Helalleşme Yok! Diz Çöktürme Var! - Necati Doğru

SÖZLÜKTE yazıyor.
Zahmet de istemez.
Açın. Bakıverin.
İnsan bilmeden incitir.
Bilmeden kalp kırar.
Bilmeden yaptığı kusurlar için o incitip kalbini kırdığı insana “hakkını helal et” diyebilir.
Bilerek küfür etmişsen.
Bilerek hiddetlenmişsen.
Bilerek korkutmuşsan.
Bu helalleşmeye girmez.
O kalbini kırdığın, aşağıladığın insan senin “iktidar gücünden korkup sinerek” kapına  gelmişse bunun adı “helalleşme” olmaz.
Allah önünde öbür dünyada kıyamet gününde seni “iflastan kurtarmaya” yetmez.
Sözlükte şöyle yazıyor:
Gücü elinde tutuyorsan!
İktidarsın!
Korkutuyorsan!
Yaptığın diz çöktürmektir!
Hürriyet Gazetesi‘nin birinci sayfasındaki başlıkları bulup yazan yazı işlerindeki gazeteci arkadaşlar ne kadar kibar, nazik, ince ruhlu insanlar
Dünkü Hürriyet’in manşetine;
“Kıraç’ı da diz çöktürdü”
diye yazmaya elleri varmamış.
“Kıraç’la da helalleşti”
başlığını koymuşlar.
***
İnan Kıraç, Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerinden değil.
Daha önceden varlıklı.
Herhalde serveti çok büyük.
İyi kazanıyor, kazandırıyor.
Toplumcu yanı da var.
Servetiyle müze kurdu.
Gidin, gezin, görün.
Pera Müzesi, abide oldu.
Arşiv taraması sırasında rastladığım bölük-pörçük haberlere göre, İstanbul Tepebaşı’nda Pera Müzesi önünde devletin malı olan geniş parseli de, bedelini en yüksek değerden ödeyerek, alıp Fransa’nın en ünlü mimarına çizdirdiği projeyle dünyaya nam olacak bir müze yapmak istiyor.
Toplumdan kazanmış.
Topluma geri sunuyor.

Tamam da İnan Kıraç aynı zamanda işadamı.
Onun şirketi Karsan şimdi bir yandan “hibrit otomobil ve elektrikli otomobil” üretmeye çalışırken öbür yandan da Türkiye’deki kentlere “taksi olacak” bir yeni prototipi satmaya uğraşıyor.
İnan Kıraç’ın seçim kampanyası sırasında bir gazetecilik kazasına uğramış, sandıktan “AKP’nin değil CHP’nin birinci parti çıkacağı” tahminini dost sohbetinde dile getirdiği yazılmıştı.
Hemen hışma uğramıştı.
Başbakan “yazılanlar doğruysa bu beni ciddi anlamda rahatsız eder… Kendisi geleceğe yönelik ciddi riskleri üstlenmiş demektir.” diyerek üstü kapalı tehdit etmişti.
***
Tehdit, korku üretir!..
Hürriyet’teki haberde yazmışlar.
İnan Kıraç, Ankara’da AKP Genel Merkezi’ne sabahın erken saatlerinde gitmiş, “AKP değil CHP birinci parti olacak lafını ben söylemedim, yazılanlar yalan” demiş.
“Barışma (!)” olmuş.
Adını “helalleşme” koyuyorlar.
Bu helalleşme değil.
Bu açık bir diz çöktürme.
El öptürme.

Bu diz çöktürme; ne 15 gün önce yapılan seçimde halkın yüzde 50 oyunu alarak güçlenmiş bir lidere yakışıyor, ne de kentlere otomobil satmaya çalışan bir işadamının o liderin ayağına gitmesine!
***
Niçin yakışmıyor biliyor musunuz?
Tarihten bir örnek yazayım.
Anlayın.
“Salonda ağır bir hava vardı. Almanya’nın en büyük işadamları toplanmışlardı.
İçlerinde ülkenin en büyük firması Krupp’un sahibi Gustav Krupp da vardı.
Nazi Partisi’nden Hitler’in en yakın adamı Borman, salona girdi. Masadaki mikrofondan salondaki sanayicilere şu mesajı verdi: “İktidara gelmek için yeterli paramız yok. Bu para sizde var. Size iki seçenek sunuyoruz: Yaz siz, bize bu parayı vereceksiniz veya bu parayı biz sizden alacağız. Tercih sizindir”
(Kaynak: Les Armes des Krupp)
Alman zenginleri parayı verdiler.
Nazi Partisi iktidara geldi.
Orduya silah sattılar.
En çok satışı Krupp yaptı.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget