Ah Vekil, Vah Vekil, Allah Vekil - Ahmet Tan

Anketler “saygınlık” ve “güven” sıralamasında milletvekillerini hep alt sıralarda gösteriyor.
Medya bile halkın gözünde,çoğu kez bir gömlek daha güvenilir ve saygın...
Siyasi partiler oylarını arttırıyor.İktidarı kazanıyor.Ama milletvekilleri milletin gönlünü kazanamıyor.
Bu çarpıklık ise nedense bir türlü Meclis'in gündemine giremiyor.
İktidarımız,laiklikten vatan hizmetine her şeyi yeniden tanımlıyor-yeniden “yapılandırıyor!”(Daha doğrusu nemalandırılıyor.).
Ama,vekil saygınlığı için en küçük bir adım atılmıyor.
Vekilini saygın ve güvenilir bulmayan bir halkın demokrasiye olan bağı “muta nikâhı” nın bile gerisindedir.
Hukuku yapanlar vekiller olduğuna göre..
Bu durum sonunda hukuka ve adalete olan inanca da sirayet eder.
Sonunda demokrasi de,hukuk da kalp para gibi elde kalır!
İki adım yetecek
Milletvekiline güvensizliğin nedeni önyargılara sessiz kalınması...
“İş biritiyorlar,Haksız kazanç elde ediyorlar!”
“Dokunulmazlıkları var.Kimse hesap soramıyor!”
Oysa,milletvekiline olan toplumsal güveni güçlendirmek için,adım yetecektir.
Bu adımları TBMM Başkanlığı isterse hemen atabilir.
1-Milletvekili “mal bildirimi”, her milletvekilinin yaşamöyküsüne eklenip TBMM sitesinde yayımlanmalıdır.
2-Yüz kızartıcı suçlar,yeni anayasa beklenmeden dokunulmazlık kapsamı dışına çıkartılmalıdır!
***
Milletvekili dokunulmaz oldukça,milletin vekiline saygısı da güveni de hep eksik kalacak.
Milletvekili her anlamda şeffaf ve her an hesap verebilecek durumda olmadan
toplumsal güvene layık görülemez...
Milletvekili kendisini de denetime açmalıdır ki,devletin her biriminden hesap sorabilsin,denetleyebilsin.
Güven ve saygınlığın tek yolu budur.

Taburcu olan tabur

TBMM,kendisini devletinden önce var etmiş,dünya siyasi tarihinin en özel,en istisnai parlamentosu...
Bağımsızlık Savaşı'nın karargâhı!.
Özel bir Muhafız Taburu'na sahip olması bu tarihi geçmişin ve misyonun gereği idi.
Ama varlığı kimilerini hasta ettiği için mi nedir,tabur,geçenlerde toptan “taburcu” edildi.
Böylece,birçok Cumhuriyet kurumu gibi,91 yıllık izi de tarihten silindi.
Muhalefettense çıt çıkmadı.
“Militarist” damgasından mı, “Silivrilik” ten mi çekinildi?
Belki de gazinosunda içki servisi yüzünden “sarhoşluk” ithamından korkuldu.
Yine de “ilgisizlik/bilgisizlik” daha muhtemeldir.
TBMM Hesapları İnceleme Komisyonu'nda olduğu gibi.. bu komisyon da fiilen “taburcu” edildi.muhalefetten çıt çıkmadı...
Oysa halen yürülükteki TBMM İçtüzüğü bu komisyonun kurulmasını emrediyor.
Ama iktidar çıkardığı bir yasayı bahane etti.Üye tayin etmeyerek komisyonu buharlaşırdı
.Muhalefetin en etkili olduğu bu koskoca komisyonun yerine Maliye'den iki memur denetçi tayin etti.
Böylece birçok bakanlık bütçesini kat kat aşan TBMM Bütçesi de muhalefetin denetiminden kaçırılmış oldu.
Muhalefet ise bu fiili katakulliyi fark etmedi.Belki de “Sehven”.
Çünkü mali ayıpların kusurların en ehveni...Sehven'dir.
CHP lideri Kılıçdaroğlu,ayıptır zikretmesi,naçiz hatırlatmamız üzerine,geçen yıl bir grup toplantısında,medyaya “Bu konuyu araştırın!” çağrısı yaptı.
Çağırış o çağırış.! Ama çıt yok.
İbadet de açık,kabahat de
TBMM Muhafız Taburu'ndan gıcık kapan.bunu da açıkça ilan eden.
“Kışlada gibiyim!” diyenler de oldu.( Hüsrev Kutlu.AKP Adıyaman)
Ki,bu gibiler,bu “sivil hassasiyetleri” nedeniyle ödüllendirildiler de...
Dokunulmazlıkları Araştırma Komisyonu Başkanlığı'na layık görüldüler.
Hızlarını alamayıp “28 Şubat”onuruna ustura gibi keskin sözler ettiler;
“Bülent Ersoy kadar cesur olsaydık,biz de bir yerlerimizi kestirirdik!”(28 Şubat 2008)
Keskinliğin sınırı yok.
Bir gün aniden,jilet gibi bir açıklama daha yaptı;
“Mareşal üniformalı Atatürk'ten rahatsızım!”
Geçenlerde'sinir bozucu' “Muhafız Taburu” gitti.
Ama o,ne yazık ki,muhterem bunun keyfini süremedi.
Lideri de onun önünü kesmişti:
Listeye koymamıştı.
Men dakka duka!..
Mareşal M.Kemal tablosu ise hâlâ duvarda!
Hem de mescit kapısının karşında!
Acaba, “Tabloyu oraya asanlar için de bir soruşturma açılmalı!” diyecek başka hassas ruhlar da çıkar mı?İşin ucu'Balyoz'a değilse bile tabloyu asan marangozun çekicine kadar uzar mı?
Uzarsa iş karışacak...
Çünkü tablo asılırken mescit yoktu.
Bu durumda sorumluluk ,'Mareşal' tablosunun karşısına mescit açanın üstüne yıkılacak.
Bir de işin bir başka boyutu daha var:İktidar tarafı dururken mescidi muhalefet kulisinde açmak da neyin nesi?
Muhalefet, “İktidarkulisinde bize de cemevi!” diye tutturursa ne olacak.


“Bir kişiye yapılan haksızlık,bütün topluma ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.Susmayı yaşam,biçimi haline getirirseniz,ülkedeki adaletsizlikler sizin suskunluğunuzdan,eylemsizliğinizden güç alır! Gözlerin varsa göreceksin,Kulakların varsa duyacaksın.Ellerin varsa uzatacaksın"( 20 Ocak 1975). UĞUR MUMCU



OKURYAZAROKUR
 Gandi...

Ülkenin yarısı zaten işin başında AKP'yi çizmiş.
Hiç değilse,Tüzük Kurultayı öncesi yine de CHP'lilere hatırlatmak gerek.
İşte Hintli Gandi'ye göre 7 toplumsal günah:
1.Çalışmadan zenginlik,2.Vicdan olmadan zevk,3.İnsanlık olmadan bilim,4.Karakter olmadan bilgi,5.İlkeler olmadan politika,6.Ahlak olmadan ticaret,7.Özveri olmadan ibadet.
Aydın Keskinok( CUMOK Eskişehir )

Ahmet Tan/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget