Ne yazacağını bilememek...
Şaşkınlık.kızgınlık,öfke,üzüntü...
Mustafa Balbay'ın hücresinde doldurduğu bin gün...
Sayısız kitap,Cumhuriyet'in yazarı,temsilcisi,edebiyatın yüz akı,devrimciliğin öncüsü.Mustafa Kemalciliğin en öndeki savunucusu...
Suçu ne.Yok...
Hiçbir suçu yok.Tek suçu,gerçek bir aydın.gerçek bir yazar,gerçek bir,insan,olması...
Onu bin gündür hücrelerde yaşatanların hiçbirinde olmayan niteliklere sahip olması.
Bin gün ve gece...
Sevgili Mustafa'nın eşiyle çocuklarıyla birlikteki resmini görür görmez gözlerimden yaşlar boşandı.Akyaka'ya birlikte getirdiği ufacık kız büyümüş.doğduğundan beri babasından ayrı kalan delikanlı da dört yaşına gelmiş...
Bütün bu acıların nedeni,yasalar mı,anayasa mı,hukuk mu,yoksa her şeyi elinde tutan bir tek adam mı.
Üstelik İzmir Milletvekili.Halkın oylarıyla seçilmiş...
Ama ne seçmene saygı var,ne de seçilene...
Şu anda Meclis'i dolduranlar gibi,bir tek adamın atamasıyla seçilmiş değil, halkının sevgisiyle,oylarıyla gelmiş...
Bir gün hesap verecekler.Çok kalmadı......
Derken Server Bir gericinin,bir devrim düşmanının kurşunlarıyla sakat kalan bir bilim adamı...
Öldüremediler.Tütengil gibi sokak ortasında vuramadılar,ama yarım bir yaşama mahkûm ettiler.Prof.Dr.Server Tanilli uzun yıllardır tekerlekli sandalyesinde yaşıyor,kitap üstüne kitap yazıyor,yurdu,dünyayı dolaşıyor,her fırsatta toplantılarda konuşuyor,her zaman sesiyle,kalemiyle Mustafa Kemalciliğin en canlı örneğini veriyordu...
Aylardır hastanedeydi.Bir kez konuşabilmiştim.Her zamanki gibi güçlüydü,inançlıydı,güvenliydi.
Derken da çekip gitti.Ardında nice yapıtlar bırakarak...
Nice unutulmaz anılar,dostluklar,bizlere,her engele,her düşmanlığa karşı dayanma,direnme gücü bırakarak...
Anısına sevgiyle,saygıyla .
Oktay Akbal/Cumhuriyet
Yorum Gönder