Ortaya çıkan fotoğraf şu:
Devlet, Hırant Dink’i korumadı.
Onun ölümüne göz yumdu.
Adalet ise kanını yerde koydu.
Katilleri koruyanları görmedi.
Bu Türk toplumuna haksızlık.
Bu kadar büyük leke olamaz.
Bu herkese karşı ayıp.
Böylesine ağır ayıp işlenemez.
Bütün Dünya’ya dönüp; “Ermeniler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdırlar ve Türkiye devleti onların haklarını ve can güvenliğini hiçbir ayrım gözetmeden korur ve millet adına karar veren Türkiye Cumhuriyeti adaleti de Ermeni vatandaşın kanını yerde koymaz” diyebileceğimiz bir davaydı.
5 yıl herkes, dava sonucunu bekledi.
Katiller, bağlantılarıyla bulunacaktı.
Kötülüğün üstüne gidilmiş olacak.
Adalet yerini bulacaktı.
Xxx
Her şeyden önce Hırant Dink’in ailesi, “kanımız yerde kalmadı, adalet yerini buldu” diye ikna olacaktı. Hırant Dink’in kardeşi Orhan Dink, mahkeme kararı karşısında düşüncesini; “Biz bu toprakların Ermenisiyiz ama vatandaş olamadık” diyerek açıkladı.
Orhan Dink, bu ülkenin vatandaşı.
Bu milletin bir üyesi.
“Vatandaş olmadık” diyor ve şunları ekliyor: “Ağabeyim Hırant Dink, her şeyi planlanarak, örgütlenerek öldürüldü. Gitmemizi mi istiyorlar bu ülkeden? Gidelim de nereye gidelim? Senin, onun olduğu kadar benim de bizim de toprağımız burası…”
Dink’in kardeşi isyan ediyor.
Haklı bir isyan…
Anlayana vatandaş isyanı!
Ağabeyinin, öldürüleceği bilindiği halde cinayetin önlenmediğini, onu öldürenleri koruyanların ise adaletin görmez tarafına getirilip ceza almaktan kurtarıldıklarını düşünüyor.
Çoğu hukukçu da aynı görüşte.
Derin bir güç var.
Dokunulmaz alanlar yaratılıyor.
Dink’in katilleri korunuyor.
Cinayetin arkasında gizli el…
Arkasında asker var, polis var.
Katilleri azmettirenleri gizliyor.
Bu açıdan bakınca; Hırant Dink’in kardeşi Orhan Dink’in “Vatandaş olamadık” diyerek acısını haykırmak durumuna düşürülmesi Türkiye’ye ve millete yapılmış en büyük kötülük oldu.
Xxx
Bu davadan sonra; başta Hırant Dink’in ailesi olmak üzere Türkiye’de yaşayan Ermeniler, şu duyguyu taşıyor olmalıydılar.
Ermeniler Türk vatandaşıdır.
Ülkenin adaletine güvenirler.
Bu ülkede mutlu olurlar.
Tarihte bir felaket yaşandı.
Bu topraklar hepimizin.
Karar, bu duyguyu doğurmadı.
Ülkemiz için ağır kötülük oldu.
(uyan borusu)
Toprak satışı!
“2B arazisi” diye isimlendirilen ve aslı Hazine’ye ait arsaların satılması projesinde; alıcılar arasına yabancıların da girmesi için düzeleme yapıldı. İstanbul’da 18 bin hektar hazine arazisi “2B formülü” ile satılacak. En geniş 2B arazisi olan iller ise; Antalya, Mersin, Balıkesir, Ankara ve Sakarya… 2B arazilerinin toplamı 410 bin hektar, satışından 25 milyar lira bekleniyor. Orman özelliğini yitirmiştir denilen yeşil alanların satışı ve imara açılması iştahı kabartıyor. En iştahlı alıcılar müteahhitler olacak. Kent arazilerinde rant avcılığına yerli müteahhit ortak bulan yabancılar da böylece katılacaklar.
Necati Doğru/SÖZCÜ
Yorum Gönder