Vücut çalımı! - Necati Doğru

Bir facia diyor.
Hazin bir durum.
Dram, felaket.
“Acıklı” demek istiyor.
İntihal (yani çalıntı, başkasının malını benimdir diye iddia etme, birinin yazısını kendinin gibi gösterme) iddiası beni en çok yaralayan bir olaydır diye devam ediyor.
Milli Eğitim Bakanımız!
Şunları anlatıyor:

“Ben Başbakanlık Müsteşarı olduğumda, oynatılmaması gereken taşları oynattım. Başbakanlık Müsteşarı, Türkiye’nin geleneksel anlayışı içinde, devleti koruyan birisidir. Ben devleti değil halkı koruyan bir tavır içinde oldum. Operasyon başlattılar. Kendini devlet yerine koyanları  korumadığım için bunlar başıma geldi.”
Bakanımızın başına ne geldi?
Dün yazmıştım.
2005 yılında YÖK Genel Kurulu, (Başkan Anayasa Hukuku Profesörü Erdoğan Teziç ve 12 profesörden oluşuyordu) Sıvas ve Marmara üniversitelerinin gönderdiği belgeleri incelediler. Prof Dr. Ömer Dinçer’in (şimdiki Milli Eğitim Bakanımız) bir başka profesörün kitabından intihal (aşırma-çalma) yaptığı için üniversite ile ilişkisinin kesilmesi kararını aldılar.

Xxx

Bakanımız diyor ki kasıt vardı.
Kasteden bir paşaydı.
İsmini vermediği bu paşanın teşvik etmesi,  etkileyip yön vermesiyle 2005 yılındaki YÖK Genel Kurulu, intihalci (aşırmacı) kararı aldı.
Ey okur, bilmelisin.
Ben gerçeği arıyorum.
Gerçek nedir?
2005 yılında YÖK Başkanı olan Prof. Dr. Erdoğan Teziç’i buldum.
Bu konuyu sordum.
Prof Teziç, şunları söyledi:
“Biz kimseden telkin almadık.
Yön verme talebi görmedik.
Hiç bu şekilde hareket etmedik.
Bilirkişilerden görüş alındı.
YÖK’ün isteminin hukuka aykırı olmadığını Ankara 1. İdare Mahkemesi de karar verdi.”
Ey okur!
Lütfen dikkatini ver.
Bir paşa çıkmış olabilir. 2005 yılında Başbakanlık Müsteşarı olan Prof. Dr. Ömer Dinçer’i YÖK’e ya da üniversitelere ihbar etmiş olabilir. YÖK yönetimini etkilemiş olabilir. Doğruysa bunların bir belgesinin olması ve yeni Milli Eğitim bakanımızın bu söylediklerini ispatlaması gerekir.

Xxx

Diyelim ki onu boş ver.
Varsın ispatlamasın.
Tamam da mahkeme var.
Adaletin kararı bulunuyor.
Ankara 1. İdare Mahkemesi de “Bilirkişi olarak 3 ayrı profesörden rapor istedi” ve bu rapora dayanarak YÖK’ün aldığı “aşırmacılık yaptığından dolayı üniversiteden uzaklaştırılması” kararını hukuka aykırı olmadığını kabul etti. Üst mahkemelerin de (Bölge İdare Mahkemesi ile Danıştay) bu kararı bozduğu yönünde bir bilgi yok. O zaman yeni bakanımız Ömer Dinçer’in,  5 yıl sonra bugün “ben taşları oynatım da onun için üstüme geldiler” diyerek haklı çıkmaya çalışması çocuk aldatmaya girer.

Xxx

Ey Okur!
Lütfen şu noktayı atlama.
Yeni YÖK yönetimi,  Bakan Ömer Dinçer için  5 yıl önce intihal yaptığı için verilmiş öğretim üyeliğinden çıkartılma cezasını sesiz sedasız kaldırdı. 5 yıl sonra Ömer Dinçer’i hem çalıntı yapma suçundan ve hem de bu suçu işlediği için verilmiş cezadan kurtardı.
YÖK hukukun üstüne çıktı.
Mahkeme kararını yok saydı.
Adalete vücut çalımı atıldı.
YÖK bunu yapabilir mi?
Mahkeme kararını yok sayabilir mi?
Ey okur!
Ülkemiz facia bir düzene gidiyor.

ÖZÜR: Dünkü yazıda kaynak gösterdiğim Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat’ın yazarı Ferit Devellioğlu’nun soy adını “tek L” ile yazmışım. İki L olacak. Merhum Ferit Devellioğlu, ülkemizin yetiştirdiği çok önemli bir aydındı. Ozür dilerim. Dalgınlığımı bağışlayın.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget