Türkiye Avrupa Birliği (AB)’nin bahçe kapısında, koltuğunda uyum dosyaları, bekletiliyordu. Önce bahçeye alınacak sonra Avrupa Birliği evine kabul edilecekti.
Tatlı, hülyalı bir masaldı.
73 milyon bu masalla uyutuldu.
Masalların da meyvesi olur.
Masal noktalanır, 3 elma düşer.
Masalın meyvesini eskiden Avrupa düşmanı olup, 28 şubattan sonra aniden dönüş yaparak Avrupa hayranı parti kuran politikacılar Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül topladı. İki siyasetçi, “Türkiye’yi Avrupa Birliği tam üyeliğine taşıyacağız” umudunu rüzgar yapıp, “tek adamlık ve sırayla cumhurbaşkanlığı yapma yelkenlerini” bu rüzgarla doldurdular.
Masala ihtiyaç kalmadı.
Masalın sonlanması gerekiyordu.
Avrupa’nın iki ağır topundan biri olan Fransa, Meclis’inde ve sonra Senatosu’nda; Naziler’in Yahudilere uyguladığı neyse 1915’de Osmanlı’yı yönetenlerin (İttihat ve Terakki) Ermeni’lere aynısını reva gördüğü söylemini yasa yaptılar.
Masal da bitti.
Yeni bir döneme giriyoruz.
Tu-kaka Avrupa!
Xxx
İçişleri Bakanı Davutoğlu, önceki gün Moskova’ya bir toplantıya katılmak üzere giderken, uçağına aldığı gazetecilere; “Avrupa Birliği ikiyüzlü” diyerek; ilk “tu-kaka (berbat) dönemi” kapısını araladı .
Bakan gerçeği görmüştü.
İki yüzlükten üzüntülüydü.
“Tek bir tepki bile yok” diyordu.
Fransa meclisi ile senatosundan geçirdiği ve özünde “düşüncesini açıklayan ve 1915’de yapılan soykırım değildir diyenleri hapseden” yasayı kınayan tek bir Avrupa Birliği üyesi ülke önde geleni, kurumu çıkmadı diye yakınıyordu.
Yasa ifade özgürlüğünü tehdit ediyor.
Düşünce hürriyetini kısıtlıyor.
Araştırma isteğini tırpanlıyor.
Bu yasa “Avrupa Değerlerine” adeta küfür ederek “düşünce özgürlüğü katliamı” yapıyor fakat ne Almanya’dan, ne İngltere’den, ne İtalya’dan, ne Finlandiya’dan Fransa’nın yaptığına tek eleştiri bile yok.
Bütün Avrupa Fransa olmuştu.
Arşivler açıktı.
Tarihçilerini göreve çağırmıyorlardı.
“Türkler ve Ermeniler Anadolu’da yüzyıllarca beraber yaşamışlar ancak dış kışkırtmalar yüzünden karşılıklı felakete dönüşen vuruşmalar, sürgünler olmuş; bunun neresi Alman Yahudi soykırımına benziyor?” sorusunun cevabını bile araştırmıyorlardı.
Xxx
Avrupa kararını verdi.
Avrupa Birliği ülkelerinin meclisleri birbiri peşi sıra Türkiye’yi(tarihinde) soykırımcı ilan ediyorlar. Sıra şimdi Ermenilerin, kan parası (tazminat) ve arkasından da Anadolu’dan toprak istemesine geldi.
Yakında “toprak istekleri” başlar.
İlk “toprağı verelim kurtulalım, özür dileyelim rahatlayalım” diyenler de bizim içimizden çıkartılır. Bekleyin; birkaç yıla kadar toprak istekleri uç verecektir.
Okurlara teşekkür:
Dün bu köşede yer alan ve “Osmanlı Bankası Baskını”nı anlatan yazıda dikkatsizlik sonucu bir tarih hatası yaptım. Büyük Devletler’in (Düveli Muazzama) müdahalesini sağlamak için silahlı, dinamitli, tabancalı 26 Ermeni militanının Osmanlı Bankası’nı basmasını anlatan bu yazıda baskın tarihini 1826 yılı diye yazdım. Yanlış oldu. Doğru tarih 1896 olacak. Elektronik posta ve telefonlarıyla beni uyaran çok sayıda okuruma teşekkür ederim. Anlıyorum ki, Osmanlı Bankası baskını olayına ilgi duyan çok sayıda insan var. Bu konuda kapsamlı belgelere dayanılarak yazılmış kitap, Prof. Dr. Edhem Eldem’in “Osmanlı Bankası Arşivi’nde Tarihten İzler” adlı kitabıdır.
Necati Doğru/SÖZCÜ
Yorum Gönder