3 Koltuk Boşalıyor - 7; Erdoğan Vesayet Arıyor - Orhan Bursalı

Aslında çok önemli 2 yıllık sürece girdik. Beşir Atalay dedi ki: AKP liderliği, geleceğe yönelik politikalarını saptarken stratejik düşünür..
Yani diyor ki: Gelişmeleri raslantılara bırakmayız... Erdoğan ve yakınları, boşalacak 3 önemli koltuğun nasıl dodurulacağı sorunuyla uğraşıyor.
Temel siyasi gerçek şudur: Erdoğan bugün sahip olduğu liderlik gücüne dayanarak, eğer siyasetten emekli olmaya niyeti yoksa, Cumhurbaşkanlığını, Parti Başkanlığını ve Başbakanlığı, öyle bir şekilde “bağlamaya” çalışacak ki, önümüzdeki 10 yılda kendisini ve geleceğini görebilsin.
Şüphesiz ki “gelecek 10 yılı bağlama”, politikacının “gönlünde yatan iyi gelişmeler”e dayanır. Varsayım şudur: 5 yıl- 10 yıl daha iktidarsak eğer, 10 yıl boyunca ülkenin en etkin kişisi olmayı nasıl sürdürürüm!
Özellikle lider konumundaki bir politikacı, bu hesaplamaları ve buna yönelik stratejileri, zirvede olduğu sırada yaparsa, en yüksek yararı sağlayacak denklemler kurar!
Bu sadece Erdoğan için geçerli değil! Abdullah Gül de aynı şekilde düşünecektir! İkinci-üçüncü sıradaki politikacılar da! Gelecek kariyer ve beklentilerin hesabı, her türlü ‘dini kardeşlik’ hesabının üzerindedir! Hiç bir siyasetçi bunun dışında kalamaz.
Şüphesiz, Türkiye iç, dış ve bölge dinamiklerinin; sadece siyasi değil, ekonomik gelişme dinamiklerinin de büyük etkisi altında. Siz “bugünkü olağan gelişmelerin sürmesine göre” hesabınızı yaparken, bu dinamiklerden çok güçlü olan biri bile, yaptığınız denklemleri darmadağın eder! Bu denklemleri, halkın iradesi de muhalefetin dirayeti de bozar..
Hele hele muhalefet! Tabii, rakibin iktidar hesabını-denklemini bozacak kendi “stratejisi ve denklemi” varsa!..
***
Öyleyse, Erdoğan için temel soru: 10 yıl sonra da Türkiye’de egemen kişi olma hesabı, politik denklemi nedir?
Şunu söyleyebiliriz: Parti Başkanlığını ve Başbakanlığı da himayesi-vesayeti altına alacak bir Köşk...
Bunun en kestirme çözümü ise, şüphesiz Başkanlık Sistemi’ne geçiştir. Erdoğan iki-üç yıldır bunun iklimini yaratacak çalışmalar yapıyor.
Bu arada Gül’e gelince, cemaat güçleriyle ittifak yapabilir.. Ama hiç bir siyasi lider, bir Cemaat insanı-politikacısı olarak liderlikte-iktidarda kalamaz. Ta ki, cemaat, AKP’nin içini tam oymuş olsun. Zaten o zaman AKP diye bir şey kalmamıştır.
Erdoğan’a yönelik, yetmez ama evetçi eleştirilere de bakacağız...
Şimdi başka bir konu:
***
YÖK Başkanı İyi Bir Bilimci mi?


Geçen haftaki Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Gündem’inde yazdım. Kısa özet: Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın “parlak bir bilimsel kariyeri”ne ilişkin, pompalama haberleri okuyoruz. Bilim insanlarının başarılarını sorup bilgi alacağınız Web of Knowledge veri tabanı ise öyle demiyor!
“Cetinsaya, G” ismiyle araştırıldığında, karşımıza 7 bilimsel yayını ve de topuna ise 7 atıfı çıkıyor. 5 makalesine 0 atıf; birine 1, diğerine 6 atıf almış. Ayrıca 4 makalesi kitap eleştirisi; biri derleme ve 2’si araştırma makalesi gibi gözüküyor.
Çetinsaya’nın parlak bir bilimsel kariyerinden değil, ama parlak bir siyasi ilişkiler ağından bahsedebiliriz ancak. Bu ağ onu bir vakıf üniversitesi rektörlüğüne, oradan da YÖK Başkanlığına taşımış.
Şimdi, Çetinsaya’yı, tanımadığınız bir bilim insanımızla kıyaslayacağım: Prof. Dr. Miral Dizdaroğlu, Türkiye Bilimler Akademisi’nin seçkin üyelerinden biri iken, hükümetin TÜBA’ya “bilim insanı atama kararı” üzerine istifa etmişti.
Dizdaroğlu’nun uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış 235 makalesi var; bunlara aldığı atıf sayısı 13.600; h-indeksi ise 60.
Bazı ödülleri: Amerikan Kimya Derneği’den “Hillebrand Ödülü”; TÜBİTAK Bilim Ödülü; ABD Hükümeti’nin Gümüş ve Altın Madalya ödülleri; Polonya’da Nicolaus Copernikus Üniversitesi Onursal Doktor ünvanı; 4500 kişinin çalıştığı ve ABD’nin ikinci en büyük Ulusal Laboratuvarı olan National Institute of Standards and Technology (NIST)’de çalışan 17.000 bilimci arasında en çok atıf alan kişi. “NIST Fellow” ünvanı; NIST’in en yüksek bilimsel ödülü olan “Stratton Award”ı.
Sadece Dizdaroğlu değil; pek çok insanımız da benzer niteliklere sahip.
Ama iktidar, bilimsel başarılara değil, siyasi görüşlerine, ilişkilerine, yandaşlığa bakıyor!
Bu kaldıraca bindiğinizde hooop yukarıdasınız! Herkes “profesör” ya!

Orhan Bursalı/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget