Aşırı makyaj, daracık giysiler... Çok değil bundan 10 yıl öncesine kadar belki kısa etek bile aileden izin almadan giyilemezken, günümüzde 12 - 16 yaşlarındaki ergen kızların yetişkin birer kadın gibi görünmeleri ve bu yönde davranmaları ebeveynleri endişelendiriyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Arzu Önal, bu tarz davranışlar sergileyen ergen genç kızları ne tür tehlikelerin beklediğini ve bunu önlemek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini anlattı.
Amaç 'popüler' olmak!
Eskiden daha çok çalışkan öğrenciler popülerdi. Bugün ise popülerliği yakalamak için geniş bir çevreye sahip olmak, moda ve teknolojiden anlamak gerekiyor. Bu nedenle ergenler popüler olmak ve büyüdüklerini kanıtlamak için sadece okulda değil, sosyal hayatlarında da bir şeyler yapma ihtiyacı hissediyorlar. Yaşıtlarına fark atmanın tek yolunun, daha erişkin görünmekten geçtiğini düşünüyorlar.
Kişilik bozukluğu gelişebiliyor!
Ergenlerin dış görünümlerine bu kadar önem vermeleri değer yargılarının gelişmesine olanak tanımayacağı için yüzeysel düşünce yapısı ortaya çıkıyor. Yüzeysellik ön plana geçtikçe ileride çözümü en zor psikiyatrik durumlardan biri olan narsist kişilik bozukluğu gibi bazı kişilik bozukluklarının görülme riski artıyor. Çünkü ergen kızlar yetişkin bir kadın gibi davranmaları nedeniyle özellikle erkekler tarafından dikkat çektiklerinde kendilerinin ‘mükemmel’ olduklarına inanıyorlar. Yetişkin döneminde de bu popülerliğin devam edeceğini düşünüyorlar. Örneğin kendilerini mükemmel biri olarak gördükleri için yeterli eğitimleri olmasa bile üst düzeyde eğitim isteyen bir işe başvuruda bulunabiliyorlar. İşe alınmadıklarında da ‘Benim gibi birini nasıl işe almazlar?’ diyerek karşı tarafı suçlama eğiliminde oluyorlar. Kendilerinin vazgeçilmez biri olduğuna inandıkları için de diğer kişilerden çok daha fazla ruhsal darbe alıyor, bunun sonucunda depresyondan kaygıya kadar çeşitli hastalıklara yakalanabiliyorlar.
Vaaz vermeyin, diyalog kurun!
- Çocuğunuzun büyüdüğünü kanıtlamaya çalışmasını hoş karşılayın, fakat sınırın nerede başlayıp nerede bittiğini ona mutlaka hatırlatın. Çünkü kendi kararlarını verme hakları olsa da ‘ergen’ demek ‘küçük bir erişkin’ oldukları anlamına gelmiyor.
- Her ailenin kültürel özellikleri ve hayata bakışı farklı oluyor. Dolayısıyla ne zaman ‘kırmızı ışık’ yakmanız gerektiğine kendi değer yargılarınıza göre karar verin.
- Çocuğunuzun açık kıyafetlerle dolaşmasından rahatsızlık duyduğunuzda ‘bir daha bunları giymeyeceksin’ şeklinde emir veya şiddet içeren cümleler kullanmayın. Çünkü ergenler emir içeren cümlelerden hiç hoşlanmaz ve tam aksini yapmaya çalışırlar. Bunun yerine ‘Bu makyaj sanki seni gereğinden fazla yaşlı gösteriyor. Doğal halinle sanki çok daha güzelsin, ne dersin?’ diyerek ılımlı bir şekilde yaklaşın. Ona erken yaşlarda çekiciliği kullanmanın bazı hoş olmayan sonuçları olabileceğini söyleyerek “sence ne gibi sonuçları olabilir?” şeklinde sorular yöneltip diyaloğu “vaaz” verme formatından çıkarın ve konuşmayı monolog değil, karşılıklı iletişimin olduğu diyalog haline getirin.
Davranışlarında ısrar ederse ceza uygulayın
- Ailesi davranışlarına sınır koyduklarında ergenler genellikle ‘Ama şunun annesi babası izin veriyor. Sen niye vermiyorsun?’ ya da ‘Şunun annesi kızına-oğluna arkadaş gibi yaklaşıyor, sen ise gereksiz yere sürekli yasaklar getiriyorsun.’ şeklinde oluyor ve ergen davranışlarında ısrar edebiliyor. Bu tür durumlarda ona detaylı yanıt vermek yerine sadece ‘Bu hareket bizim ailemizin kurallarına uymuyor. Çok istiyorsan açık bir renk ruj sürebilir.” şeklinde yanıt verin.
- Davranışlarında yine bir değişiklik olmazsa, bu kez aşırıya kaçmadan ceza verilebilirsiniz. Ancak aslında ergenlerin bu tarz ısrarlı yaklaşımlarını önlemenin yolu, çocukluk döneminde vereceğimiz eğitimden geçiyor.
Yorum Gönder