Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davaya bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rüstem Eryılmaz ile Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta hakkında inceleme yapılmak üzere kurul müfettişi görevlendirilmesine karar verdi.
Açıklamada, incelemenin, basında çıkan “Dink davası Hakimi: ’Örgüt yok diyemem, ama’...”, “Savcı: Örgüt için fazlasıyla delil var” gibi haberlerin ihbar kabul edilmesi sonucunda başlatıldığı bildirildi.
Yargılama devam ederken HSYK’nın bir davanın savcısı ve hakimi hakkında inceleme başlatması adil yargılamayı etkilemek olmuyor mu?
Dink cinayetinin işleneceğini bildikleri halde gereğini yapmayan kamu görevlileri hakkında soruşturma bile başlatmayan savcılar ne olacak peki?
HSYK, asıl bu konuda bir inceleme başlatamaz mıydı?
***
İşte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te Hande Fırat’ın sorularını cevaplandırırken “Dink cinayetinde sorumluluğu olan bütün kamu görevlileri AKP Hükümetİ tarafından terfi ettirildi. 17 kez ihbar yapılmış. Dönemin Trabzon Valisi bile ’Bana önceden haber verselerdi, ben bu cinayeti önlerdim’dedi. Kimin suçu işleyeceği, nerede işleyeceği, hangi silahla işleyeceği belli! Ama hiç kimse bir şey yapmıyor, yapmayanlar belli. Siz onları alıp terfi ettirdiniz, yüksek bürokrat, milletvekili yaptınız” dedi.
Kılıçdaroğlu “HSYK siyasi otoritenin emrinde ve bağımsızlığı yoktur. Bin kişilik bir salona Adalet Bakanı giriyor diye, bin hakim ayağa kalkıyorsa, orada yargı bağımsızlığı yoktur. İnsan utanır! Adalet Bakanı giriyor diye hakimler ayağa kalkar mı! Yargıçlar ayağa kalkmaz. Tabii ki, belli bir saygıyı göstereceklerdir ama bu tablo despot bir ülkenin yönetimi gibi. Korku var tabii. Adalet Bakanı, bugün öğleden sonra oturup istediği yargıcı istediği yere sürebilir. Biz bir korku tünelinden geçiyoruz. Adalet korkuyorsa, toplum bir korku tünelinden geçiyor demektir” diye konuştu.
Geçmişte de hakimler topluca Genelkurmay’ın brifinglerine çok istedikleri için katılmıyordu ama, mesela Uludağ’da bir haftalık “sempozyum” düzenleyen bankanın davetine gönüllü gidebiliyordu. Aradaki fark şudur. Şimdiki iktidarın yaptığı “yandaş yargı” oluşturmaktır.
ABD’nin geri dönüşünü AKP sağladı
ABD Başkanı Obama, “Birliğin durumu” başlığı altında yaptığı yıllık konuşmasında “Avrupa ve Asya’daki en eskiye dayanan ittifaklarımız hiç olmadığı kadar güçlü. Amerika kıtasıyla bağlarımız daha derin. İsrail’in güvenliğine olan kuvvetli bağlılığımız, ülkelerimiz arasında tarihteki en yakın askeri işbirliği anlamına geliyor. Amerika geri döndü. Size bunun tersini söyleyenler, Amerika’nın düşüşe geçtiğini ya da etkimizin azaldığını söyleyenler, neden bahsettiklerini bilmiyor. Dünya genelindeki liderlerden aldığımız mesaj bu değil, hepsi bizimle çalışmaya çok istekli. Tokyo’dan Berlin’e, Cape Town’dan Rio’ya kadar, insanların hissettikleri bu değil, buralarda Amerika’ya bakış yıllardır rastlanmayan derecede olumlu” dedi.
***
ABD Başkanı kendisini savunma yapmak zorunda hissediyor ve dayanak olarak da “Avrupa ve Asya’daki en eskiye dayanan ittifaklarımız hiç olmadığı kadar güçlü” ifadesini kullanıyor!
Buna karşılık Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, büyük ihtimalle Obama’nın konuşmasını duymadan önce “Mevcut parti daha ne kadar hükümette kalır, merak mı ediyorsunuz? İşte size cevabı: ABD’nin bölgedeki egemenliğini sağlamlaştırma aracı olma vazifesini sadakatle yerine getirdiği sürece. Peki, bu hükümet sadakatsizlik edebilir mi? Hayır, asla yapamaz. Ama hayat, planlarla değil, tesadüfler ve olaylarla yürür” diyor.
ABD dünyanın başına bir bela olarak geri döndüyse, AKP sayesinde döndü!
Arslan BULUT/YENİÇAĞ
Yorum Gönder