Deniz Feneri e. V’deki gözaltılar, bana Balbay ile Haberal’ı hatırlattı! - Mustafa Mutlu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Almanya’daki Deniz Feneri e. V davasına bağlı olarak başlattığı soruşturmada tam iki buçuk yıl sonra nihayet dün somut bir adım

Deniz Feneri e. V’deki gözaltılar, bana Balbay ile Haberal’ı hatırlattı! - Mustafa Mutlu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Almanya’daki Deniz Feneri e. V davasına bağlı olarak başlattığı soruşturmada tam iki buçuk yıl sonra nihayet dün somut bir adım atıldı. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Zahid Akman’la Kanal 7’nin sahip ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı...

Bu haberi televizyonlarda izlerken nedense benim aklıma Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal geldi...

Seçildikleri halde “kaçabilirler veya delil karartabilirler” diye serbest bırakılmayan yeni vekillerimiz...

“Ne ilgisi var” demeyin; anlatacağım!



***

Hani; geçenlerde “Tek ülke, iki hukuk” başlıklı yazımda da üzerinde durmuştum:

Eğer bir ülkede herkes yasalar karşısında eşit değilse; aynı suça aynı ceza ilkesi işlemiyorsa, o ülkede hukuktan da demokrasiden de söz edilemez...
Düşünün:

Deniz Feneri e. V soruşturması iki buçuk yıldır sürüyor...
Ve sanıklar, iki buçuk yıldır ellerini kollarını sallayıp geziyor...

Bırakın bu arkadaşların özgürlüklerini kısıtlamayı, kimse onların yurt dışına kaçmalarından endişe etmedi...

Mahkeme, “Aman; delilleri karartabilirler” demedi...

Zahid Akman RTÜK Başkanlığı’ndan vazgeçmek zorunda kaldı ama RTÜK üyesi olarak bu ülkenin yayıncılığını şekillendirmeye ve yönetmeye devam etti...

Maaş aldı, sevdikleriyle bir arada yaşadı, siyasi kulis çalışmalarında bulundu, canı sıkıldı okey oynadı!
Diğerleri ise hiçbir şey olmamış gibi televizyonlarını yönettiler, Deniz Feneri aracılığıyla yeni kampanyalar düzenlediler, imaj düzeltme operasyonlarıyla kamu vicdanında aklanmaya çalıştılar...

Yurt dışına kaçmadılar; çünkü gidecekleri ülkenin kendileri için Türkiye’den çok daha güvensiz olduğunu gördüler...

Burada beyler, paşalar gibi yaşamaya devam etmek varken, başka bir ülkede polisin soluğunu enselerinde hissetmek istemediler...

Ve...

Bu iki buçuk yılda; karartabilecekleri her türlü delili karartma hakkına ve fırsatına sahip oldular...



***

Herkes biliyor ki; bu arkadaşlar siyasi iktidarın (en azından bir zamanlar) yakın dostuydu...

Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal ise “muhalif...”

“Birinci hukuk”, Almanya’da haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bulunan ve aynı yasa dışı faaliyetleri Türkiye’de de yaptıkları iddia edilen Akman ve arkadaşlarına bolca zaman tanıdı...

Seçimler bitti, Deniz Feneri’nin birilerine zarar verme olasılığı en aza indi; hooop bu arkadaşlar gözaltına alındı...

Balbay ile Haberal ise yıllardır tutuklu! Tüm dünya ayağa kalkmış, “Tutukluluk süresi bu kadar uzatılamaz” diye iktidarı topa tutuyor...

Ama “ikinci hukuk”, milletvekili seçildikleri halde onları serbest bırakmıyor!



***

Bana göre dünkü gözaltılardan hiçbir şey çıkmayacak.
Çünkü bu adamlar suçsuzlarsa zaten serbest bırakılacaklar...
Değillerse...

Bunca zamandır eller armut toplamadı ya, elbette deliller kararmış olacak...



***

Deniz Feneri öyle olmuş, böyle olmuş önemli değil...
Ben bu “ikili hukuk”tan korkuyorum.

Çünkü bu sistem; her türlü suçtan çok tehlikeli!



*****

GÜNÜN SORUSU

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, görev yaptığı dönemde başta “ucube heykel” olmak üzere birçok skandalla kamuoyunun gündemine geldi... Buna karşın görüyoruz ki yeni kabinede de koltuğunu korumuş... Sorum size:

Bana başarının kriterini tek kelimeyle söyler misiniz?



*****

Dört eski bakan neden makas yedi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni Bakanlar Kurulu’nu dün açıkladı... 61. kabinede 60. kabinede görev alan yedi isim yer almadı.

Bunlardan Cemil Çiçek, Meclis Başkanı oldu...

Devlet bakanları Selma Aliye Kavaf ile Mehmet Aydın zaten milletvekili adayı gösterilmemişti...

Başbakan, dünkü konuşmasında, “Kalfalık dönemlerini başarıyla tamamlayan arkadaşlarımızla bu kabinede de yola devam kararı verdik” dediğine göre...

Yeni kabinede yer almayan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak ve Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Başbakan’a göre “başarısız” mı bulundu?

Öyleyse acaba (yine Başbakan’a göre) başarısızlıklarının nedeni neydi?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget