Savcıdan Haberal ve Balbay'ın tahliye talebine ret

Savcılar, Haberal ve Balbay'ın tahliye talebi için ret yönünde görüş bildirdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliyelere ilişkin talepleri yarın karara bağlayacak.

Ergenekon Davasının sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, Balyoz Davası tutuklu sanığı emekli Korgeneral Engin Alan, mahkemelere başvurarak tahliye talebinde bulundu.
24. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinde Zonguldak'tan milletvekili seçilen ikinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Haberal'ın avukatı, müvekkilinin oğlu Erkan Haberal tarafından Zonguldak İl Seçim Kurulundan alınan milletvekilliğine ilişkin mazbatayla tahliye isteminde bulundu. Haberal ile ilgili kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi verecek.
Balbay'ın mazbatasını dün İzmir'den alan avukatları, tahliye talebini bugün 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundu.  İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen İkinci Ergenekon davasında iki yılı aşkın bir süredir tutuklu yargılanan ve CHP İzmir 2. Bölge'den milletvekili seçilen Mustafa Balbay'ın Avukatı Mehmet İpek, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinin önünde bekleyen basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Daha önce de hukuken Mustafa Balbay'ın tutukluluk gerekçelerinin haklı olmadığını düşünüyorduk, yeni bir durum da ortaya çıktı, milletvekili oldu. Yasama dokunulmazlığından da yararlanması için anayasanın 83. maddesi çerçevesinde müvekkilimin tahliyesini talep ettik. Artık kararı mahkeme verecek'' diye konuştu.
Avukat İpek, ''Dilekçenizde kaçma şüphesi olmadığı gibi şeylerden bahsettiniz mi?'' sorusuna karşılık ''Tabii onlardan bahsettik. Zaten bize göre, daha önce de söylediğim gibi tutukluluğun şartları önceden de yoktu. Bize göre şimdi yeni bir durum ortaya çıktı artık milletvekili olması nedeniyle. Bunları da belirten talebimizi mahkemeye sunduk. Artık kararı mahkeme verir'' dedi.
Daha önceki genel seçimde bağımsız milletvekili seçildikten sonra tahliye edilen Sabahat Tuncel hakkında verilen kararı dilekçelerinde emsal karar olarak sunduklarını ifade eden Mehmet İpek, mahkemenin Prof. Dr. Mehmet Haberal ve müvekkili Balbay ile ilgili tahliye taleplerini ayrı ayrı değerlendireceği kanaatinde olduğunu bildirdi.
Mahkemeye sunulan dilekçe

Balbay'ın avukatı Mehmet İpek tarafından hazırlanan, ikinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan tahliye talepli 7 sayfalık dilekçede, 2 yılı aşkın süreden beri tutuklu olan Balbay hakkında yapılan tüm tahliye taleplerinin basmakalıp ve hukuki temelden yoksun gerekçelerle reddedildiği belirtilerek, 24. dönem genel seçiminde İzmir'den milletvekili seçilen Balbay'ın dün mazbatasını alarak resmen milletvekilliği sıfatını kazandığı kaydedildi.
''Müvekkilimiz Mustafa Balbay'ın milletvekili sıfatını kazanarak yasama dokunulmazlığından yararlanması ve yargılama tedbiri olmasına rağmen müvekkilimiz yönünden önceden cezalandırma aracına dönüşen tutukluluk halinin kaldırılması gerekmektedir'' denilen dilekçede, Balbay'ın anayasanın 83. maddesi gereğince yasama dokunulmazlığını kazandığı, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphelerinin tamamen ortadan kalktığı, Balbay'ın milletvekili seçilmesi nedeniyle tutukluluk durumunun özellikle de ölçülülük ilkesi bakımından yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu ve Balbay'ın tutukluluk halinin devamının CMK ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına aykırı olduğu ifade edildi.
Sadece suç isnadıyla aleyhine herhangi bir hüküm verilmemiş Balbay'ın milletin iradesini temsil edememesinin hukuka ve kamu vicdanına aykırı olduğu belirtilen dilekçede şunlar kaydedildi:
''Ayrıca Türk ulusunun vekili olarak tayin ettiği müvekkilimizin milletvekili görevini yerine getirmemesi en başta gözetilmesi gereken kamu yararını da derinden etkilemektedir. Millet adına karar veren bir makam ile milleti karşı karşıya getirmek gibi istenmeyecek bir sonucu doğurmanın yaratacağı toplumsal, sosyal ve siyasal krizin yaratacağı zarar karşısında, tutuklama ile elde edilecek, elde edildiği düşünülen yarar karşılaştırıldığında ortada çok büyük bir dengesizlik olduğu açıkça görülmektedir.''
Dilekçede, Balbay'ın millet iradesini temsil görevine başlayabilmesi için anayasanın 81. maddesi uyarınca TBMM'de ant içmesi gerektiği, milletvekili seçildiği için kaçma, saklanma ve delilleri karartma şüphesinin ortadan kalkması ve Balbay'ın 2 yılı aşkın süredir devam eden tutukluluk halinin tedbir niteliğini yitirmiş olması nedenleriyle emsal nitelikteki kararlar ile Yargıtay ve AİHM'nin kararları da göz önüne alınarak tahliye edilmesi istendi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, Prof. Dr. Mehmet Haberal ile gazeteci Mustafa Balbay'ın tahliyelerine ilişkin talepleri yarın karara bağlayacağı bildirildi.

Engin Alan'ın da dilekçesi mahkemede
MHP milletvekili Korgeneral Engin Alan'ın da tahliye talebi avukatı Ayhan Nacak tarafından bugün mahkemeye sunuldu.
Silivri Cezaevi İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan duruşma salonuna gelen avukat Nacak, Balyoz Planı davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ile görüştü.
Müvekkili hakkındaki tahliye talebini içeren dilekçeyi mahkeme heyetine sunduktan sonra duruşma salonun bulunduğu binanın dışında bekleyen gazetecilerin sorularını yanıtlayan Nacak, dilekçe muhteviyatı hakkında fazla bir açıklamada bulunmak istemediğini belirterek, ''Daha önce de söylediğim gibi tutuklama bir tedbir kararıdır. Halkın iradesiyle milletvekili seçilmiş bir kişi halkın güvenini kazanmış demektir. Mahkemelerimiz de zaten halk adına yargılama yapmaktadırlar. O nedenle halk iradesini uygun bir karar çıkacağına zannediyorum'' dedi.
Bir gazetecinin ''Karar ne zaman çıkar?'' diye sorduğu Nacak, ''Sayın başkanımız bu konuda acele bir karar vereceğini tahmin ediyorum. Onun süresini etkileme gibi bir durumumuz söz konusu olamaz'' yanıtını verdi.
Nacak, bir gazetecinin ''Dilekçenizde Sebahat Tuncel örneğini verdiniz mi?'' sorusuna da dilekçede Tuncel örneğini vermediğini ifade ederek, Engin Alan'ın ayrı ve müstakil bir kişi olduğunu belirtti.
Bir gazetecinin ''Milletvekili seçilmesi tek başına tahliye gerekçesi olamaz diyenler var. Sizin görüşünüz nedir?'' diye sorduğu Ayhan Nacak, şunları kaydetti:
''Milletvekili seçilmek tek başına tahliye sebebi tabii ki olmaz. Tahliye sebepleri CMK'da sayılmıştır. Ama müvekkilim hakkında sadece bir iddianame düzenlenmiş ve buna dayanarak tedbir mahiyetinde bir tutuklama kararı verilmiştir. Yasalarda, hüküm kesinleşinceye kadar kişi masum sayılır. Yani iddianamenin düzenlenmiş olması kişinin suçlu sayılmasını gerektirmez. Halkın iradesiyle seçilmiş bir kişi var. Olayı bu şekle indirgediğimiz zaman masumiyet karinesi gereğince ve milletvekili seçilmiş olması bence tahliyeye neden olacaktır. Gerekçeler yazılırken muhakkak kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesinin olmadığı da yazılacaktır. Milletvekili seçilen bir kişi kaçar mı?''
Nacak, bir gazetecinin ''Turhan Çömez örneğine ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine de onun emsal olarak alınmaması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
''Engin Alan daha önce yapmış olduğu görevler itibariyle ve daha önce 4 kere tutuklandı ve 4 kere de serbest bırakıldı. O nedenle davanın hiçbir aşamasında ve mahkeme heyetine karşı saygısız davranışlarda veya ifadelerde bulunmaktan kaçındık. Niye kaçındık? Demokratik ve hukuk devletinde yaşadığımıza göre sözlerimize ve hareketlerimize dikkat etmek zorundayız. Toplumu gerecek her türlü faaliyete hayır dememiz lazım.''
Nacak, bir gazetecinin ''Eğer tahliye konusunda ret kararı çıkarsa ne yapacaksınız?'' sorusuna, ''Bu aşamada milletvekili seçilmiş ve daha önce yaptığı görevler nedeniyle de hiçbir zaman kaçmayı veya delilleri karartmayı aklında dahi geçirmeyen, efsane olmuş bir komutan hakkında tutuklamanın devam edeceğini düşünmüyorum'' karşılığını verdi.

Savcılar, tahliye talebine ret yönünde görüş bildirdi
Savcılar, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan ve CHP'den İzmir Milletvekili seçilen Mustafa Balbay ile CHP'den Zonguldak Milletvekili seçilen Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın tahliye taleplerinin "reddi" konusunda görüş bildirdi.  Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay hakkındaki son kararı mahkeme verecek. Balbay ve Haberal avukatları aracılığıyla mazbatalarını almış ve tahliye edilmeleri yönünde mahkemeye başvuruda bulunmuşlardı.