Bazen bir reklam sloganı dolanır dillere, bazen argo bir çift söz...
Otuz yıl öncesinin en moda sözü “ayol”du...
On yıl kadar önce bütün kızlar saçma sapan bir şeyler sıralayıp, ardından “deeeeermişim” diye kahkaha atmayı âdet haline getirmişti...
Altı yedi yıl kadar önce de, “Oha falan oldum yani... Kal geldi”yle şenlendik... Çünkü Avrupa Yakası adlı dizideki bir kadın karakter öyle konuşuyordu!
Bugünlerin en popüler sözü ise, “Oooo yeaahh!”
Gençleri bırakın, yaşını başını almış adamlar bile sevinçlerini belli etmek için önce kollarını dirsekten kıvırıp ellerini yumruk yapıyor ve havaya savuruyor, sonra da gök gürültüsünü andırır bir sesle haykırıyor:
“Oooo yeaahh!”
Bu söz de Survivor adlı yarışma programının yarışmacılarından Taner’in güzel dilimize armağanı...
Son günlerin tek “slogan”ı bu değil...
Bir de “helalleşme” furyası başladı...
Kimi görsem, kiminle iki satır konuşmaya kalkışsam, herkes helallik istiyor...
İçimden, “Hayırdır kötü bir hastalığa mı yakalandın, ölüyor musun yoksa” diye sormak geliyor ama... Bir pot kırmış olurum diye, soramıyorum!
Bu modanın yaratıcısı da Başbakan...
Onun seçim gecesi yaptığı meşhur balkon konuşmasında siyasi rakiplerinden helallik istemesiyle başladı her şey...
Böylece; seçim öncesinin bol hakaretli, aşağılamalı ve hatta küfürlü “kampanya” dönemini kapattığını, “beyaz bir sayfa” açtığını ilan etti...
Etmez olaydı; o günden beri herkes helallik istiyor!
Yine Survivor’da hepimizi fıtık eden arabeskçi Nihat Doğan, önceki gece tam 17 kez helallik istedi her türlü hakareti ettiği arkadaşlarından...
Tabii; vermeyeni “şerefsiz” ilan etmeyi de ihmal etmedi!
Duydum ki; helallik isteyenler kervanına CHP’liler de katılmış...
Bolu’da 34 yıl aradan sonra Meclis’e vekil gönderen CHP’nin milletvekili Tanju Özcan, mazbatasını aldıktan sonra koşar adım AKP İl Başkanlığı’na gitmiş ve seçim sırasında yaşananlar nedeniyle helallik istemiş...
Aldığı yanıt da, “Helalliği bizden değil, halktan iste” olmuş...
İyi de hangi halktan?
Oy veren CHP’lilerden mi, vermeyen AKP’lilerden ya da MHP’lilerden mi?
İşin ilginci kimse çıkıp da bu helallik isteyenlere, “Hukuk devletinde yaşıyoruz arkadaş” demiyor...
Herkes bir yandan “İslam Hukuğu”na göre helallik isteyip, hemen arkasından Amerikalı kesiliyor ve “Oooo yeaahh” çekiyor!
Çok merak ediyorum; kolay renklesin diye domuz kanı kattıkları kaçak çaylarla dün Van’da yakalanan sahtekârlar da halktan helallik mi isteyecek, yoksa bugüne kadar kazandıkları haram parayı hatırlayıp “Oooo yeaahh” mi diyecekler?
Bana göre ikisini de yapacaklar...
Çünkü devir; “ikisini birden yapanlar”ın devri!
Neyse... Bu yazıyla kırdığım birileri varsa, haklarını helal etsinler...
Oooo yeaahh!
EKSEN!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, kendisine yönelik eleştirilere dün yanıt verdi ve “Partinin eksenini kaydırdığım söyleniyor. Yaptıklarımız eksen kayması ise, devam edecek. Kurultay’ı toplamak da gereksiz” dedi...
Kendisine hatırlatmakta yarar var:
Bir partinin ekseni; ancak o partinin üyeleri ve Kurultay’ı isterse kayar ya da yerinden kalır!
Kendisinden önceki yönetimleri “tek adam”lık yapmakla suçlayan bir Genel Başkan Yardımcısı, eğer partisinin politikasından, programından memnun değilse gideceği adres Kurultay olmalıdır.
Aksi halde Gürsel’in akıbeti, “kaydıracağım” dediği o eksenin altında kalmak olur!
Bu da benden dost hatırlatması...
GÜNÜN SORUSU
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün devlete karşı işlenen suçları da içeren bir genel affın çıkarılabileceğini söyledi, 24 saat bile geçmeden kendisine en sert tepki partisinin Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’dan geldi: “Af, kitabımızda da defterimizde de yok...” Sorum açık:
Aynı partinin iki önemli isminin son derece önemli bir konuda böylesine ayrı telden çalmaları, neyin göstergesi?
Yorum Gönder