Oradaydım.
Kimseye çağrı gitmediği halde inanın kulaktan duymalar ile muazzam bir kalabalık vardı.
Tekin’in gelmesi ile sanki yer yerinden oynadı. Salona girişi yoğun kalabalık yüzünden bir hayli zor olan Tekin’i salonda bekleyenler salona sığmamış bir kısmı merdivenlere çökmüş bir kısmı ise ayakta sıkışık haldeydiler. O ayakta kalanlardan teki de bendim maalesef onu karşılayanlar arasındaydım ve sonradan içeri girdiğimden duracak yer bile bulamamıştım.
Halk buradaydı işte; Halkçı Tekin diye alkışlı sloganlar belki salonu aşıp Maltepe sahillerine kadar uzandı.
4 yıl önce İl Başkanlığı sırasında Cumhuriyet Halk Evleri projesi ile gündeme oturmuştu.
Cumhuriyet Halk Evleri; halkın ihtiyaçlarına yönelik çeşitli eğitim ve hizmetler üreten, ihtiyaç sahiplerinin yerinde hizmet almasını sağlamak amacıyla kurulmuş gönüllü sosyal bir oluşumdur.
Cumhuriyet Halk Evleri’nin hedefi; üretilen hizmetlerle; daha iyi anne-baba, daha başarılı öğrenci, daha bilinçli genç, daha farkında birey, daha sorumlu ve duyarlı yurttaş ve hayatına daha çok sahip çıkan, daha mutlu insanların çoğalmasına katkı sağlamaktır.
Cumhuriyet Halk Evleri, hiçbir ayrım gözetmeksizin herkese açık, ücretsiz ve eşit hizmet ilkesiyle yönetilmektedir. Bunu kısa dönem Maltepe Fındıklı Kısa adı CHE olan evde görev yaptığım için çok iyi biliyorum.
İşte bu hizmet karşılığı herkes sevgi ile karşılıyordu onu. Kimler yoktu ki?
Örtülüsü örtüsüzü, Türk’ü Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si… Bunun adı halktı. Bunun adı eksen kayması ise can kurban böyle eksen kaymasına.
İlçe başkanları, belediye başkanları, çiçeği burnunda yeni vekiller, tanıdığım tanımadığım herkes oradaydı.
Buradan çıkışında açıklamalarda bulunan Tekin, 25 yıldır CHP’de siyaset yaptığını ve bugüne kadar partinin kurumsal kimliğine zarar verebilecek bir tek kelime etmediğini ifade ederek şöyle konuştu:
Örgütlerden sorumlu 3 aylık bir genel başkan yardımcısıyım. Dehşetle izliyorum, kamuoyunda, basında, medyada televizyon, televizyon koşan arkadaşlarımız keşke seçim arifesinde sokaklarda Sayın Genel Başkanımız gibi, arkamda duran ilçe başkanlarımız, gönüllülerimiz gibi sokakta koşturabilselerdi. Ama bugün televizyon, televizyon koşup partinin kurumsal kimliğini zedeleyenler hiç kusuruma bakmasınlar.
Bundan sonra bu partide disiplin de işleyecektir, demokrasi de işleyecektir. Öncelikle elbette demokrasi işleyecektir. Ama demokrasiyi işleteceğim diye partinin kurumsal kimliğine zarar veren arkadaşlarımızı Sayın Genel Başkanımız uyardı, ben de örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak uyarmak istiyorum.”
CHP’de parti içi demokrasinin olduğunu ve kurultay istenebileceğini kaydeden Tekin, “Toplarsınız, kurultay iradesi delegededir, 650 delege getirirsiniz, tartıştırmadan elbette bu kurultay yapılabilir” dedi.
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın kendisini Parti Meclisi (PM) dışında bırakma konusunda anlaştıkları haberlerinin anımsatılması üzerine Tekin, “Doğruluğu ne kadardır bilmiyorum ama gazete sayfalarına baktığımızda daha 8 ay önce birbirini boğazlayanların tamamının Gürsel Tekin üzerine ittifak etmeleri doğrusu beni sevindiriyor.
