“Kürdistan”cılar can almaya devam edecektir - Rıza Zelyut

“Kürdistan”cılar can almaya devam edecektir - Rıza Zelyut Bu gerçeği anlamak istiyorsanız; PKK’nın gerisindeki saklı olan tarihi iyi bilmek zorundasınız.

“Kürdistan”cılar can almaya devam edecektir - Rıza Zelyut
Görüyorsunuz: PKK’lı teröristler ölüyor; gazeteler ve televizyonlar, askeri suçluyor.
Asker ölüyor; yine asker suçlanıyor.
Açıkçası; terör örgütü; sadece Güneydoğu’yu değil bütün Türkiye’yi esir almış; istediği gibi yönlendiriyor.
Şu an moral olarak PKK; Türk ordusundan daha güçlü hale gelmiş bulunuyor.
Niçin böyle oluyor ve son 13 şehidimizin başına gelenlerin sebebi nedir?
Bu gerçeği anlamak istiyorsanız; PKK’nın gerisindeki saklı olan tarihi iyi bilmek zorundasınız.
Perşembe günü Diyarbakır’da 13 askerimizi şehit edenler; bundan tam 92 yıl önce de Sivas’ta, Mustafa Kemal’i öldürmeye kalkışmışlardı.
KÜRDİSTAN TEALİ CEMİYETİ’NDEN PKK’YA
Bugün askerlerimizi şehit eden örgüt; özü itibariyle Kürdistan Teali Cemiyeti’nin (KTC) bir devamıdır.
Bu örgüt, 30 Aralık 1918’de İstanbul’da, aralarında Sait Nursi’nin de bulunduğu Kürt ileri gelenleri tarafından kuruldu.
Örgütün amacı; Doğu’da Kürdistan ismiyle bir devlet yaratmaktı.
Kürdistan’ın kurulabilmesi için başta İngiltere olmak üzere Batılı emperyalistler ellerinden gelen desteği vereceklerdi. Bu proje İngiliz-Fransız-İtalyan devletlerinin Osmanlı Devleti’ne imzalattığı Sevres (Sevr) Antlaşması’nda da yer almıştı.
Sevr’in 62., 63. ve özellikle de 64. maddesi Kürdistan projesinin uluslararası bir emperyalist destekle gündeme getirildiğini bütün çıplaklığı ile ortaya koymaktadır.
ÖNCE MUSTAFA KEMAL’İ YOK EDİN
Kürdistan projesinin arkasındaki İngilizler, bu işin karşılığı olarak Kürtlerden ilk önce Mustafa Kemal Paşa’nın ortadan kaldırılmasını istediler.
İngiliz Yüksek Komiseri Müşaviri Tom Hohler, Kürtlerin özerklik sözü karşılığında Mustafa Kemal’i yok etme vazifelerini yerine getirmek mecburiyetinde olduklarını bildirmişti. Kürdistancı Celadet ile Kâmuran Bedirhan, İngilizlerden aldığı paralarla Doğu’ya gitmiş ve orada ayrılıkçı hareketi başlatmışlardı. Bu iş için kendilerine Osmanlı hükümeti de dolaylı yoldan destek oluyordu.
Lakin; Mustafa Kemal; bu olayı sezmiş; çok enerjik önlemler alarak Sivas Valisi Ali Galip’in içinde yer aldığı suikasti etkisiz hale getirmişti.
(Olayın ayrıntıları için DERSİM İSYANLARI VE SEYİT RIZA GERÇEĞİ isimli kitabımıza bakınız.)  ŞEYH SAİT AYAKLANIYOR.
Kürt Teali Cemiyeti üyeleri Mustafa Kemal’in başlattığı Kurtuluş Savaşı’nı baltalamak için ellerinden geleni yaptılar. Bunların Sivas’taki uzantıları 1920’de Koç Kırı ayaklanmasını çıkarttılar ve ordumuzu çok güç durumda bıraktılar. Dersim’de Seyit Rıza; Hozat’ı basarak bölgeyi işgal etti.
Türkiye; İngiltere ile Musul yüzünden çatışmaya başladığında da 1925 yılının şubat başında Şeyh Sait isyan etti ve bölgedeki 13 vilayeti ele geçirdi.
Dünya devrimcileri; Şeyh Sait ayaklanmasını; ilerici Kemalizme karşı başlatılan gerici bir ayaklanma olarak nitelendirmiştir.
Bu ayaklanmanın bastırılması genç cumhuriyeti mali yönden çok yıpratmıştı. Yine de Kemal Atatürk; Dersim bölgesinden gelen aracıların ricası üzerine Şeyh Sait isyanına katılanları affetmişti.
HOYBUN GELİYOR
Ama Kürtçüler asla boş durmuyorlardı. Bu tarihten itibaren Ermenilerle birlikte çalışmaya başlamışlardı. Böylece; Kürdistan Teali Cemiyeti’nin hedefinde giden ama işin içine Ermenileri de sokan yeni bir örgüt kurdular. Hoybun örgütü.
1927’de kurulan Hoybun’un üyeleri feodallar, toprak ağaları ile Kürtçü aydınlardı, Kuruluş toplantısına, Ermeni Taşnak örgütünün liderlerinden Vahan Papazyan da katılmıştı. (Kaynak; Dersim İsyanları..., s. 170)
Bu yeni örgüt, eski isimleri de arasına alarak genişleyen bir yapıya sahipti. İlk eylemleri de Ağrı bölgesinde başlattıkları ayaklanma olmuştur. Ağrı isyanları 2 yıldan fazla sürdükten sonra 1930 yılında baştıralabilmiştir.
Ama; Hoybuncular çalışmalarını sürdürmüşler, Dersim isyanlarının patlamasında da rol almışlardır.
Aradan 40 yıl geçtikten sonra da Kürdistancı örgüt; karşımıza PKK çıktı.
PKK DA AYNISI
PKK, 1970’lerde şekillendirildi. Bu sıralarda Türk ve Kürt aydınları el ele vermiş; ortak mücadele ediyorlardı. Bunların içerideki hedeflerinde patronlar-ağalar-şeyhler vardı; dışarıdaki hedefleri ise ABD idi. O sıralarda dünya, ABD ile Sovyetler Birliği arasında bir mücadele alanı halindeydi.
Türkiye gibi sınır ülkesini elinde tutmak için ABD bir plan yaptı. Türk ve Kürt devrimcilerini birbirinden kopartarak bu büyük mücadeleyi bölmek gerekiyordu.
İşte burada; yeniden Kürdistan düşüncesi devreye sokuldu. Abdullah Öcalan ve arkadaşları artık ortak düşman olarak patron-ağa-şeyh takımını ve ABD’yi görmüyorlardı. Bunlar yeni düşman olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni temel aldılar. Böylece Kürdistan’ı kurmak için Türkiye ile mücadeleyi etmeyi; bunun da temel amaç olduğunu öne sürdüler. Bunun için Kürt milliyetçiliğini yaydılar. Kürtçülük yapmayan solcu Kürt örgütlerini acımasızca ezdiler; önderlerini öldürdüler.
Öcalan ve arkadaşlarının hedefini 1978’de PKK adına dağıttıkları el ilanındaki şu cümle çok net gösteriyordu:
“Bağımsız, birleşik, demokratik Kürdistan’a doğru!”
KURTARILMIŞ BÖLGELER
PKK o günden bu zamana kadar bu hedefinden asla vazgeçmedi. PKK’nın siyasal uzantıları; Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yaşamak istediklerini söyleseler de bu sadece zaman kazanmak ve ülke genelinde oluşacak tepkiyi dizginlemek için idi.
PKK; Türk kesimden gazetecileri, aydınları, sivil toplum kuruluşlarını da yanına alarak bu amacına ulaşmada çok yol aldı. Güneydoğu’yu adım adım ele geçirdi; halkın önemli bir bölümünü de milisleştirdi.
Şimdi PKK; Güneydoğu’yu adım adım Türkiye’den kurtarma mücadelesi yürütüyor. Geçenlerde Kürt kökenli sosyolog Müfit Yüksel; “PKK, Hakkari’yi ele geçirmişytir. Şırnak’a doğru ilerlemektedir.” dedi.
Bölgede yaşayan ve oraları çok iyi inceleyen bu sosyologun gördüğünü; biraz dikkat eden herkes görüyor. BDP’nin devlete meydan okuyarak ilan ettiği Demokratik özerklik; Kürdistan projesinin bir ön ismidir.
Bu işi demokrasi ve barış mücadelesi gibi gösterenlere inanan siyasetçi ve avanak gazetecilere gelince...
Bunlar; Kürdistan adına işlenen cinayetlere ortak oluyorlar.
ÇIBAN BAŞI BARZANİ’DİR
Türkiye’deki PKK terörünün beslenip büyütüldüğü yer Kuzey Irak’tır. Buraya hakim hale sokulan Mesut Barzani açık açık büyük Kürdistanı’ı kuracağını dile getirmektedir. Dünkü Hürriyet’te yer alan haberde de görüldüğü üzere bu aşiret reisi Suriye, Türkiye, Irak, İran gibi 4 ülkeyi kapsayacak biçimde bir Kürdistan devleti kurmak için bu ülkelerdeki kürtlere tek Kürdistan bayrağı kullanılmayı mecbur tutmuştur. Ve PKK’dan da Kuzey Irak’taki Kürt bayrağını kullanmasını istemiştir.
Durum gayet açıktır. Adamlar Türkiye’nin Güney Doğu’sunu artık Kürdistanı’ın bir parçası ilan etmişlerdir.
BAŞBAKAN UYANMALI
AKP hükümetlerinin PKK terörünü bitirmek için attığı adımların, karşı taraf tarafından kötü niyetle kullanıldığını artık bu hükümet görmelidir. Barzani ile yürütülen dostluk politikasının da karşı taraf tarafından kötüye kullanıldığı bilinmelidir.
Buradan Başbakan Erdoğan’a sesleniyorum:
Sayın Başbakan! Sizi kandırıyorlar... Yüzyıllık Kürdistan projesine alet edildiğinizin farkına varın ve ABD’nin terörle nasıl mücadele ettiğini lütfen bir düşünün.
Siyasal, sosyal, ekonomik çözüm önerilerinizin yanına güvenlik önlemini koyamadığınız için PKK bugün Güneydoğu’nun fiili egemeni haline gelmiştir.
Cumhuriyet tarihi; sizin döneminizi; “Türkiye’nin parçalandığı dönem” adı altında mı anlatsın istiyorsunuz?
Lütfen; PKK’nın cinayetlerini; Ergenekon’un işi gibi gösteren terörün moral hocalarına artık yüz vermeyin.
TSK’ya karşı yürüttürdüğünüz sıkı kovuşturmanın bir benzerini PKK’ya karşı da başlatın.
Sayın Başbakan! Çabuk olun; siz daha fazla beklerseniz; korkarım ki bu terör işini bitirmek için millet devreye girecek.
Öyle bir manzarayı da gönlümüz asla ve asla istemez.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget