Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki son ifadesinde Hâkim Vedat Dalda’ya, “Bir Genelkurmay başkanının bir terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanması, bana verilecek en büyük cezadır. Bunun bu şekilde söylenmesi bile, verilecek en büyük cezadır. Takdir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz” dedi.
Suçlama trajikomik: Bu suçu reddediyorum. Bu suçla itham edilen kişi, TC devletinin 26. Genelkurmay başkanıdır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum. Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK’nin komutanıyım. Ki bu Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın sayılı en güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek ile suçlanması gerçekten trajikomik diyebiliriz.
Neden görevden alınmadım: Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Milli Güvenlik Kurulu üyesi olarak bu hükümetin bakanları ile birlikte çalıştık. Şimdi elbette devletimizin istihbarat olanak ve imkânları var, bu kadar sene beraber çalışıyoruz ki, siyasi otoritenin en büyük makamlarıyla o dönemlerde benim bir silahlı terör örgütü kurma ve yönetmem tespit edilememiştir ki, bu üzerinde durulması gereken bir nokta. Tespit edilmiş ve bu görevde tutulmuşsam, bu da ayrı bir nokta. Ben 30 Ağustos 2010 yılında emekli olduktan 1.5 yıl sonra, böyle bir suçlama ile karşı karşıya kaldım. Çok üzücü, anlaşılması zor. Eğer ki benim bu faaliyetlerimi aktif görevim esnasında yaptığım iddia ediliyorsa, bu faaliyetlerim o zaman da devletin yetkili makamlarınca anlaşılmamışsa, bunu da anlamak mümkün değildir. Netice olarak böyle bir iddiayı duymak, işitmek, Silahlı Kuvvetler’e, ülkeye, devlete görev vermiş, şerefiyle görev vermiş birisi için çok ağır bir iddia. Bu iddianın bu şekilde dile getirilmesi bile benim için en ağır cezadır. Bundan sonra ne ceza verilirse bu beni daha fazla üzmez. Benim görevim esnasında böyle bir şey varsa gereken yapılmalıydı.
700 bin kişilik güçle bunun başka yolları olabilirdi: Bu kanaate nasıl ulaşılmıştır, basın açıklamalarımdan, İnternet Andıcı konusu başlığı altında internet sitelerinde çıkan yazılar, bir iki haber ile Genelkurmay Başkanı itham edilmektedir. Ben savcılık sorgum esnasında ciddi bir soru ile de muhatap olmadım, eğer bunlarla bu sonuca varılarak ben suçlanıyorsam, bu gerçekten acıdır. Bir iki basın açıklaması ve bir iki internet sitesi haberi ile hükümeti yıkmakla itham ediliyorsam bu çok acıdır. Benim böyle kötü bir amacım olsa 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları da olabilirdi. Her zaman kanunların ve anayasanın çizgisinde oldum.
Teşekkür edilmesi gerekir: Ben 2008 yılı 30 Ağustos tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayımlandı. Bu haber üzerine konunun derhal incelenmesini istedik ve o haberde sadece site adresleri vardı, herhangi bir içerik yoktu. İlk inceleme sonucunda, şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde, ben bu siteleri kapattırdım. Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir ki, ben bu siteleri kapattıran kişiyim.
İddianame çıktıktan sonra öğrendim: İnternet Andıcı ile ilgili bilgim 4 Kasım 2009 tarihinde oldu. Haberin yayımlanmasını müteakip. Şubat 2009’da kapattığımız sitelerin içerikleri nedir, burada ne yapılmıştır konusunun cevabını veya bu konu ile ilgili bilgileri de ancak İnternet Andıcı ile ilgili iddianamenin 2011 yılının Ağustos ayında iddianame çıktığı zaman kısmen öğrendim.
2. Başkan bana arz ederdi: 2. Başkan tarafından sayın komutana arz diye sunulan bir belge normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Arz edilmiş olsa bir imza, bir paraf mutlaka konulurdu. Bu andıç 2. Başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır iddialara göre. Bu andıcın bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildiği iddia ediliyor. Ancak, bu andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargâh içinde işleme girdiğini de görüyoruz.
Tarihe not düşeceksiniz: Bir Genelkurmay Başkanı’nın bir terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanması, bu bana verilecek en büyük cezadır. Bunun bu şekilde söylenmesi bile verilecek en büyük cezadır. Bundan daha büyük cezanın olabileceğini ben düşünmüyorum. Takdir mahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz, ancak sizler tarihe not
İmzamı kim görmüş: 30 Ağustos 2008-Şubat 2009 tarihleri arasında bu sitelerde hiçbir işlem yoktur. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında, benim görev süremden öncesidir. Şubat 2009 tarihinden sonra 4 sitenin kurulması konusu bu andıcın temel konusudur. Bu andıç bana arz edilmedi, arz edilmiş olsa muhakkak üzerinde imzam ya da parafım olurdu. Bir kişi çıkıp bu andıcın üzerinde komutanın imzası ya da parafını gördüm diyen bir kişi dahi yoktur. Hazırlık aşamasında olan bu siteler de 19 Haziran 2009 tarihinde kapatıldı. Bu siteler aktif dahi edilmemiş, bir haber dahi yapılmamıştır.
AVUKATI: BU NE HIZ
Sorguda söz alan Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer ise 30 Aralık 2011’de görülen duruşmada suç duyurusu kararı verilmesiyle başlanan sürecin çok hızlı bir şekilde ilerlemesine dikkat çekerken, Başbuğ’un yargılamasının Yüce Divan’da yapılması gerektiğini vurguladı.
Müvekkilim oturup bu siteleri kontrol etmez: 700 bin kişilik ordu bundan daha ciddi bir ilgi ve alaka beklerken müvekkilimin bu sitelere zaman ayırabilmesi mümkün değildir. Müvekkilimin iddia olunan suçu basın açıklamaları ve internet siteleri ile işlemesi mümkün değildir. Müvekkilimin emrinde ordular bulunmaktadır. Elinde bu güç varken başka yollara başvurmasının imkân ve ihtimali yok.
4 günde tutuklamaya sevk edildi: 30 Aralık 2011 tarihli duruşmada suç duyurusu yapılmasına karar verildi ve pazartesi günü derhal soruşturma başladı. 4 gün sonra ise tutuklamaya sevk edildik. 4. gün karşınıza geldik. Müthiş bir hızın ancak bu hızın gerekli incelemeyi cumhuriyet savcısına da vermediği kanaatindeyim.
Yargılama Yüce Divan’da yapılmalı: Anayasada 148. madde değişikliği ile yargılamanın Yüce Divan’da yapılması ve dosyanın bu hali ile derhal oraya gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Göreve ilişkin itirazlarımız savcılığa da en baştan itibaren iletilmiştir.
Cumhuriyet
Yorum Gönder