agamemnon'dan kadınların,çocukların,teslim olanların öldürülmeyeceği sözünü alarak ünlü “tahta at” taktiğini icat eder ve o uzun savaş sona erer.
Söylemeye gerek var mı,Agamemnon sözünde durmayacaktır.Odysseus da büyük bir hayal kırıklığı içinde ülkesine,İthaka'ya doğru yola çıkar.Dönüş yolunda ölüler ülkesinden de geçer ve göz ucuyla baktığı,ülkede babası Sisifos'un bir kayayı tepeye doğru kan ter içinde çıkarmaya çabaladığını görür.
Mitolojide insanlar tanrılarla iç içedirler.
Artık tanrılar mı yeryüzüne inmiş,insanlar mı gökyüzüne çıkmış,yoksa hepsi de Homeros'un'İlyada'sından süzülüp hayatımıza mı karıştılar,ona siz karar vereceksiniz.
Değerli dostum Yaşar Atan'ın Evrensel Yayınlan'ndan çıkan “Akdeniz Mitologyasından Efsaneler” kitabını okuyunca bu iç içeliği daha iyi kavradım,daha samimi geldi bana bu durum.Bu kitaptaki harfler,kelimeler,cümleler pek güzeldir.Kendi kendini yaldızlayan çağrışımlar,bize benzeyen gaddar tanrıları,tanrıya benzeyen yürekli insanları anlatan efsaneler pek güzeldir.
Yine bu kitapta pek güzel anlatıldığı gibi tanrılar tanrısı Zeus'un çapkınlığı da dillere destandır.Peki bu çapkınlığın,hadi biz ona dizginlenemez hırs,cümle mülke hükmetmeye yazgılı çirkin bencillik diyelim.Sisifos'la bir ilgisi var mı?
***
Hırsı,çıkarı,aşkı başına vurduğu zaman gözü kimseyi görmeyen Zeus,ırmakların tanrısı Asopos'un güzel kızı Aygina'ya gönlünü kaptırmış ve karısı Hera anlamasın,çakmasın diye durumu,kendini bir kartala dönüştürmüş de kaçırıvermiş Aygina'yı,
Hera görmedi,ama Sisifos gördü.
Hikâye uzun,yer dar,mesel ağır.
Kızını Zeus'un kaçırdığını Asapos'a anlatan Sisifos,Zeus'un gazabını üzerine çekti doğal olarak.Zeus da ölüm tanrısı Tanatos'u göreve çağırdı,ama Sisifos daha kurnazdı.Tanatos'u zincirleyip derin bir mağaraya kapatmayı başardı.
Ölüm tanrısı karanlık mağaraya kapatılınca insanlar da ölümsüzleştiler.Pek bir güzel oldu dünya.
Aşk acısı bir yana Zeus'u en çok kızdıran da bu oldu.Nasıl olur da insanlar tanrılar gibi ölümsüz olabilirdi ki.
Tanatos'u mağaradan çıkarıp insanların başına yeniden musallat eden Zeus,Sisifos'u da ölüler ülkesinde bir kayayı tepeye çıkarmaya mahkûm etti.Ama kaya tam tepeye vardığında elinden kayıyor,başladığı yere geri dönüyordu.
Odysseus Troya seferinden dönerken ölüler ülkesinde kayayla cebelleşen babasını gördüğünde derin bir hüzne,anlatılmaz bir acıya kapıldı.Homeros da kaydetti bu çaresizliği.Derler ki ama,Sisifos,mutluydu,sonunda kayayı tepeye çıkarmayı başaracağını biliyordu.
***
Mitolojide bu hikâyenin devamı yok.Bilmiyoruz Sisifos'un kayayı tepeye çıkarıp çıkaramadığını.Yalnızca bir umudumuz var.Zindandakilere,öldürülen arkadaşlara,artık yazı yazmakta zorlanan,kalemi elinden alınan destan yazıcılarına bakınca kararan ruhumuz.Sisifos'un kayayı tepeye çıkaracağına inanmak istiyor.
Sonra dönüp kendimize bakıyoruz.
Bakıyoruz ve küçük bir mutluluk kıvılcımı yeniden yanıyor yüreğimizin bir yerinde.Çünkü bizler Sisifoslarız işin aslına bakarsanız.Yazgımız,umudumuz,inadımızla ona benziyoruz.
Aynaların ve üstümüze bütün yıldırımlarını gönderen,öfkeleri yüzlerinden okunan tanrıların söylediği de budur zaten .
Güray Öz/Cumhuriyet
Yorum Gönder