Ben bu son 5 ay içinde örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak sadece ve sadece genel başkanıma ve partime katkı sunmanın ötesinde bir şey yapmış değilim. Ama bundan sonra yapmayacağım anlamı taşımaz, o görevde olursam. Elbette yapacağım” diye konuştu.
Yaşananlara baktığında doğru şeyler yaptığını gördüğünü dile getiren Tekin, “Çok doğru noktalarda olduğumuzu gördüm, bu doğru noktalarda olmaya da devam edeceğiz” dedi.
KURULTAY İSTEYENLER MİLLETVEKİLİ OLAMAYAN ARKADAŞLARIMIZ”-
“CHP’nin geleceği ne olur?” sorusu üzerine de Tekin, “CHP’nin geleceğine hiçbir şey olmaz, CHP bir çınar. Nasıl ki bugüne kadar hayatına devam ettiyse bugünden itibaren de devam edecektir” dedi. CHP’de 1992’den bu yana 15 kurultay yapıldığını belirten Tekin, “15 tane kurultay keşke partideki bütün sorunları çözebilseydi.
16’ncısı olabilir, onun için kurultayın olacağını zannetmiyorum. Ben örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak bugüne kadar kurultay talep etmesi gereken il başkanlarımız, kurultay delelgelerimizin böyle bir talebinin olmadığını, sadece milletvekili olamayan arkadaşlarımızın bu taleplerinin olduğunu görüyorum, bu da çok acı bir şey” diye konuştu.
“Kurultay istekleri kasıtlı mı?” sorusu üzerine de Tekin, “Kasıtlı anlamında söylemek istemiyorum. Ama konuşanlara baktığımızda milletvekili olamayan arkadaşlarımızdır” dedi.
Sözleri sık sık sloganlar ve alkışlarla kesilen Tekin;
CHP’de ideolojik bir tartışma olmadığını dile getirerek “Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin önemli bir süreçte olduğunu göreceksiniz, Türkiye’nin CHP’nin birliğine bütünlüğüne ihtiyaç duyduğu bir dönemde partiyi zedelemenin hiç kimseye yararının olmayacağını herkesin bilmesi gerekiyor. Eğer burada bir eksik, bir sorumluluk varsa elbette hepimiz hesap veririz. Ama 4 aylık bir yönetime 20-25 yıllık sorunu çözememişsiniz, niye çözmediniz derseniz bu insafsızlık olur. Yarın genel başkanım izin verirse MYK toplantısından sonra konuşacağım.” Dedi.
Genel başkanımızın yanındayız ve ne görev verilirse yapacağız diye sözlerini bağlayan Tekin kendisine ve Kılıçdaroğlu’na yapılan büyük tezahürat gösterileri arasına oradan ayrıldı.
TÜRKİYENİN BAŞBAKANINA SESLENİYORUM !
ANAYASANIN 14. MADDESİ Anayasanın ‘Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması’ başlığı altındaki 14. madde ise şöyle: “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.
Sayın başbakanım;
Anayasayı değiştirdiğiniz zaman bu madde üzerinde lütfen durun. Çünkü bu madde kişilere özel uygulanamaz.
Laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmak hatta Türkiye’yi bölmek isteyen PKK yanlılarına da aynı yasa ya geçmelidir ya da bu yasa değişmelidir. Diyarbakır’ı Kürdistan Başkenti ilan eden vekiller vatanı bölmek istemediler mi?
Haberal ve Balbay’a uygulanmak istenenler çifte standart olmamalıdır. Onlar isyan edip YSK ya dediklerini yaptırıp geri adım attıracaklar hatta falan çıkmazsa mecliste yemin etmeyeceğiz diye tehditler savuracaklar ve dedikleri yapılacak.
Olmaz sevgili başbakanım olmaz. Bir yasa suçu varsa ya herkese uygulanır ya da uygulanmaz.
Haberal ve Balbay’ın bu PKK yanlıları kadar millete zararları olmamıştır.
*****
Herkese sevgi ve saygılar…
Tünay Süer
Yorum Gönder