Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Artvin'in Hopa İlçesi'ndeki mitingi öncesi ve sonrasında çıkan olaylarla ilgili bölgede inceleme yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türk Tabipler Birliği (TTB), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyelerden oluşan heyet ön raporunu açıkladı. Raporda, Hopa halkının zalimce bir muameleye maruz bırakıldığı ve olayların 1980'li yıllarda yaşananları aştığı iddia edildi.
Hopa'da iki gün boyunca incelemelerde bulunan 10 kişilik heyetin ön raporuyla ilgili Tek Gıda-İş Sendikası Rize Bölge Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. Heyet adına raporu açıklayan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcisi Mehmet Antmen, bölgede Hopa Kaymakamı, Belediye Başkanı ve İlçe Emniyet Müdürü ile Hopa'da faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve olaylarda hayatını kaybeden Metin Lokumcu' nun ailesiyle görüştüklerini ve Hopa halkını dinlediklerini söyledi. Hopalıların olay günü HES'lere tepki göstermek, derelerine sahip çıkmak ve geçim kaynağı olan çayda kota kontenjanları hakkında tepkilerini dile getirmek için yaptıkları barışçıl ve demokratik eyleme izin verilmediğini belirten Antmen, tepkilere tahammül edemeyen Başbakan'a bir kilometre bile yaklaşılamadığını belirterek şunları söyledi:
Başbakan'ın hopa halkına özür borcu vardır
"Hopa'ya çevre illerden Kaymakamın deyimi ile 200, halkın ifadesi ile binlerce çevik kuvvet ve sivil polis yığılmıştır. Hopa dışından gelen polisin, özel güvenlik ve koruma görevlilerinin tavrı, yetmişli, seksenli yıllarda yaşananları aşmıştır. Hopa halkı devlet hastanesi aciline ve çocuklarının okuduğu okul önüne dahi bombalar atıldığını, esnaf ise dükkƒnlarına gaz bombaları yağdığını, insanların sığınmadığı dükkƒnlara bile bombalar atıldığını belirtmiştir. Hopa halkı büyük haksızlık yapıldığını, Erdoğan'ın molotof atıldığına dair söylemlerinin yalan olduğunu, bunu gören bir tek kişinin ve herhangi bir kayıt bile olmadığını, bunun ötesinde 'taş atıyor, molotof atıyor, eşkıya bunlar' gibi söylemlerle tüm medya ve halkın gözünde Hopa halkını kötülemeye çalıştıklarını belirtmiştir. Horon oynanırken bir anda gaz bombaları, havaya sıkılan silahlar, çevik kuvvetin ve özellikle de Başbakan'ın korumalarının saldırıları ile savaş alanına dönen meydanda Hopa halkı son derece zalimce muamelelere maruz kaldıklarını anlatmıştır. Olaylarda son derece kontrolsüz kullanılan gaz bombası nedeniyle Metin Lokumcu ölmüştür. Başbakan tarafından başsağlığı dilenmemiş, hatta Metin Lokumcu'nun ismini bile ağzına almayarak, halka ve merhumun ailesine karşı saygısızlık örneği göstermiştir. Bu anlamda Başbakan'ın Hopa halkına özür borcu vardır. Olayların üzerinden 7 gün geçmesine rağmen hala bir gerginlik ve olağanüstü hal devam etmektedir. Hopa halkı biran önce tutukluların serbest bırakılması, arananlara tutuklanmayacağına dair güvence verilmesini, çevik kuvvet ekiplerinin geri çekilmesini, Lokumcu şahsında da dava açılmasını istiyor."
Fiziki ve psikolojik işkence
Antmen, TİHV ve TTB hekimlerinin, gözaltına alınanlardan 13 kişinin muayenesini yaptıklarını, bunların bir kısmında fiziki işkence ve psikolojik etkilenme gözlemlediklerini belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Yaşları 20 ile 45 arasında değişen toplamda 10 erkek ve 3 kadında, olay üzerinden 5 gün geçmesine rağmen yapılan muayenelerinde, kaba dayağa bağlı yumuşak doku lezyonları tespit edildi. Gazın kimyasal etkisine dair bulgular ve yakınmalar azalmış ya da geçmişti. Psikiyatrik değerlendirmede, 13 kişinin 6'sı herhangi bir yakınma belirtmemekle birlikte, 6 kişinin yeni gelişen psikiyatrik semptomları mevcuttu. 1 kişinin olay öncesi var olan yakınmalarında artış olmuştu. 3 kişide bu yakınmalar nedeniyle ilaç tedavisi başlanmış olup, 3 kişiye de uzun süreli psikiyatrik destek almaları önerildi. Gözlenen psikiyatrik semptom profiline bakıldığında başvuranların kaygı içerikli belirtilerinin ve uyku sorunlarının ön planda olduğu söylenebilir. Bu profil, 31 Mayıs tarihinden itibaren Hopa'da sürmekte olan korku ve güvensizlik ortamı ile yakından ilişkilidir."
Yorum Gönder