İran Konusunda Abd-İsrail Farkı - Mehmet Ali Güller

Dünya basını, ABD – İsrail ikilisinin her an İran’a sürpriz bir saldırı yapacağı öngörüleriyle doluydu geçen hafta… İranlı bilim adamlarına yönelik suikastlar, Hürmüz Boğazı konusunda yapılan açıklamalar ve en önemlisi ABD ve İsrail’in ortak tatbikat yapacağı bilgisi, bu öngörünün olgularıydı.
Ancak İran’a yakın zamanda bir saldırı olmayacağının bize göre en önemli olgusu ise ABD’nin Irak’tan çekilmesi ve bölgede zayıflamasıydı!
Bu gerçek, ABD ile İsrail’in İran ajandasını değiştirmeye başladı.
ABD, İRAN’LA GÖRÜŞMEYE BAŞLADI
1. ABD, İran’la gizli görüşmelere başladı. Aydınlık Dış Haber Servisi’nin dünya basınına fark attığı bu haber, gelişmelerin en önemli olgusudur.
Kadir Has Üniversitesi’nin İstanbul Haliç binasında yapılan gizli görüşmeler ve bu görüşmelerde yer alan ABD’nin eski BM Daimi Temsilcisi Thomas Pickering’in Washington Post’da açıkça Obama yönetimini İran’la diplomatik ilişki kurmaya çağırması, bir “yeni dönem” gelişmesidir.
2. Washington’un Tahran’la müzakere masasına oturmak istediği Ahmet Davutoğlu’nun İran ziyaretiyle netleşti. Davutoğlu, AB Dış Politika ve Güvenlik Komiseri Chaterine Ashton’un mektubunu Tahran’a götürdü ve BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile Almanya’dan oluşan P5+1 ülkelerinin, Türkiye’de İran’la görüşmelere başlayacağını açıkladı.
3. ABD Başkanı Barrack Obama, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e mektup gönderdi. (Bu mektubun da Davutoğlu tarafından götürülmüş olabileceği belirtiliyor.)
OBAMA, İSRAİL’İ UYARDI
4. İranlı bilim adamlarına yönelik suikast sonrasında verilen mesajlar, İran konusunda ABD ile İsrail’in farklı noktalara doğru yöneldiğini göstermektedir.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD’nin suikastlere karıştığı iddiasını “kesin olarak reddetti.” Suikast, Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından alışılmışın dışında bir şekilde kınandı. ABD, suikastle ilgisinin olmadığını New York Times’ın birinci sayfasından da ilan etti. Hillary Clinton, “İran içinde her türlü şiddet eylemine ABD’nin dâhilini kesin olarak” reddederken, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Tommy Vietor da, “ABD’nin suikastle ilgisinin olmadığını” vurguladı.
Foreign Policy’den Daniel W. Drezner, İsrailli bir yetkilinin “saldırıdan kimin sorumlu olduğunun belirsiz kalmasında fayda var” sözlerini şöyle yorumluyor: “Gizli bir eylemden kimin sorumlu olduğunun belirsiz olmasının faydalı olduğu doğruysa ve ABD de gizli eylemin suikast kısmındaki rolünü kesin olarak reddediyorsa, bu durumda Obama yönetimi açık ve net bir şekilde İsrail’e buna bir son vermesini işaret ediyordur.
Drezner, “Obama yönetimi İran’ı yeniden pazarlık masasına getirmeye çalışıyor ama bu tür gizli eylemler bunun gerçekleşmesine mani olur” görüşünde…
5. ABD ve İsrail’in baharda yapacağı ortak askeri tatbikatın ertelendiği açıklandı. Resmi açıklamada, erteleme gerekçesi olarak “bütçe” gösterildi.
Açıklamanın zamanlaması, ertelemeyi daha da önemli kılıyor. Zira erteleme açıklamasından kısa bir süre önce İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Yaalon, ABD’nin İran’a karşı sertleşmede tereddüt içinde olduğunu ve bunun kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını belirtmişti.
ABD’DE AYRILIK
ABD ve İsrail’in İran konusunda 180 derecelik bir görüş ayrılığının ortaya çıktığı elbette söylenemez. Ancak Foreign Policy’nin dikkat çektiği şu gerçek önemli: “Obama yönetiminde görüş ayrılıkları var ve bundan dolayı İran’daki hedeflerinin ne olduğundan tam olarak emin değiller. Ama siyaset yapıcılar, İsrail’in yaptıklarının buna yardımcı olmadığını bilirler.”
Sadece Obama yönetiminde değil, ABD’nin hâkim sınıfı içinde de görüş ayrılığı var: “Onurlu geri çekilelim” diyenlerle,  “dünyayı ateşe verelim, en az zararı biz görürüz nasılsa” diyenler, kıyasıya mücadele ediyor.

Mehmet Ali Güller/AYDINLIK

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget