Doç. Dr. Mehmet Hasgüler, 24 Nisan 2004’te yapılan Annan Planı’nın halkoylamasında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde öğretim üyesiydi.
Bilindiği gibi oylama Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin oylarıyla reddedilmişti.
Kıbrıs Türkleri oylamada “evet” derken Rumlar neden buna karşı çıkmıştı?
Çünkü AB’ye girecekleri için işlerine yarıyordu.
13 Haziran 2004 Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce Mehmet Hasgüler KKTC’ye geldi, seçmen kütüklerine adını “Mehmet Hasan” olarak yazdırıp seçme ve seçilme hakkını kazandı.
Annan Planı’na göre Ada’dan altı milletvekili seçilecek, bunlardan ikisi Türk olacaktı.
Mehmet Hasan (Hasgüler) milletvekili adayı olarak başvurdu ve kabul edildi.
Bağımsız milletvekili Mehmet Hasan aday olunca ilk tepki Mehmet Ali Talat’tan geldi.
***
O yılları konuştuk Lefke Avrupa Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Hasgüler’le...
Hasgüler şöyle anlatıyor aday olmasının öyküsünü:
“Mehmet Ali Talat milletvekili adayı olmamı duyunca ‘Bize sormadı, sendikalara, demokratik kitle örgütlerine sorsaydı keşke’ diyerek tepki koydu.
Burada benim amacım şuydu: Kıbrıs Türklerinin sesini duyurmak. Çünkü Rumlar barış, çözüm gibi kelimeleri çok sık kullanıyorlardı.
Ben bunun için bağımsız milletvekili olarak seçimlere girdim...
O yıl KKTC’de her yer mavi renkli AB bayraklarıyla donatılmıştı ve bundan rahatsız oluyordum.
Ayrıca, AB’nin ikiyüzlü olduğuna inanıyorum... Bir yüzü insan hakları ve demokrasi... İkinci yüzü sömürgecilik ve ırkçılık. İnsanın bu gerçeği görmemesi için aymaz olması gerekir.
Ben bu yüzden aday olmuştum...”
***
Mehmet Hasgüler ve F. Murat Özkaleli’nin ortaklaşa yazdıkları “Kıbrıs’ta Metamorfoz ve Paradigma” kitabını okuyorum güneşli bir Lefkoşa sabahında.
Hayat olağan akışı içinde...
Kitap tarihi bir gerçeği özetliyor.
Elbet gerçeğin sonu var... Kitap gerçeğin yarısını anlatıyor.
Her son yeni bir başlangıç değil midir?
Hayatın bulanık ırmak gibi aktığı dönemler de olur; maviyle yeşilin kucaklaştığı coşkulu mevsimler de...
Alınan - alınmayan dersler karmaşasından çıkan algılamalar neyin habercisidir?
KKTC, sol bakışlı sözde bir liberal algılama penceresinden bugünlere geldi, “Post-CTP” dönemi hüzünle sonuçlandı.
Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun işi bu yüzden daha güç...
KKTC, liberal değil yurtsever bir bakış açısıyla bu sorunu Türkiye’nin desteğiyle çözebilir.
Kitabın özeti bu...
***
Kitabı okurken pek çok şeyi bilmediğimi anladım...
Geçmişte neler olmuştu, bugün neler oluyordu?
KKTC’nin CTP deneyimi ne alıp ne vermişti?
Kıbrıs Türkleri bu dönemde kandırılmış, “solculuk maskesi”yle uyutulmuştu.
Bunun faturasını hem CTP hem de Mehmet Ali Talat ağır ödedi....
Güney Kıbrıs Rum Kesimi, arkasına ABD’yi, AB’yi ve Rusya’yı almış, bildiğini okuyor bugün.
Ambargo ve tecrit...
Hiçbirisi yasal uygulamalar değil...
Türkiye, KKTC’ye desteğini daha fazla vermeli...
Yazılı ve görsel basında...
Hikmet Çetinkaya/Cumhuriyet
Yorum Gönder