Duydunuz mu, Taraf Gazetesi halka açılıyormuş!
Yapılan açıklamaya göre, Taraf’ın hisseleri 12-13 Ocak tarihinde İMKB’de birincil piyasada değişken fiyatla talep toplama ve satış yöntemi ile halka arz ediliyor!
Bazılarınız bunun neresi anormal diyebilir de, durun bir dakika!
Bir şirketin halk arzı için onun belli bir imajı, sermayesi, varlığı ve de karlılığı olması gerekmez mi?
Peki Taraf gazetesinde bunlardan zerresi var mı?
Yahu bu gazete daha birkaç ay öncesinde maaşlarını ödeyemediğini açıklamış ve kapanacağını duyurmamış mıydı?
Taraf’ın değil bir varlığı, birkaç gün sonrasının gazetesi için kağıt stoku mevcut mu?
Metruk olsun bir binası, aracı ya da teknik donanımı var mı?
Reklam geliri personel maaşlarının yarısına olsun yetiyor mu?
Keza tirajı doğru mu?
Açıklandığı gibi bayie gidip 50 bin küsur insan gerçekten bu gazeteyi alıyor mu?
Abone kampanyası yoksa olmayan tirajı var göstermek için yapılan kamuflaj harekatı mı?
Ve böylesi sorulara muhatap olan Taraf gazetesi şimdi hisselerini halka satacak iyi mi?
Amaç bu halka arz ile Taraf’a eski parayla onlarca trilyon kaynak temin etmek ve yeni Anayasa sürecinde malum görevini sürdürmesini sağlamak mıdır?
Şimdi birileri çıksa ve bu halka arz izni halkı kazıklamaktır dese çok mu haksız olur?
Sürekli zarar eden bir tabela şirketine böyle bir imtiyaz nasıl verilir?
Bu izni veren SPK kuşkusuz böyle bir kararı kendi başına veremez, SPK Ali Babacan’a, Babacan’da muhtemelen Başbakan’a danışmış ve karar öyle verilmiştir!
Realite bu ise soruyorum Tayyip Erdoğan böyle bir sorumluluğun altına nasıl girer ve bunu niçin yapar?
Eğer gerçekten haberi olmamışsa Başbakan’ı buradan uyarıyorum derhal bu işe el koymalı ve gereğini yapmalıdır! Eğer bunu yapmaz ise izni kendi vermese dahi sorumluluk kendinde olacaktır!
Diyeceksiniz ki hisseler zorla satılmıyor!
Kuşkusuz öyle de bu hisse satışı ile malum merkezlerin operasyon gazetesi olan Taraf’a dolaylı yolla kaynak aktaracağı iddiaları var. Öyle ya hangi normal yatırımcı varlığı ve karlılığı sıfır ve hatta altında olan bir şirketin hisseni satın alır?
CHP ile MHP ne iş yapar, bu rezilliği neden gündeme getirmez?
Dün irtica ya da mürteci bugün Ergenekon!
Kısır döngü sürüyor!
AKP iktidarına kadar irtica ve mürteci kelimeleri insanları karalamak ve psikolojik operasyonlar yapmak için kullanılan kavramlardı!
Bu kelime ya da kavramlar bugün yerini Ergenekon’la yer değiştirdi!
Evet dün İrtica ve mürteci ne idi ise bugün tersinden Ergenekon aynıdır!
Dün mürteciler teröristti, bugün Ergenekoncular öyle!
Dün mürteciler vatan haini idi bugün Ergenekoncular hain!
Dün irticacılar demokrasiye karşıydı bugün Ergenekoncular karşı! Tablo siyah ile beyazı andırıyor!
Görüldüğü gibi bugünkü fotoğraf açık bir rövanşı işaret ediyor!
Onlar ne yaptı ise aynısı ve hatta fazlası anlayışı!
Soruyorum bu metotla bu ülkede sosyal barış ve bütünlük ve ahenk sağlanır mı?
Ümran Menderes lütfen sus!
Bu satırların yazarı Aydın Menderes’i Ümran Menderes’den daha eski tanır!
Öyle ki evlilik süreçlerindeki sıkıntılarını da bilir ve o dönem yaşananlara şahitlik etmiştir. Menderes ailesi fertlerinin (Bir tanesi benim muhabirimdi) bu evliliğe karşıtlıkları bir dönem biz Ankara gazetecilerinin ilgi alanındaydı!
Neyse dün dünde kaldı şimdi Rahmetli Aydın Bey’i mezarında rahat bırakmamız gerekiyor!
Bunu yapması gereken ilk isim de Ümran Hanımdır!
Hanımefendinin Aydın bey’in daha kırkı çıkmadan gerçek olmayan hikayelerle Demirel’e saldırması şık olmamıştır ve dahası asla hakikati yansıtmıyor zira çok iyi biliyorum Süleyman Demirel Aydın Menderes’in üstünde titrerdi. Ümran Hanımın söyleyeceği bir şeyler var idi ise bunu Aydın bey’in hemen ölümü sonrasında değil sağlığında yapmalıydı. Bunu o gün yapamadı ise bugün söyleyecekleri tamamen şahsi kızgınlıklarının yansıması olarak değerlendirilecektir!
Ne olur susun Ümran Hanım!
Fransa’ya ambargonuzu sevsinler sizin!
Ne imiş efendim, Ermeni hikayesine boyun eğen Fransa’yı titretecekmişiz!
Kim demişti bunu?
Başbakan Erdoğan!
Hatırlayın Tayyip bey kameraların karşısına geçip uzun uzun şunları bunları yapacağız, bu ambargoları uygulayacağız diye martavallar okumuştu!
Peki çok değil 10 gün sonra ne mi oldu?
Bırakın o söylenenlerin yapılmasını, Fransa Büyükelçimiz Tahsin Burcuoğlu bile derhal görevi başına yani Paris’e geri gönderildi!
Peki medya’da bu hafifliği sorgulayan var mı? Yok!
Soruyorum böyle bir devleti kim umursar ve adam yerine koyar!
Sarkozy AKP iktidarının hafifliğini bildiği için zerre tırsmıyor ve kendi çıkardığı yasanın bütün AB ülkelerinde de çıkmasını istiyor!
Yoo adama kızmayın, o görevini yapıyor. Yapana değil yaptırana köpürün!
Sabahattin Önkibar/Yeni Mesaj
Yorum Gönder