Suriye müdahalesine karşı olan komutanlara Başbuğ’la gözdağı mı? - Sabahattin Önkibar

İlker Başbuğ’un tutuklanması bağlamında Ankara’nın öbür yakasında şu fısıltılar dolaşıyor!
1) İlker Başbuğ’un Silivri’ye gönderilmesi suç ve ceza hassasiyeti kapsamında bir arayış veya hukukun tecelli ettirilmesi hadisesi değildir çünkü amaç bu olsaydı, Başbuğ aylar öncesinden tutuklanması gerekirdi zira suçlandığı konu çerçevesinde son günlerde ilave herhangi bir belge ya da bilgi elde edilememiştir. Keza aynı davadan çok önceden tutuklamaların olmasına rağmen bugüne kadar kaçmayan ve sorguya kendi rızası ile giden eski bir Genelkurmay Başkanı’nın tutuksuz yargılama yerine tutuklanması başka bir amacın olduğuna delalettir.
2) Başbuğ iktidarın, “Ben hukukun üstündeyim. Bu ülkede tek ve tartışılmaz güç benim” bakışını egemen kılma ve bunu halen TSK’nın yönetim kademesinde olan komutanlarına hatırlatma ve de onları hizaya sokma adına hapistedir!
3) ABD ve AKP iktidarı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ile ilgili bakış ve tutumlarından fevkalade rahatsızdır.
4) TSK’nın Suriye’ye saldırı ve de tampon bölge oluşturma fikri, “Büyük bir savaşa sebep olur ve Türkiye’yi böler” bakışında olması hem Washington’u hem de onların yerli işbirlikçilerini çıldırtıyor.
5) ABD ve AKP, halen TSK’da görevdeki bir ya da birkaç komutanın Necip Torumtay misali Suriye’yi gerekçe gösterip istifa etmesini ve bu istifa ile Türk kamuoyunu etkilemesinden çekiniyor ve böyle bir gerekçe ile istifa edebilecek komutana, “Sizi de Başbuğ gibi terörist ilan eder ve zindana göndeririz” mesajını vererek korku salıyor!
6) Kara - Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlarının geçtiğimiz hafta sürpriz bir şekilde Bülent Arınç’ı ziyaret etmeleri yandaş basının iddia ettiği gibi “Başbuğ tutuklanmasın” diye değildir ve böyle bir şey zaten eşyanın tabiatına aykırıdır zira Arınç’ın bir hukukçu olarak tutukluluk metoduna karşıtlığı ve de Ergenekon’a bakan yargıçların onu zerre kadar umursamadıkları biliniyor. Komutanların Arınç’ı ziyaret sebebi onun TBMM Başkanı olarak yakın geçmişte Irak tezkeresinin reddinde aldığı rol sebebiyledir ve Suriye konusunda da benzer hassasiyeti sergilemesini istediler.
7) Komutanlar Türkiye’yi yöneten zirve isimlerden bazılarının CIA’nın dosya şantajı altında olduğunu biliyor ve bu durumun Türkiye’yi uçuruma taşıyacağını düşünüyor. Komutanların bu endişelerini Gül ile beraber Arınç’a ilettikleri de yaygın spekülasyondur!
8) Şike konusunda kendi çıkarttığı yasayı bile çiğneyip yeni bir kanun çıkaran ve Cumhurbaşkanı Gül’ü bile gerektiğinde çiğneyebilen Tayyip Erdoğan’ın İlker Başbuğ’un tutuklanmasına suskun kalması, olanların onun bilgisi ve hatta onayı dahilinde olduğuna işaret olarak yorumlanıyor!
CIA’den Kilis’te 10 bin kişilik kamp!
Yer: Kilis-Öncüpınar.
Alan: Gümrük Sahasının içi.
Bu arazide bir süredir yoğun bir faaliyet yürütülüyor!
Tırlarla konteynırlar taşınıp devasa bir kamp inşa ediliyor.
CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker bu esrarengiz hazırlığı yetkililere soruyor!
Aldığı cevap, “Suriye’den gelecek olan sığınmacılar için hazırlanıyor” şeklindedir!
Görüldüğü gibi Suriye’ye savaşa adım adımız ki kamplar hazırlanıyor!
Bu arada kamp sahasında Amerikalıların cirit attığı bir başka tespit!
Ana yazımda sundum, Genelkurmay’ın Suriye savaşı noktasındaki endişeleri görüyorsunuz yersiz değil zira CIA adeta Suriye için sınırımızda siper kazıyor!
Ve heyhat bütün ülke olarak Müslüman Suriye’ye ilan aşamasında olan Haçlı Savaşını sadece seyrediyoruz!
Fetulllah Gülen’den Dalan’a telefon!
Cuma günkü Dalan yazımdan sonra DYP İstanbul Fatih ilçesi eski Başkanı Ali Kemal Aksoy aradı ve şu anekdotu paylaştı:
Yıl: 1994.
Ali Kemal Aksoy yanında parti il sekreteri Hüseyin Hacıahmetoğlu Bedrettin Bey’i ziyarete gider ve mahalli genel seçimlerdeki İstanbul adaylığını konuşmaya başlarlar.
Derken bir telefon.
Dalan, bağlayın der ve ilk sözü şu olur:
“Hocam buyurun!”
Bedrettin Bey uzunca bir süre dinler ve aynı anda kalemi ile notlar alır.
Telefon konuşması bitince Dalan yayındaki Ali Kemal ile Hüseyin beylere şunları söyler: “Arayan Fetullah Gülen’di. Bir polis müdürü ile alakalı bir tayin mevzuunda benden yardım istiyor.”
Bir bu anektoda bir de Cemaat medyası ile kadrolarının bugün Dalan’a takındıkları tutuma bakın ne kadar ilginç değil mi?
Gelin bir ironi yapalım:
Şimdi bu telefon görüşmesinden hareketle Ergenekon savcıları acaba Fetullah Gülen’in Dalan’dan yardım talep eden biri olarak bilgisine başvururlar mı, ne dersiniz?

Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget