BİRÇOK insan gibi partiler de kendilerini tanımlarken başkalarının onları nasıl tanımladığına pek aldırış etmezler. Örneğin, CHP’liler partilerini kısaca “Cumhuriyeti kuran, Atatürk’ün partisi” diye tanımlar. Yeterli midir? Birçoğu, yeterli sayar. Yeterli saymayan da vardır ve tartışma sürüp gider.
Ama, şu sıra asıl tanımlanması gereken, ideolojik nitelikteki bu konulardan da önce, kuruluşun adındaki “parti” kavramıdır.
Aslında CHP’deki tartışma dolayısıyla şu sıra gündeme gelen bu konu Türkiye’deki irili ufaklı bütün partiler açısından ciddi olarak tartışılmalıdır. İnsanlarımız, parti kavramını kolaylıkla dernek, vakıf, sendika, hatta sosyal kulüp gibi kavramlarla karıştırıp particiliğin asıl amacı olması gereken iktidar hedefini çabucak unutabiliyor. Belki, ülkedeki irili ufaklı siyasal parti sayısının bunca fazla oluşunun nedenlerinden biri de budur.
Siyasal parti, belirli düşüncelere inanan, belli hedeflere yönelip bu inanç ve hedefleri ülkelerinde gerçekleşmek için bir araya gelip siyaset yapması gereken insanların örgütüdür.
Yani çay partisi, bezik partisi değil, iktidar olma partisi.
Elbet bir siyasal parti içinde ideoloji ve program tartışmaları görülecek, partilerde de bütün örgütlerde olduğu gibi kuruluşun yönetimine geçme yarışı olacaktır. Ne var ki, bir parti içindeki tartışma ve yarışın dernek, vakıf, sendika ya da sosyal kulüp yönetimine gelmek için yapılan tartışma ve yarışlardan farkı, sonucunun bütün bir ülkeyi ve toplumu ilgilendiriyor olmasıdır.
İnsanı ve toplumu tanıma açısından derslerle dolu olan parti yaşamının, aynı zamanda düşünce ve program tartışmaları dolayısıyla üyeler için bir çeşit “okul” olduğu çok söylenir. Unutmayalım ki, böyle bir ilginin gözden kaçan önemli bir başka yanı daha var: Partilerde olup bitenleri izlemenin, sadece üyeler için değil, halk yığınları için de okul sayılabilecek olması. Bu bakımdan, CHP’de şimdi yaşananlar, taraflar arası basit bir nüfuz çekişmesi olarak değil, “Cumhuriyetin kurucusu” durumundaki bir ana muhalefet partisi içindeki bakış açılarının ve yönetim anlayışlarının taşıdığı anlam dolayısıyla da ilgiyle izlenmeye değer sayılmalıdır.
Yorum Gönder