Sanki "Türklüğü aşağıladığı" gerekçesiyle, 301. madde gereği onu "düşman" belleyen siz değildiniz!
O utanç maddesi 301 kaldırılmalı dedikçe biz, "Canım, 301 'in bu kadarda abartılacak bir yanı yok" diyenler dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek değildi...
Sanki "Ya ülkeyi terk et ya da ör seçeneğine onu mahkûm etmedik...
Sanki yasakla, yargılamayla, cezayla, aşağıiarnakla, ötekileştirmekle, yalnızlaştırmakla, hedef seçmekle, hedef göstermekle,kışkırtmakla, tehditle, göz göre göre hazırlanmadı bu cinayet... Sanki o katliama ulaşan yolda kanlı taşlar tek tek döşenmedi!..
Sanki MİT, Trabzon Valisi, Trabzon Emniyeti, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Jandarma, Hrant Dink'in öldürüleceğini önceden bilmiyordu...
Sanki Hrant, İstanbul Valiliği'ne çağrılıp "Ayağını denk al diye tehdit edilmemişti...
Sanki cinayet sonrasında Ogün Samast yakalandığında jandarma ve polisteki ağabeyler katille hatıra fotoğrafı çektirmedilerdi... Sanki o fotografları bizler görmedikti...
Sanki beş yıldır süregelen bütün o yargılama; o komedya boyunca deliller karartılmamıştı..; Dink ailesi avukatlarının ortaya koyduğu gerçekler sanki yok sayılmamıştı!
Sanki duruşmaya girip çıkarken sanıklar her birimizi tehdit etmemişti... Mahkemede tavırlarıyla, sıntışlarıyla, kendilerine güvenleriyle, kollanacaklarını, korunacaklarını bal gibi bildiklerini sanki biz anlamadık?
Sanki Nedim Şener tam da Hrant Dink cinayetini araştırdığı için ve gerçeklere çok yakın bulgular elde ettiği için, hapse tıkılmamıştı...
Boynuna poşu sardığı için, falanca bakanı ya da başbakanı protesto ettiği İçin, hakkı olan parasız eğitimi istedi diye Örgüt üyelerinden aylardır hapiste yatan gençler sanki bizim ülkede değil, Japonya'daydı... Ama Hrant Dink cinayetinde örgüt yok, canı sıkılan bir iki "çocukcağız" ve "münferit olay" vardı işte!
Sanki Hrant Dink cinayetine yakından uzaktan bulaşmış her devlet görevlisinin terfi ettirildiğine tanık olmadık...
"Artık devir değişti, artık ileri demokrasideyiz, artık faili meçhul falan yok, artık adalet var!" palavralarına inandı sanki tüm bu millet... İnananlara yuh olsun! Uyanın, açın gözlerinizi!
Adaleti herkes için değil sadece kendileri İçin istediklerini hâlâ farkında olmayan var mı?
Yukarıda sıraladıklarımı ve "sanki" diye başlayan daha nice gerçeğin farkında olduğumdan... Adalet herkese eşit uygulanmadığından... Hükümetler değişse de bu devletin iliklerine işlemiş faşizm, kanımızı emmeye devam ettiğinden... Ve bunu "hak hukuk adalet" diyerek yapmayı sürdürdüğünden... "Kahrolsun adaleti" diyorum.
***
Önceki gün sevgili arkadaşım, yeryüzünün en duyarlı, en aydın, en insancıl İnsanı Hrant Dink'i bir kez daha katlettiler.
İki gündür utancım daha da büyüdü.
Bundan beş yıl önce Rakel Dink'in yüreğimi sarmalayan sesi "Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim..." diyordu.
Karanlığı tekrar tekrar sorgulamak için ben bugün Taksim'den Agos gazetesinin önüne yürüyor olacağım.
Zeynep Oral/Cumhuriyet
Yorum Gönder